[GIRIŞ]
"Hayır. Düşünmedim ama söylemek istemiyorum. Bu daha da utanç verici. Yani bilmesi." Beast başını iki yana salladı. "Hayır Storm, değil. Bu düşündüğün yanlış. O bunu bildiği zaman emin ol hiçbir şey yapmayacak zaten."
"Ben de onu diyorum."
"Ne zamandır?"
"Az önce dedim ya."
"Hayır o değil. İlgin."
"Rogue ile geldiği zamandan kalma."
"Baya olmuş. En azından kendini bu kadar kötüleme. O kadar da berbat bir şey değildir. Bana hayatım boyunca aşık olan tek kişi Mystique idi."
"Şu kılık değiştiren?"
"Evet. Hatta ben de ona tutulmuştum ama sonra karşı tarafa geçince kalp malp kalmadı daha bende." Storm hafif gülümsedi. "Benimki biraz farklı. Sonuçta 500 yıldan daha fazladır yaşıyor."
"250.000 yaşında. Biliyorum." Storm başını kaldırdı hemen. "Nasıl, sen nereden biliyorsun? Biz yeni öğrenirken... Bir dakika. Sen daha önceden biliyordun!"
"Bana söylemişti. Size demeyeceğimi biliyordu, o yüzden bana güvendiğini dedi."
"Bize neden söylemedi peki? Biz grup üyeleri değil miyiz, hani gruptan bir şey saklamayacaktık?"
Beast bakışlarını kaçırdı. "Aslında onun söylememe sebebi farklıydı. Yani, yaşlı olduğunu bilmemenizi istedi."
"Neden ama? Ne sebeple bizden saklar bunu? Bir mutant olarak bizim bundan nasıl haberimiz olmaz?"
Beast sakince nefes verdi burnundan. "Jean yüzünden." Storm'a baktığında Storm bakışlarını kaçırdı. "Biliyorum, Jean'e aşık olduğunu yani. Ve ona yaşlı olduğunu söylemeyerek onu kendine çekeceğini düşündü."
Beast sessiz kalınca Storm dediklerini doğruladığını anladı. "Ama Jean Scott'la çıkıyor zaten. Hadi Jean ve Scott bilmiyordu, bana diyebilirdi?"
"Senin de bilmeni istemedi." Hüzünle baktı Storm. "Neden..."
"İstemedi işte. Sebebi olmadığını dedi." Storm gözlerini kapattı bıkkınlıkla, başını çevirdi pencereye. Beast Storm'a bakıp yutkundu. "Siz buna niye bu kadar taktınız ben onu anlamadım? Sizden yaşlı olması sizi niye bu kadar üzdü ki, hadi seni anladım zaten."
"Ya sorun o değil, en azından bize söylememesi bize güvenmediğini düşündürdü. Hem ne bilelim sebebi olduğunu..."
"Neyse, kafanızı yormayın. Şimdi, bulunacak 6 çocuk mu vardı?"
"Evet."
"Koordinatların ve bilgilerin yazılı olduğu bir kağıt ayarla. Ona göre çocuklar hakkında bilgi alıp onları nasıl bulacağımız konusunda plan yaparız."
"Olur. Tamam." Beast de başını salladığında Storm gözlerini beyazlaştırıp elinde oluşturduğu kasırgayı kağıt haline getirdi ve gözlerinden mavi yatay çizgi lazerini ortaya çıkarıp kağıdın başından aşağı doğru tuttuğunda aklındaki yazıları kağıda kopyalayıp Beast'e verdi. "İşte. Bu Jung Hoseok."
Sırasıyla 3 kağıt daha çıkarıp uzattı. "Bunlar da Kim Namjoon, Kim Taehyung ve Kim Jennie. Elimizdekiler. Ve bir de getirdiğin Park Jimin var."
Beast kağıtlardaki yazıları hızlıca okuyup göz gezdirince masaya koydu kağıtları tekrar. "Park Jimin'in bilgilerini ben yazarım. Ayrıca bu çocukların mutasyonları ileri seviye. Bizim mutasyonlarımız gibi değil. Bildiğin Wolverine kadar yaşayabilen mutasyonlar. Üstelik bizim mutasyonlarımız genlerimizde olurken onlarınki nükleotidlerde."
"Nereden anladın? Aslında nükleotidlerde olmaz mı zaten? Genler DNA'lardan ve DNA'lar da Nükleotidlerden oluşmuyor mu?"
"Oluşuyor."
"O zaman genlerde olan bir şeyin hem DNA da hem de Nükleotidlerde olması gerekmez mi?"
"Ama Storm nükleotid dedim de, aslında bu tür mutasyonların zaten başlıca kaynağı beyne direkt iletilen damarlarda bulunması. Yani bizim mutasyonlarımız bedenimizin her bir tarafındayken bir örnek, Wolverine'in mutasyonu sadece beyinden çalışan bir mutasyon. Ki onun kemikleri bağlanılan kablolar sayesinde suyun içerisinden iğneler yardımıyla kemik içindeki ilik sıvısına civa ve demir karıştırılarak geliştirilmiş bir mutasyon. Aynı şekilde çocukların mutasyonu da bu şekilde. Bak mesela, Kim Namjoon bizim profesör gibi direkt beyinden kontrol sağlıyor. Çocuk ne isterse yapabilecek durumda. Sinirlendiği zamanı düşünsene, odada yıkılmayan şey kalmaz."
Şaşırmış olan Storm başını salladı. "Evet."
"Ya da Kim Taehyung'un gözleriyle her şeyi yok edebilmesi. Bir arenada savaş sırasında karşısındaki mutant ondan güçlü de olsa bir bakışla taşa çevirip yerle bir edebilir ve kolaylıkla öldürebilir. Bu daha çok Medusa'nın gücüne benzeyen bir özellik. Az görülüyor. Jung Hoseok ise Mystique gibi, gördüğü kişinin kılığına girip istediği sese dönüşebiliyor sesi. Bu bir insanı kandırmak için çok kolay bir yöntem. Şahzen bu çocuğa bir üstad bulsak fena olmaz." Beast kıkırdadığında Storm gülümsedi. Açıkçası böyle güçlü mutantlar olduğunu bilmiyordu. Sadece şaşırmıştı. "Kim Jennie ise gözleriyle yine herşeyi yapabiliyor, o da Taehyung gibi belli ki. Yok ediyor, sonra da oluşturuyor. Vay canına bu gördüğüm en ilginç mutasyon."
"Park Jimin ne peki?"
"O da iki ruhlu bir mutasyonda. Yani normal insan gibi, ama içindeki ruh canavar. Benim gibi yani. Ben mavi tüylü bir yaratıksam o da yeşil renkte bir dev. Hem dediğim gibi, utangaç aynı zamanda. 2 ruhlu derken bundan bahsediyordum. Bedensel olarak utangaç. Ama ruhu tam bir canavar."
"Bu çocuklar cidden güçlü olacaklar gibime geliyor."
"Öyleler zaten. Ama aralarında biri diğerlerinden farklı."
[Bölüm Sonu]
"Soru: Hangi üye farklı olabilir? (Size göre)"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[Ⓧ]► X-WATT 1: Asıllar® | #f-action (✓)
Fantasy"Kendisini X-Men filminden uyarladığım kurguda farklı güçlere sahip 11 üyenin yaşadığı maceralara şahit olacaksınız." (DİKKAT! Yazarın ilk kitaplarından biri olduğu gerekçesiyle, epey eski bir kurguyu okumaktasınız. Yazım yanlışları ve üslup, akıcıl...