Teklif

3.6K 390 36
                                    

Turnuvanın başlamasına birkaç dakika kala yedi kişi yerlerine geçti. Zed kimseyi umursamadan düşüncelere dalmışken kendisine yönelen bir çift kıskançlıkla parlayan gözleri fark etmemişti. İlk olarak çıkan kişiler Sergio ve Liz idi.

Sergio ve Liz birbirine odaklanırken genç adam işi fazla uzatmadan bitirmeye niyetliydi.

"Bakalım nelerin varmış kas yığını."

Segio cevap vermezken sinsice sırıttı. Bu kadar kibirli konuşmasaydı daha merhametli davranabilirdi. Elder Urlas başlama işareti verdiğinde hiç beklemeden tekniğini kullandı.

"Doğanın Hükmü: Kuşatma."

Tekniği bilenler nefeslerini tutmuşken bilmeyenler ise merakla bakıyordu. Başlama işaretiyle hemen bir teknik kullanması herkesi şaşırtmıştı. Toprak Liz'in yarı bedenini hapsederken genç kızın kendisini korumak için yapabileceği birşey kalmamıştı. Tam bittiğini düşünürken atesten bir çember kendisini içine aldı. Dışarıdan birşey görünmezken tekniğe karşı olan merak daha da artmıştı. Öyle ki elderler bile kendi aralarında konuşmayı bırakarak tekniğin etkilerini merak ediyordu. Sergio kafasını yukarı kaldırırken zamanın geldiğini hissetti. Elini ateşten çembere doğru uzatırken ağzından sadece bir kelime çıktı.

"Bozul."

Ateş çemberi yok olurken, su küresi buharlaştı. Havada kalan elleri yere düşerken havanın yardımıyla boğazına kaçan su dışarı çıktı. Birden gözleri açılırken peş peşe öksürükler peşini bırakmadı. Uzun bir süre öksürürken bedenini kaplayan toprak hiç olmamış gibi yok oldu. Dizleri kendisini taşıyamayarak yere düşerken kibirli konuşma sırası Sergio'ya geçti.

"Bende nelerin olduğunu görmek isterdim fakat hasta gibi görünüyorsun."

Şeytani bir şekilde sırıtırken kazanan belliydi. Liz yardımlarla arenadan revire götürülürken Sergio yerine geçti. Sıra da ise Sia ve Adler vardı.

Ikili pozisyon alırken aralarında sessiz bir bakışma geçti. Adler gayet rahatken Sia biraz daha gergin bir havadaydı. Başlangıç işaretiyle ilk ilerleyen Sia oldu. Şaşırtma amaçlı bir yumruk atarken gözleri Adler'in gözlerine dokundu...

Ani bir duygu fırtınasıyla yavaşça yere çökerken söylenilenleri duymuyor gibiydi. Sanki dünyadan tamamen uzaklaşmış kendi içindeki karanlıkta yok oluyordu. O kadar yoğun bir duygu seline kapılmıştı ki Adler'in kelimelerini bile duymadı.

"Yoğunluk girdabı."

Sia alaycıl ifadesinin tuzla buz olduğunu hissederken bağıra bağıra ağlıyordu. Herkes ürpererek tekniğin etkilerine bakarken Robby onun bu haline en çok şaşıran kişiydi. Kendisini tutamadan genç kızın ismini haykırırken kolu biri tarafından tutuldu.

"Sia! Kendine gel."

Sia varla yok arası duyduğu sesle ağlamayı kesti. Gözyaşları da nihayet dinerken bu duygu yoğunluğunun kendisini halsizleştirdiğini fark etti. Yorgun adımlarla arenanın çıkışına ilerlerken duygusuzca kendisini izleyen Adler'i görmedi. Kendisine acıyan gözleride, alay eden bakışları da görmedi. Alaycıl maskesi herkesin gözü önünde paramparça olmuştu...

Arenada fısıldamalar başlarken Adler yavaşça yerine geçti. Kendi tekniğinin etkilerini en iyi kendisi bilirdi. Bu teknikte ustalaşmak için kafayı yeme derecesine gelse de pes etmemiş ve sonunda başarmıştı. Her ne kadar iyi niyetli olsa da merhametin fazlasının zararlı olduğunu en iyi şekilde öğrenmişti. En son üç kişi kaldıklarında elder Urlas sayı çekeceklerini söyledi. Kural basitti, üç numara olan ilk galibiyeti alan Sergio ile savaşacaktı. Diğer ikisi ise birbirleriyle dövüşecekti. Ilk Adel elini atarken açmadan bekledi. Katarina ikinci olarak ve Zed ise sonuncu kağıdı alırken aynı anda açtılar.

Kaos'un Üç İblisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin