◄[Ⓧ]► X-WATT 1: Asıllar® | #f-action (✓)

⊗ [X-WATT 1] - BÖLÜM 32 ⊗

(Zendaya - Butterflies (Nightcore Version))

[GIRIŞ]

Hızlı hızlı nefes alıyordu saniyeler içerisinde. Ellerine baktı. Kızıl leke, parmaklarının arasından süzülüyordu yere doğru. Bacakları titriyordu. Düştü yere bedeni dayanamadığı anda. Bakışlarını kendi çemberinin dışında kan revan içinde yatan bedenlere çevirdi. Dehşetle etrafına baktı.

Onun bunu yapmamış olması gerekmez miydi? Yapamıyor olması gerekirdi...

Bedenlerin arasından bir el kıpırdadı, ardından bir baş kalktı ona doğru.

"S-Sen bittin! Artık yaşamayacaksın!..."

Son nefeslerini verdiğinden habersiz olan beden, acıyla doğrularak ağır yaralarına rağmen ayağa kalkmaya çalışırken dehşete düşmüş küçük kız bağırdı.

"Hayır! Ölmek istemiyorum!"

Beden olduğu yerde saniyeler içinde tekrar yere yığılırken dolmuş olan gözlerinden yaşlar firar etti küçük kızın. Ayaklarının dibinde bir kıpırtı hissettiğinde başını eğdi. Beyaz kelebekler, bedenlerin arasından süzülerek kendisine doğru gelirken kızıla dönüşüyordu.

•••✮•••

Teneffüse çıkan grup, dersin nasıl geçtiği ile ilgili görüşlerini birbirleriyle paylaşırken Taehyung da grubun arkasından ilerliyordu ki anında başına saplanan ağrıdan dolayı duraksadı. Bir ses duyar gibi oldu.

"Ölmek istemiyorum!"

Midesinin düğümlendiğini hissetti. Bedeni gerildi. Kalbi hızlandı korku duyarmışcasına. Ellerinin titrediğini 2 saniye sonra başını eğdiğinde farkettiğinde garipsedi bu tavırlarını. Gözü Jisoo'nun anlattığını dinleyen Jennie'ye (Ya da sahte Jennie'ye) takıldı. Gerilerek bakışlarını çekti üzerinden daha sonra. Oflayarak sınıfına doğru ilerlerken Jimin onu görüp kaşlarını çattı. Jungkook Jimin'in çatık yüzünü görüp onun baktığı yere baktı, Taehyung'un arkasından. Sonra Jimin'e döndü. "Onun nesi var?"

"Bilmiyorum, birkaç gündür bir şeyi varmış gibi geldi."

"Neyi olduğunu sorsak?"

"Anlatır mı ki?"

"En azından deneyelim, belki anlatır." Jimin başını salladı ve ikili gruba döndü. "Biz 2 dakikaya geleceğiz. Hoseok, dertlerin vardı senin anlatsana."

"Ne?" Grup şaşkınca Hoseok'a baktığında Jimin çaktırmadan Jungkook'u dürttü tüymesi için. Jungkook hızla aralarından ayrılırken Jimin de tabana kuvvet koşarak onlar farketmeden sınıfa girdi ve kapıyı kapattı. Jungkook kaşlarını çatarak kollarını birbirine dolayıp Taehyung'a baktı. "Sıkıntın ne?"

"Ne işiniz var benimle, grubun yanında olsaydınız?"

Jimin Taehyung'a doğru yaklaştı boş bir ifadeyle. "Söyle."

Taehyung arkasını döndü ama bıkkınlık dolu bakışlarını yerden ayırmadı. "Başım ağrıyor."

"Bu kadar mı yani? Birkaç gündür sırf bundan mı garipsin?"

"Zihnine mi girmemi istiyorsun?"

"Sen zihne giremiyorsun, Namjoon yapıyor onu."

"Umurumda mı?"

"Tamam, kesin! Taehyung, bak bize anlatabilirsin bir şeyin olduğunu zaten biliyoruz. Ne oldu dostum?" Taehyung yanına gelen ikiliye bakamadı yere baktı öylece. Derin bir nefes alıp verdi yutkunarak. Jungkook sabırla beklerken Jimin ofladı. "Hadi dostum hadi, bak sana yardım edeceksek bize söylemen la-"