Üç Kağıtçı Akın!

1.7K 74 35
                                    

Merhaba fıstıklarım! 2 haftadır bölüm atmıyorum kusura balmayın sizi ihmal ettim... Ama 2 haftada hayatımda çok şey değişti. Beni etkileyen çok şey oldu, hala atlatamadığım şeyler. Hikayeme final yazmayı düşündüm ama bana huzur veren tek şey burası sanırım, yazmak hayal etmek. O yüzden asla final yazmam, yazamam.
Bunalıma girdim resmen, her şeyden bağlantımı kestim. Hatta 2 haftadır hercaiyi izlemiyorum, merak dahi etmiyorum fragmanlarına bile bakmıyorum. O derece yani... umarım her şey yoluna girer bir an önce. Tek isteğim bu. Kendimi yavaş yavaş toparlıyorum.
Sizi ne kadar sevdiğimi zaten biliyorsunuz. Öptüm yanaklarınızdan.❤️


2.bölümdeki halvet sahnesine gelmişti sıra.
Elim ayağım titriyordu, aynı o zaman ki heyecana dönmüştü...

"Sen titriyor musun"
"Yok yaa... bi ürperti geldi"
"İyi de camlar kapalı"
"Hee... şeytan dürttü o zaman"
"Olabilir"
...
"Bak bakk. Burda sen benim saçımı çekiştirerek öpüyorsun. Zamanında anlamalıydım aslında, ilerdede böyle olacağını..."
"Aaa S-Selin ağlıyor sanırım bi koşu bakayım ben"

Ben yürürken arkamdan gülümsedi.

"Aynen aynen Selin ağlıyordur Bİ BAK SEN!"  diye seslendi arkamdan.

Üstüne bastıra bastıra söylemişti. Hayır yani öperken saçını tutuyorsam ne var ki? Gayet normal değil mi?

***

Akın'ı atlatıp yatak odasına geldiğimde Selin mışıl mışıl uyuyordu.
Normalde cırlayan küçük şey, şimdi neden uyuyordu ki.

Belime sarılan ellerle irkilip döndüm.

"Ne o?? Yanlış mı duymuşsun"
"N-ne"
"Ağlama sesini diyorum. Yanlış duymuşsun herhalde, baksana uyuyor"
"H-heee aynen a-aynen"

Belimdeki elleri şimdi ise yanaklarımda hissediyordum.

"Sen niye her utandığında kaçıyorsun bakalım"
"Yok canım ne kaçması"
"Bu yaptıkların ne o zaman"

Ellerinden sıyrılıp, her şey normalmiş gibi yürümeye başladım.

"Ne yapmışım ki? Allah allah"
"Aynen canım ne yaptın ki?"
"Dimi"
"Hıhı"

Tatlı tatlı sohbet ederken, diziyi unutturmayı başarmıştım.

Koltukta uyuya kalan Akın'ın yanına usulca kıvrılıp üzerimize bir şeyler örttüm.
Ardından başımı boynuna sokup, onun güzel kokusunu içime çektim.

"Ben uyurken böylemi yapıyorsun cidden?"

Gözlerimi pörtletip Akın'a baktım.

"Sen uyumuyormuydun?"
"Hayır. Senin uyumanı bekleyip seni izleyecektim ama yarım saattir kokumu içine çekiyorsun. Bende huylanıyorum. Daha fazla dayanamayıp konuştum"
"Tam bir üç kağıtçısın Akın!"
Göğsüne vurup kalktım.

"Yok artık ya adama bak sen"
...
"Neymiş efendim yarım saattir onun kokusunu içime çekiyormuşum"
...
"Deliricem ya"
"Ne çok konuştun Ebru!"

Ayağa kalkıp bana doğru yürüdü.
Yüzüme yaklaştı.

"Şuan seni öpmemem bir sebep söyle"
"Sinirliyim?"
"Yok bu benim için bir sebep değil"
Dedikten sonra dudaklarıma buse kondurdu.

"Napıyorsun sen ya!"
"Karımı öpüyorum"
"İstemiyorum öpmeni"
"Tamam Ebru öpmem bir daha sorun değil"

Gerçekten kırılmışcasına yatak odasına yürüdü.

"Akın bekle!"
...
"Dursana!! Ben... özür dilerim"
"Ebru çıkar mısın dışarı"
"Özür dilerim valla bak"
...
"Beni affetmem için ne yapmam gerek?"
"Öpebilirsin mesela"

Kafamla onayladıktan sonra Akın'ı öptüm.
Gözlerimi açıp yüzüne baktığımda pis pis sırıttı.

"Sende hemen avıma düşüyorsun ha..."

Onu kandırdığım zaman sürekli söylediğim sözü söylemişti.
Gözlerimi pörtletip baktım.

"Bilerek mi yaptın yani!"

Kedinin ağzına ciğer vermiştim. Öptürmek istememişken kendim öpmüştüm!

*****

DARMADAĞIN HİSLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin