Kaos'un Üç İblisi

Kaos

"Biz klanı yok ederken siz sadece çaresizce izleyeceksiniz. İtaat zinciri: mutlak itaat... Sadece oturun ve gözlerinizi kırpmayın."

Zed'in emriyle gruptakiler oldukları yere otururken gozlerini bile kırpamıyordu. Ne kadar direnirlerse zincirler daha da baskı yapıyordu. Konuşmak bile imkansızdı. Zed kılıcını kaldırıp klanı gösterirken kısık fakat etkili bir tonla emir emir verdi.

"Hepsinin kellesini duvarlarda sarkıtın iblislerim."

Sera, Lean ve Calum ışık hızında ortadan kaybolurken klanınnortasında belirdiler. Hepsi bir celladın son kurbanına olan bakışlara sahipti... Acımasız ve bir o kadar da kararlı. Zed onlara tebessümle bakarken sanki çocuklarına yeni bir şey öğreten bir baba gibiydi. Yüzündeki sıcak ve samimi gülüş biraz sonra binlerce can alacak birine ait olamazdı. Zed insani duygularını kalbine gömerken gökyüzüne baktı. Hafif bulutlu gökyüzünde parlayan yıldızların eşliğinde içinden geçenleri kabullendi.

'Bugün yeminimi hayata geçireceğim. Önüme çıkan bütün engelleri gözümü kırpmadan paramparça ettim. Şimdi de benden çocukluğumu, masum duygularımı söküp alanların kabusu olacağım. Bugün... Bugün içime attıklarımı onların kanıyla olusturacağım manzaraya haykıracağım. Bugün intikam günüm. Bugün intikam günümüz!'

Gözlerine sinen karanlık ifadeyle oturup izleyenlere baktı. Onları öldürmeyecekti, onlara kabusu yaşayacaktı! Onlara bu zamana kadar içinde tuttuklarını katliamla dışa vuracaktı. Gözlerini kapatırken elindeki etten yüzük alev rengine büründü. Dudaklarından kudretli bur ses firar ederken cümlelerini duymalarına müsade etti.

"Kanından olana itaat et."

Gözlerinin akı tamamen simsiyah olurken sözlerini sesli bir şekilde devam ettirdi. Ona korkuyla bakan grup zerre umurunda değildi.

"Cehennemin yedi kapısı, açıl."

Cehennemin kapısı yavaş yavaş belirirken bu doğa üstü ve muazzam manzara herkesin kalbine korku salmıştı. Klanda savaşmaya hazır bekleyen binlerce kişi bile devasa baskıyı hissederken titriyordu... Cehennemin kapısı bu defa tamamen açılırken cehennemin korkunç aurası bütün yeryüzünü kapladı. Nefes almak bile zorlaşırken elini kapıya uzattı.

"Kralınızın emrine itaat edin! Cehennemin cesur savaşçıları yaşayan herkesin kanını son damlasına kadar akıtın. GELİN! KRALINIZIN EMRİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN GELİN!"

Cehennemin korkutucu aurası daha da artarken inleyen adım seslerine tek bir isim eşlik etti. Milyarlarca iblis tek ismi haykırdı.

"Varis! Varis! Varis!... Varis! Varis!"

Şeytanlar grup grup kapıdan çıkarken kapı devasa boyutlara kadar genişledi. Zed gelen yüzlerce iblisi bakarken zihin yoluyla emir verdi.

'Bütün kıtalardaki alt klanlarını kökten yok edin. Sizi başkalarının görmesine izin vermeyin. GİDİN!'

İblisler aynı anda yok olurken kendi aralarında kıtalara yayıldılar... Bugün Yıldırım Klanına ait olan bütün alt klanlar da yok olacaktı. Grup sadece izlerken gözlerinden akan yaşlar söyleyemediklerini bir bir dile getiriyordu. Asırlarca ayakta dimdik duran bu klan yeniden doğması mümkün olmayacak şekilde yer yüzünden silinecekti... Sadece karşılarında duran bu dört gence bakakaldılar. Fakat tek süprizleri bu değildi... Yıllarca, bu günü bekleyen Zed kafasında tonlarca planlama yapmış ve herşeyi kusursuz hale getirmişti... Kınındaki kılıcını çekerken arkasında kendisine bakan Connor ve Kylenis'e göz ucuyla baktı.

"Siz niye gitmediniz?"

Kylenis kibirli bir şekilde konuşmaya başladı. Onun için bu katliam o kadar da önemli değildi. O sadece efendisiyle biraz eğlenecekti.