Zirvenin Çocukları

2.9K 308 85
                                    

Zed kenarda beklerken Ricardo'nun da ağladığını gördü.

"O.. o yapmaz."

Zed sinsice gülerken son kez ona açıklama yaptı.

"O artık bir canlı değil. Benim emrimdeki bir asker. Rexila, öldür."

Rexila'nın gözyaşları dinerken aldığı emirle kılıcı seri bir şekilde salladı. Kopan baş girişin ortasında yuvarlanırken zincirlere direnmeye çalışan yaşlı adamı gördü. Tahminen bu da dedesi oluyordu. Ne kadar sevecen bir aile buluşmasıydı(!) Zed eliyle kaybol işareti yaparken zincirleri tamamen çözdü. Ağırlığın kalkmasıyla ağlama sesleri ve haykırışlar girişte yankılandı. Diğerleri sadece uzaktan izlerken bu meseleyi Zed'e bıraktılar.

"Sizi öldürmeyeceğim."

Zed gözlerindeki şaşkın bakışlara sırıtırken cümlesini devam ettirdi...

"Sizi öldürmekten daha kötü şey yaşamanızı izin vermek olabilir. Kimse bu yıkımdan sonra sizin klanınıza katılmaz. Sadece aciz bir grup olarak yaşamaya devam edeceksiniz. Fakat... her ay aranızdsn birini seçip oyun oynayacağız. Bakalım siz ne kadar dayanacaksınız?"

Zed sırıtırken arkadaşlarına işaret verdi. Artık gidebilirlerdi...

***

Zed gecenin geç saatlerinde pencereden bakarken uzun bir zaman sonra ilk gözyaşının düşmesine izin verdi...

Sevdiğinin ihanetine döktü gözyaşlarını...

Yoldaşlarının ölümüne döktü...

Çaresizce ölmesine izin verdiği ailesine döktü...

Dayanamıyorum diyip her seferinde ayağa kalkışına döktü...

Zed o gün çok göz yaşı döktü... Sessiz bir kabullenişle daha güçlü kalkmak için düştü. Sıcak yaşlar yanaklarına süzülürken ağlamanın nasıl hissettirdiğini tekrar hatırladı. Derin nefesler alıp burnunu çelerken omzunda bir elle irkildi. Göz ucuyla bakarken bunun Sera olduğunu fark etti.

"Neden uyumadın Sera?"

Sera onun bu halini gördükten sonra kendisini tutamadan göz yaşlarıyla ona baktı. Onun uzun zamandır bu günü beklediğini bilirken nasıl uyuyacaktı?

"Sadece... uyku tutmadı."

Zed kafasını sallarken yıldızlara baktı. Öte yandan sessizce onun yanında duran Sera yandan profilini dikkatle süzüyordu. Zed'e her zaman hayrandı. Kendisinden küçük olmasına rağmen üçünün yükünü kararlılıkla üzerine almıştı. Bu güçlü adamın çaresiz anını görmek onun içini burkmuştu...

"Bunca zaman iyi dayandın Zed. Ağla."

Zed rahatlatıcı ve davetkar sesi duyduğunda daha çok göz yaşı döktü. Erkek adam ağlamaz mıydı? Ağlardı... hıçkıra hıçkıra ağlardı hemde. Omuzları sarsıla sarsıla ağlardı... Sera, Zed'in kafasına nazikçe omzuna yaslarken sessizce bekledi. Artık bu yükü sadece onun üstlenmesine izin vermeyecekti.

"Tek başına herşeyi yapmak zorunda değilsin. Bana anlatabilirsin Zed. Ben hep yanındaydım, hep yanında olmaya devam edeceğim."

Gözleri birbirine dokunduğunda ikiside birbirine gülümsedi...

Öte yandan Antik Yıldırım Klanı'nın yeryüzünden silinmesi bütün kıtalara yayıldı. Herkesin aklında tek cümle vardı fakat iz bırakan sadece üç kişiydi.

'Onlar bi katliamı yaparken kahkaha atıyordu...'

'O üçü, insan olamayacak kadar caniydi.'

'Kaos'un içinde üç iblis yeryüzünde belirdi.'

Kaos'un Üç İblisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin