[GIRIŞ]
Namjoon sabah erken kalkmış, arkadaşlarını yatakhanede bırakarak yemekhaneden kahvaltısını almış, bir masaya oturarak yemeye başlamıştı. Profesör onun yemekhanede olduğunu zihnindeki frekans değişimlerinden anlamış, açık çift kapıların eşiğinde durarak kendisine bakıyordu gülümseyerek. Namjoon varlığını hissederek başını yana çevirdi ve profesöre baktı. Hemen ayağa kalkıp başını eğdi. "Hoşgeldiniz profesör, karnım acıkmıştı. Dayanamadım."
Profesör tekerlekli sandalyesini Namjoon'a doğru sürdü. "Sorun değil evlat, ye istediğini."
"Siz de yer misiniz?" Profesör bir süre Namjoon'un yüzüne baktı ve aklından geçenleri okudu. Gülümsedi göz kırpıp. "Neden olmasın?"
Namjoon başını eğip onaylayarak profesörün ne istediğini zihninden tahmin ederek tepsiye doldurdu ve masaya döndü. Profesör Namjoon'un güçlerinin gelişmeye başladığını farketti, bir şey demeden onunla yemek yemeye başladı. Namjoon başını yemeğinden kaldırmıyordu, profesör onun bu utangaç haline kıkırdadı. "Evlat, benden utanmana gerek yok, istediğin şekilde yiyebilirsin."
"Hayır, sorun yemekte değil. Bir şey soracaktım, sadece..."
"Nasıl bu hale geldiğimi değil mi?" Namjoon başını kaldırıp profesöre baktı. Profesör istifini bozmadan gülümseyerek bakıyordu kendisine. Sonradan farketti zihnini okuduğunu. Başını eğdi. "Özür dilerim."
"Özür dilenecek bir şey yapmadığın sürece, asla özür dileme ve söylediğin sözün arkasında dur." Bu söz, Namjoon'un ruhuna işledi ve Namjoon başını kaldırıp profesöre baktı. Profesör memnun olmuş bir ifadeyle konuştu. "8 sene önce, X-Men üyeleri grubu kurmadan, benim bir grubum vardı."
Elindeki çatalı tabağına bıraktı. "8 kişiydik, hepsinin birbirinden özel güçleri vardı. Onları tüm insanlığı yok etmeye çalışan bir gruba karşı savaşmak üzere eğittim, ancak onlarla savaşırken insanlar onlarca gemilerle bize ateş etmeye başladıklarında aramızdan bir üye, onların silahlarını kendilerine doğru çevirdi. Metali kullanabiliyordu, onu insanları öldüreceği için durdurmak isterken ona yaklaşmamam için gelen kurşunlardan birini bacaklarıma doğrultacakken istemeden kuyruk kemiğime geçirdi. O zamandan beridir bacaklarımı hissedemedim."
Namjoon üzgün bir ifadeyle başını önündeki tabağına çevirdi. "Üzüldüğünüzü biliyorum, keşke anlatmasaydınız..."
"Üzülüyor olmam kendi bedenime değil evlat, o benim en yakın olduğum arkadaşımdı. Yıllardır beslediği kin onu bu hale getirdi. Keşke onun bilinçaltına girebilmemin de bir yolu olsaydı zamanında." Profesör bakışlarını Namjoon'a çevirdi ve başını yana eğdi. "Evlat, aç kalırsan güçsüzleşirsin. Karnını iyi doyur, bugün eğitime başlayacaksınız."
Namjoon eğitim konusunun açıldığını farkedip başını kaldırdı hemen. "Eğitime mi başlayacağız cidden?"
"Evet, ve kahvaltını iyi yapmazsan gücün sana yetmez." Namjoon hemen tabağındaki ekmekle yumurtayı ağzına tıkıp üzerine sütü içtiğinde profesör güldü. "Yavaş ol, boğulacaksın."
"Ne zaman başlayacağız?"
"Uyansınlar, sizinle birkaç antrenman yapmaya başlayacağız. Güçlerinizin ne kadar kuvvetli olduğunu görmüş olacağız. Ondan sonra da diğer öğrencilerle birlikte sınıflarda ders işleyeceksiniz."
O sırada yemekhanenin kapısından içeri giren 5'liye baktılar. Jennie profesörle Namjoon'u işaret edip yanlarına geldi. "Profesör, afiyet olsun, erken kalkmışsınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[Ⓧ]► X-WATT 1: Asıllar® | #f-action (✓)
Fantasy"Kendisini X-Men filminden uyarladığım kurguda farklı güçlere sahip 11 üyenin yaşadığı maceralara şahit olacaksınız." (DİKKAT! Yazarın ilk kitaplarından biri olduğu gerekçesiyle, epey eski bir kurguyu okumaktasınız. Yazım yanlışları ve üslup, akıcıl...