Şehir Meydanı

2.8K 300 47
                                    

Lois'in gece gündüz demeden sürekli eğitim yapması hem Teo'yu hem de Darcy'yi oldukça endişelendiriyordu.

"Biraz mola ver Lois Nell."

Büyük kardeşinin sözüyle duraksarken yüzünde bir gülümseme oldu. Durmak mı? Öyle bir canavar kendisini beklerken nasıl mola vermeyi düşünebilirdi ki? Hayatında ilk kez birisi onu bekleyeceğini söylemişti... Küçük bir söz bile olsa bazen insanları hayata tutunduracak bir ışık olabiliyordu.

"O, beni bekliyor."

Lois'in sözüyle ikiside birbirine bakarken birşey fark ettiler... Kimse nefret ettiği birine kendisini kanıtlamak için bu kadar çaba sarf etmez ve gülümsemezdi.

"Ona değer veriyorsun.."

Teo'nun şaşkınlıkla bulanan cümlesini duyduğunda gözleri kocaman açıldı. Ona değer vermiyordu... Çünkü değer vermesi saçma olurdu.

"Ona değer verdiğim felan yok Teo!"

Sinirli sesiyle kılıcı daha hızlı sallarken kendisini eğitimine veremiyordu. Derin bir nefes alırken mola fikri artık daha cazip geliyordu.

"Yemekte ne var?"

Darcy dikkatle onun hareketlerini izlerken cevap verdi.

"Yarım saate hazır olacakmış. Sormadım."

Lois yan tarafta duran suyu aldı. Neredeyse hepsini bitirdiğinde ne kadar yorulduğunu fark edebilmişti.

"Cidden yorulmuşum."

Gözleri uzaklara dalarken yüzünde nahoş bir gülümseme vardı... Rüzgar terini soğuturken, saçlarını da savuruyordu.

Sana yetişeceğim. Umarım gerçekten beni bekliyorsundur...

***
"... sonra da Lean dedi ki-"

"Kes şunu Bernald!, kız bile yoktu."

Katarina çatık kaşlarla ikisine bakarken göz devirdi. Ne kadar zaman geçerse geçsin asla büyümeyeceklerdi. Birbirlerine saldıracak gibi durmalarına gülümserken Sera da ona eşlik etti.

"Demekki kız olup olmadığına bakmışsın."

Lean sinirle dişlerini gicırdatırken Bernald'ın üstüne atıldı.

"Seni küçük düzenbaz fare!"

"Sende bir karar ver. Sürekli farklı şekilde sesleniyorsun."

Calum uzaktan ikisine göz devirirken ağrıyan başı onları çekebilecek durumda değildi.

"Çocuk gibiler."

Zed de onaylarken tebessüm etti. Ne kadar didişselerde çoğu zaman sırt sırta mücadele verdiklerini görmüştü.

"Zed, o üçlüyü neden ezi0 geçmek yerine güçlenmelerine izin veriyorsun?"

Aynı soruyu Bernald da sormuştu. Gülümserken aynı cevabı verdi...

"Kim bilir..."

Calum sessizleşirken bu iblisin sakin görünümüne kanmayacak kadar iyi tanıyordu onu. Aklından neler geçiyordu kim bilir...

Zed ayağa kalkıp odasına geçerken gözlerine bir hüzün çöktü. Çoğu zaman açımasız ve cani olsa da içten içe yaralı bir çocuk gibiydi. Gördüğü vahşetlerden gittikçe daha korkutucu birine dönüşürken bile içten içe birinin yükünü onunla paylaşmasını istiyordu. Yatağına uzanıp gözlerini kapattı.

Şimdi neden güçlü olmam gerektiğini biliyorum.
Beni daha da ileri götür.

Yaklaşan tehlikeden bir haber uykunun kollarına kendisini bırakıyordu.

Kaos'un Üç İblisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin