Davetsiz Misafir

3.1K 325 49
                                    

Derin bir nefes alırken kendisine bakan kıza karşı içinde nefret zerresi bile yoktu. Sadece... Onu ilk tanıdığı gibi kalmasını isterdi. Yine de fazla üzerinde durmuyordu bu konunun. Gözlerini kapatıp hiçlik 2.kanunu kullanacakken zihninden bir ses geldi.

"Çocuk, unutma... Ne olursa olsun bir kere hiçlik askerine dönerse hiçbir zaman eskiye dönemez."

Zed saniyelik duraksarken uyarıyı görmezden geldi. Ellerinden çok hafif bir parlaklık Rexila'nın dudaklarının arasından girerken bedeni yavaşça titremeye başladı... Gözleri kocaman olurken hiçbir şekilde hareket etmiyordu. Titreme daha da artarken göz kapakları kapanmaya zorlandı.

"K-korkuyorum Zed..."

Son fısıltısının ardından bedeni sandalyenin üzerinden düştü. Hareketsizce yatarken vücudundan gri ve çok belirsiz bir parlaklık yayılıyordu. Zed inatla gözünü bir saniye bile ayırmazken Rexila'yı öldürdüğünün farkına vardı. Gerçeklik bütün acımasızlığıyla tekrar ruhunu sarsarken, taştan kalbi artık daha sertti. Sevdiği birinin hayatını almıştı...

"Bu kadar düşünecektin madem onu neden dönüştürdün çocuk?"

Zed tepki vermezken soruyu kendisine tekrar sordu. Rexi ile olan bütün anıları aklına gelirken gözleri bile dolmadı. Yavaşça bir nefes bırakırken yerde uzanan yeni askerinin yanına çöktü. Elleriyle yanaklarını okşarken duraksadı. Eskiden canlılıkla ışıldayan yüzü ölümün soğukluğuyla yıkanmıştı.

"Böyle olmak zorunda değildi. Bunu sen yaptın Rexila."

Gözleri kapalı gözlere bakarken o muazzam ten renginin nasıl söndüğüne teker teker şahit oldu. Tekrar derin bir nefes alırken düşmeye yakınlaşan gardı tekrar daha sağlam bir şekilde örüldü. Zihnindeki sesin söylediklerine cevap bile vermeden başka bir soru sordu.

"Ne zaman uyanacak?"

"Bir gün boyunca uyanmaz. O uyandığında ona eski ismiyle de seslenebilir ya da yeni bir isim verebilirsin."

Zed sessizce onaylarken cevap vermedi. Kapanan yaralara bakarken derin düşünceler içinde boğulmak üzereydi. Daha fazla dayanamadan odadan çıkarken kapıyı kilitledi. Diğerlerine bahsedemeyeceği için buna bir çözüm bulmalıydı. Dalgınca otururken yanına oturan Lean'ı fark etmedi.

"Ne düşünüyorsun Zed?"

"Önemli birşey değil. Diğerleri nerde?"

"Sera ve Katarina çarşıya ineceklerini söyleyip gitti. Calum ise ormanda antreman yapacağını söyledi. Bende Calum'un yanına gideceğim. Sende gelsene."

"Duş alıp geliyorum. Önden git."

Lean onaylayarak evden çıktı. Zed hâlâ yerinde otururken ağır ağır ayağa kalktı. Sürekli yeni birşeyler öğrenmeyi artık kaldıramıyordu. Biraz daha normal bir hayatı olsa ne olurdu sanki? Odasına doğru ilerlerken yaklaşan dalganın farkındaydı. Rexila'nın ortalardan kaybolması düşmanlarını buraya çekecekti. Dalgın halini kenara bırakarak arkadaşları için eğitim programı hazırlamaya başlayacaktı.

***

"Zed. Ölüyorum."

Sera'nın mızmızlanmasına hak vermemek elde değildi. Neredeyse bir haftadır onları kuklalarla eğitiyordu. Oldukça büyük bir meblağ harcamış olsa da bunu dert etmedi. Sıkıntıyla ter icinde kalmış arkadaşlarına baktı.

"Sera. O zaman benimle dövüşmeye ne dersin? Yarım saat dinlen böylece eşit şartlarda olabiliriz."

Sera onaylarken eğitimden kurtulduğuna seviniyordu. Fakat bilmediği şey Zed daha fazla gücünü saklamayacak ve onlara ağır bir ders verecekti. Her şeyden habersiz hep beraber muhabbet ediyorlardı. Zed bir köşeden onların haline bakarken arkadaşlarının eğitimini de üstlenmek kendisini oldukça yormuştu. Yine de bir zarar görmelerindense bundan daha fazla yorulmaya da razıydı.

Kaos'un Üç İblisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin