Sarhoşum....ama sana

1.6K 47 18
                                    

Ebru, ona yaptığım kahveyi yudumlarken bana gülümsüyordu. Hala ayılmamıştı. Ve üstünü toplam 3 defa değiştirmiştim.
Karşısına oturdum.
"Ebru"
"Ha"
"Ha değil efendim"
"E...fendim"
"Sana sorucağım soruları düzgünce cevapla tamam mı?"
"Haa"
"Bana ne kadar aşıksın?"
"Ohoooo"
"Ne?... yani nasıl güzelim"

Soruları cevaplaması için olabildiğince nazik davranıyordum.

"Valla çok pis aşık oldum sana" sonra suratımı inceleyip,
"Bir kere öpiyim mi" dedi.

Öpmek demişken... aklıma soru getirmişti.

"Sevgili olmadan önce beni hiç öpmek istedin mi?"
"Ohoooo"
"Oha ne zaman?"
"Her zaman"
Göz kırptı.

Ebru'nun söylediklerine inanamıyordum.

Sarhoşken söylediğin her şey gerçektir, çünkü sarhoşluk cesaret verir ve içindeki her şey dökülür.

"Benden önce hiç aşık olmuşmuydun?"
"He he"
"Ne? yani kime?"
"Lisedeyken bir çocuk vardı üfff"
"Adı neydi anlat?"
"Adı Kaandı. Ben buna aşıktım hatta bir keresinde önümde otururken saçının telini koparıp saklamıştım..."
"Kim lan o çocuk"
"Aaa bide dizi ün salınca mesaj attı bana"
"Ne yazdı lan"
"Eskiler ne güzeldi yaa, dedi ve haftaya buraya geliyomuş buluşma ayarladık"
"Ebru seni öldürürüm ne diyosun"

Az önceki 'sarhoşken söylediğin her şey gerçektir' lafını unutun hatta direk hafızanızdan silin. Yoksa o çocuğu bulup dövebilirim...!

Sinir krizi geçirecektim. Bir an önce uyumak ve sabah olduğu zaman Ebru'ya hesap sormak istiyordum.

Tansu'dan:
"Beni duşa sokar mısın? Nasıl duş alınıyor bilmiyorum" dedi Oya.
"Oya manyak mısın?"
"Manyak ne demek?"
"Allahım sabır ver"

Keşke allah belamı verseydi de o esnada ağzımdan gerçekleri kaçırmasaydım.

Akın'ı aradım.
*************

"Alo"
"Alo, kardeşim ben delirmek üzereyim"
"BENDE TANSU BENDE"

Yüzümü buruşturup telefonu kulağımdan çektim. Bağırıyordu.

"Niye bağırıyorsun kulağım acıdı amına koyim"
"Anlatırım yarın, sana noldu?"
"Oya diyor ki beni duşa sokar mısın, neymiş duş almayı bilmiyomuş"
"Allahım... bende Ebru'nun üstünü 3 kere değiştirdim 3! bide banyoyu yıkadım valla bende kusucam şimdi"

Kahkaha attım. Ağlanacak halime gülüyordum.

"Gülme oğlum ya"
"Sana noldu?"
"Boşver şimdi"
"Tamam o za-"

Lafımı tamamlayamadan Akın'nın 'OF' diye bağırma sesi geldi.

"Lan noldu?"
"EBRU YİNE KUSMAYA GİTTİ AMINA KOYİM"

Yüzümü buruşturup Oya'ya döndüm. Ama Oya oturduğu koltuktan kalkıp lavaboya girmişti.

"Hayır! hayır! hayır!"
"Noldu Tansu??"
"Öğğğk bende kusucam şimdi"
"Ne"
"Oya'da kusuyor amına koyim"
"Ya o çeneni tutsaydın şuan mis gibi yemek yiyoduk amına koyim"
"Sus sus kapatıyorum ben, eğer 30 dakika sonra seni aramazsam, ya kokudan ya da mide bulantısından bayılmışımdır hemen polisi ara"

Güldü.
"Oğlum polis ne alaka"
"Çünkü bu insan zehirlenmesi,
cinayetten başka bişey olamaz"

Bu sefer kahkaha atıp:
"Tansu gülmekten karnım ağrıdı ben kapatıyorum. Merak etme ararım yarım saatte bir. Hadi görüşürüz kardeşim"
"Umarım görüşürüz"

Akın'dan:
Tansu'nun söylediklerine gülüp gülüp duruyordum. Artık Ebruyla uğraşacak takatim kalmamıştı.
"Ebru iyi misin?"
.....
"Ebruuu?"

Ses gelmeyince banyoya girdim.
"Ebru napıyosun sen?"

Çamaşır makinesinin kapağını açmış, çamaşırlarla dertleşiyordu.

"Seni anlatıyorum"
"Tişörtemi anlatıyosun beni Ebru? Hadi kalk yerden"
"Aaaa öyle deme üzülür sonra"
Diyip dudaklarını büktü.
"Ebru kalk"
"Sanane ya sen kimsin ki?"
"Sevgilinim Ebru!"
"Sen nerden sevgilim oluyorsun be! Benim sevgilim Kaan"
"Ebru bulurum o çocuğu PARDON SEVGİLİNİ sonra da boğarım!"

Dudaklarını büküp, tişörte beni işaret edip konuşmaya başladı.
"Bak görüyor musun? Bana bağırıyor"
"Ebru yemin ederim deliricem kalk şurdan"
"Tamam be... ama bir şartla"
"Söyle?"
"Öpüşelim mi?"
İki elini birleştirip gözlerini kıstı.
"Lütfeeen"
"Ebru kalk ayağıya"
"Ee hani öpmedin"
"Düş önüme. Seni sevgilin Kaan öpsün"
Düşüncesi bile sinir bozucuydu.
"Dur lan öpmesin"

Ebru'ya döndüm, yatakta sızmıştı.
1 dakika içinde uyuyamı kalmıştı cidden.

İçimden Kaan olacak herife söylenip yatağa uzandım. Ebru'ya sırtım dönüktü.

Birden bana yapışan kollarla Ebru'ya döndüm.
"Uyumadım kiiii"
Kahkaha attı.

Kollarından sıyrılmak için ne kadar çabalasamda sıyrılamadım. Ahtapot gibi sarılmıştı, gülmeden geçemedim.

Onun tarafına dönünce başı, göğsüme geldi. Kaldırdığı kafasını yatması için göğüsüme bastırdım.

Dalarken,
"Huzurluyum" dedi.
"Hayır sarhoşsun"
"Sende sarhoşsun dimi" dedi uykuya kapanan gözleriyle, gülümseyerek.
Kafamı salladım.
Tekrar gülümsedi.

Başından öpünce göğsümde sızdı kaldı.

"Evet sarhoşum...
ama sana, hemde içmeden..."

DARMADAĞIN HİSLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin