4'müz Ev Tutalım!

1.5K 76 38
                                    

Ertesi Gün:
Ebru'dan:

Sete gelmiştik. Oyayla ikide bir dün olanları birbirimizin yüzüne vuruyorduk.

"Kızlar ben bir şey diyeceğim size" dedi Tansu.
"Söyle sevgilim"
"4'müz bir ev tutalım mı?"
"Oha iyi fikir" dedim hemen.
Oya'da kafasıyla onayladı.

Acaba Akın ne diyecekti? İyi de ortalıkta Akın yoktu.
"Akın nerede devrem?" dedim Tansuya.
"Dün sen çocuğu vakumladın ya, kimse o şişen dudaklarını görmesin diye saklanıyordur belki"

Defalarca sırtına vurdum.
Oyayla Tansu gülüyordu.
"Çift değilmisiniz hepiniz aynısınız!"
Hızlı hızlı yürürken arkamdan Tansu bağırıyordu,
"Yalnız o söz öyle değil"
Gülmeye devam etti.

Tabi ki geyik yaptığının farkındaydım ama utandığım için kaçıyordum. Napıyım o an Akın'ı öpmek istedim işte.

"Güzelim sen neden kızardın?"
"H-hiç bir şey olmadı"
"Tamam o zaman hadi Tansu'ların yanına gidelim"
"Y-yok ya gitmeyelim"
"Ebru senin neyin var?"
"Hiç bir şey dedim ya"
"Bir şey mi dediler sana"
"Hayır ya"
"İyi madem anlatmıyorsun gider kendim öğrenirim"
"Akın dur gitme!"
Arkasından bağırmıştım. Duymamazlıktan gelip çoktan Tansu'ların yanına gitmişti.
Konuşuyorlardı ama hiç bir şey duyulmuyordu. Tansu bana bakarak bir şeyler anlatınca Akın bana dönüp gülümsedi. Tansuyu gebertecektim. Tansu bir kaç şey daha söyleyince döndü, elini dudağına bastırıp canı acıyormuş gibi surat ifadesine büründü.

Al işte ya al işte basbaya öğrendi.
Akın bana gülümseyerek geliyordu, koşturmaya başladım.

Aslanbeyler konağından Şadoğlu konağına kadar koşturmuştuk. Nefes nefese kalmıştım. Reyyan'nın odasını kapatıp kapının önüne çöküp derin derin nefes aldım.
Kapı 2 kere tıklandı.
"Akın açmayacağım gelme"
"Senin için gelmedim ki"
"O zaman neden koşturduk bak nefes nefesesin"
Kapının ardındada olsa nefes nefese kaldığı duyuluyordu.
"Krem almaya geldim"
"Ne kremi?"
"Dudaklarıma sürücem"
Kahkaha attı.
"Defol git Akın defol git"
"Açana kadar kapının önüne oturucam, hoop hatta oturdum"
"Beni her seferinde utandırmak zorundamısın?"
"Daha güzel oluyorsun"
"B-beni böyle düşüremezsin bi kere"
"Düşmediğin için kekeledin dimi"
"Al işte ya al işte sonra neden Ebru öyle neden Ebru şöyle"
"Ebru ben gidiyorum sende öyle orda kal"

Kapının önünden kalkarken sırtı kapıya sürttüğü için anlamıştım kalkıp gittiğini.

"Ordasın dimi saklanıyorsun"
......
"Gerçekten gitti galiba"
Kapıdan adımı attığım an Akın'a sövmeye başladım.
"Kendini ne sanıyorsa artık allah allah ya kimsin sen kimsinde beni utandırıyorsun ya"
"Sevgilinim"

Utanmam ikiye katlanmıştı. Arkamdamıydı Akın?

Gözlerimi sıkı sıkı kapatarak utanmamı azaltmaya çalışsamda olmadı.
Ona döndüm,

"Sana dememiştim"
"Güzelim, bari mantıklı bir yalan at bune allah aşkına"
"Doğru söylüyorsun"
"Oyayla takıla takıla iyice salak oldun sende"
"Sende Tansuyla takıla takıla salak oldun Akın"
"Bizde böyle sınanıyoruz güzelim ne yapalım?"
Güldüm.

Konu dünkü öpücük meselesine gelmemesi için konuyu değiştirmem gerekiyordu.
"Tansu dedi ki, 4' müz ev tutalım mı?"
"Ee"
"Ne ee? Ne diyosun bu duruma"
"Manita ne derse o"
Saçımdan öptü.
"Tamam o zaman hemen bakmaya başlayalım"
"Bir şartla"
"Neymiş şart?"

Kulağıma eğilip fısıldadı,
"Yan yana uyuyacağız..."

Diğer bölümün gelmesi için,
15 vote ve 30 yorum bırakmanız yeterli olacaktır.💖
Şimdiden teşekkürler.🦋

DARMADAĞIN HİSLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin