DARMADAĞIN HİSLER

Seviyorsun Beni Değil mi?

Akın'dan:
Ebru taksiye binip çoktan uzaklaşmıştı. Kalbim sıkışıyordu. Onun düşündüğü gibi bir şey yoktu, olamazdı da.
Arabadan inip otele koştum.
"Ebru Hanım otele geldi mi?"
"Hayır efendim" dedi, güvenlik görevlisi.
Kalbim iyice sıkışmaya başlamıştı.
Tansu'nun odasının kapısını çaldım.
....
"Akın.. İyi misin? Bu halin ne?"
"Değilim"
"İçeri gir"
....
"Anlat oğlum noldu?"
"Ayrıldık"
"N-ne olum ciddi misin?... Bak şakaysa komik değil"
"Tansu şaka falan değil"
"Anlat noldu"
Sandra'nın attığı mesajı açıp telefonu eline verdim.
Okuyup, gözlerini faltaşı gibi açtı, elini ağzına götürdü. Benden daha çok şaşırmıştı.
"A-kın"
"Ne var oğlum"
"Siz çıktıktan sonra S-sandra beni
aradı"
"Ne!"
"Akın nerde? Dedi bende dışarı yemeğe gitti dedim, Ebruylamı gitti? Dedi evet ne var ki? Dedim"
Tansu'nun yakasını iki elimle tutup
"Oğlum sen salak mısın ha salak mısın amına koyayım bilerek yapmış işte"
"Akın dur Ebru' yu bulup her şeyi anlatalım"
"Çok zekisin amına koyayım helal"
Tansu'yu boğmak istiyordum. Ama oda böyle olacağını nerden bilebilirdi ki?
Delirecektim. Ebru hala otele gelmemişti.
"Benim telefonlarımı açmıyor sen arasana bi"
....
"Alo"
"Bana ver telefonu" dedim sessizce.
"Alo güzelim"
"Ya sen ne yüzsüz bi insansın ya sen kim oluyosun da güzelim diyosun bana?"
"Nerdesin gelip alayım seni"
"Sa-na-ne"
Tansu telefonu birden kulağımdan çekip,
"Ebru akşam Sandra beni aradı Akın'ı sordu. Akınla Ebru dışarıda yemek yiyor dedim. Oda bilerek mesaj atmış uzatma otele gel"
Tansu bi çırpıda her şeyi anlatıp telefonu kapatmıştı.
"Ben aşağıda Ebru'yu bekliyeceğim"
"Özür dilerim kardeşim, böyle olacağını tahmin bile etmemiştim"
Tansu'ya sarıldım.
"Şimdi çıkmam gerek"

Ebru'nun kapısının önünde oturmuş onu bekliyordum. Ayak sesleri geliyordu. Ebruydu...
"Geldin.."
"Geldim"
"Affettin mi"
"Hayır"
"Ama.."
"Sido akşam uçağıyla gelmiştee, onu karşılayacağım sonra da yemek yiyeceğiz hadi çekil önümden hazırlanmam gerek"
"Ebru ne diyosun"
"Duydun"
"Valla öldürürüm seni"

Ebru'dan:
Akın çekilmişti. Kapıyı açarken Akın'nın son sözüne güldüm. Kıskanması çok hoşuma gidiyordu.
"Ebru ikinize öldürürüm bak"
Kahkaha atmamak için zor kendimi zor tutsam da dayanamayıp içeri girdikten sonra gülmeye başladım.
Akın afallamış şekilde bakıyordu, güldüğümü görünce kaşlarını çatarak düşündü.
"Şakamıydı yani?"
Cevap verecektim de kahkahamı durduramıyordum ki.
"Gel buraya" dedim.
Akın hala ne olduğunu anlayamıyordu.
"Gelsene"
Akın bir-iki adım atınca
Boynuna sarıldım sımsıkı. Kafasını saçlarım ve boynumun arasına sokmuştu. Sonra konuştu:
"Seviyorsun beni değil mi?
"Çok seviyorum"