Son Vermek

3.2K 333 53
                                    

Gecenin geç saatlerimde pencereden yıldızları seyreden genç adam oldukça düşünceliydi. Duygu kırıntısı bulunmayan yüzü ayın loş ışığında seyirlik bir görüntü oluştururken tek eksik yüzüne uzun zamandır uğramayan o iç gıdıklayan gülümsemeydi. Derince iç çekerken omzuna dokunan bir elle afalladı. Yavaşça sağa dönerken tanıdık yüzle karşılaştı.

"Neden uyumadın Cal?"

"Uyku tutmadı, ya sen?"

"Uyku tutmadı."

İkili sessizce pencerenin önünde dikilirken uzun süre konuşmadılar. Gözleri gökyüzünden kayıp birbirlerine bakarken ilk konuşan Zed oldu.

"Yıllar geçmesine rağmen hâlâ onu düşünüyorsun değil mi?"

Calum kafasını aşağı indirirken sadece Zed'in yüzüne baktı. Cevap belliydi. Ne kadar zaman geçerse geçsin kalbinde ailesinin ve arkadaşlarının yanında bir yerde olacaktı. Kısık sesle konuşmaya başlayan Calum'a döndü yüzü.

"Onunla ilk karşılaştığımızda çok küçüktüm. Tıpkı bir peri kızı gibiydi... Sonra babasının o köle tüccarı olduğunu öğrendim. Aramızda git gide bir nefret oluştu. Sonrasını biliyorsun zaten. Böyle olacağını bilseydim onu yanımdan ayırmazdım."

Zed sessizce dinlerken bu sefer konuşma sırası ondaydı. Derin bir nefes alarak pencereye sırtını yasladı. Kollarını birbirine geçirirken, gözleri yerdeydi.

"Ormanda Rexi ile ilk karşılaşmamızda yaralıydı. Sadece yarasına bakıp gidecektim. Tabi yardım etme nedenim ilk kez böyle mükemmel bir yaratık görmem ve bir bağ hissetmemdi. Tekrar tekrar derken her yerde karşıma çıkıyordu. Ona olan duygularım hiç bitmeyecek zannederdim."

Duraksarken omzuna konan dost eliyle güç buldu. Içinde bir minnet duygusu filizlenirken tekrar konuşmaya başladı.

"Ne yazık ki onda hissettiğim duyguları sadece inkar edebildim. Fakat şunu anladım ki ihanet herşeyi mahfedebilecek bir duygu. Bunu affedemezdim. Kendim için affedebilsem de ailem dediğim bu insanlar için affedemezdim."

"Onu daha ne kadar tutacaksın? İstediğimi öğrendim demiştin."

"Sadece ödeşeceğiz Cal."

Calum anlamsızca bakarken daha fazla soru sormak istese de sustu. Biliyordu ki Zed ne yaparsa yapsın hep onu destekleyeceklerdi. Ne kadar belli etmese de yanındaki değer verdiği insanlara zarar verecek bir şey yapmazdı.

"Ne yaparsan yap senin hep arkanda olacağım dostum."

Zed bir dudağını yukarı kaldırarak sırıttı. Ne kadar etkileyici olduğundan bi haber elini Calum'un omzuna iki kere vurdu. Arkasımı dönüp giderken artık uyuması gerektiğinin farkındaydı.

"Bu sözünü unutmasan iyi edersin dostum."

Calum tebessüm ederken biraz daha pencereden gökyüzüne bakmayı tercih etti. Bir yanı eksik kalacak olsa da her zaman dostlarının yanında olacağını gayet iyi biliyordu. Biraz daha rahatlarken içten içe böyle dostlara sahip olduğu için Tanrı'ya şükretti. Bulutlu gözleri karanlık gökyüzündeki en parlak yıldızı bulduğunda bir cümle dudaklarından firar etti.

"Bir gün yıldızlara ulaşıp yanına geleceğim, Elenor."

***

"Hadi ama Sera."

"Hayır tabiki de. Zed bizi çiğ çiğ doğrar."

Katarina masum bakışlar atarken Sera'yı ikna etmeye çalışıyordu. Alt tarafı masum(!) bir şaka yapacaklardı.

Kaos'un Üç İblisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin