Ruhlarımız artık birlikte olmuştu. Her bir nefesi vücudumu ateşe veriyordu. Ben o her nefeste savunmasız kalan ESNA YILDIZ, her seferinde beni yakan ATEŞ SOYKAN.
Bu yazdığıma cevap beklerken dışardan araba sesi duydum ve cama doğru koştum. Onun gitmiş olduğunu gördüm. Elimdeki telefon titredi ve yine mesajın gizli numaradan geldiğini gördüm.
Gizli numara : Neden bu kadar güzelsin ?
Bu olanlar gerçekten canımı sıkmaya başladı fakat umursamıyordum çünkü gizli numarayla uğraşıcak vaktim yoktu. Derin zaten kahveyi içtikten sonra koltuğa uzanmış, uyuyordu. Onu da kaldırıp yatağına kadar eşlik ettikten sonra uyumak için odama gittim.
Sabah bir sarsıntıyla uyandım. Derin üstümde debeleniyodu. Bir yandan Derin bir yandan güneş ışığı iyice uykumu kaçırmıştı.
Esna : Sabahın bu saatinde üstümde ne işin var acaba ?? Derin : Hadi kalk kalk. Bugün alışverişe gidiyoruz.
Kalktım ve güzel bir duş aldıktan sonra kıyafetlerimi giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alışverişimizi yaptıktan sonra Derin lavaboya gidiceğini söyledi ve poşetleri elime kakaladı. Ben de poşetleri arabaya bırakıp Derin'i beklemek için otoparka inip arabanın yanına gittim. Arabaya poşetleri yerleştirirken birden sertçe duvara yaslandım.
O : Bu kıyafetin ne! Sen beni katil mi etmeye çalışıyosun ??
Esna : Bırak beni artık. Neden peşimdesin ?? Yeter!
Bileğimi sertçe sıkıyordu. Bir yerden de yürümem için çekiştiriyodu. Kalbim çok hızlı atıyordu. Gözlerim dolmaya başladı ve belki birileri beni duyar diye bağırmaya çalıştım fakat sesim çıkmıyodu bile. Bir yandan da sen o elbiseyi nasıl giyersin diye bana söyleniyordu. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Karşıda siyah cipi görünce iyice korkmaya başladım. Ona karşı koymaya çalışsam bile hiç bi işe yaramadı. Arabanın yanına gelmiştik bile. Beni arabaya hızlı bir şekilde soktu ve arabayı çıkışa doğru sürmeye başladı. Ben arabanın arka koltuğunda ağlarken aynı zamanda ona söyleniyodum. Fakat bir kelime bile etmedi. Aklıma telefonum geldi ama arabaya poşetleri yerleştirirken arabanın arkasına koyduğumu hatırladım. Tüm bunlar olurken koskoca bir eve geldik. Önünde korumaları olan , büyük bahçeli güzel bir evdi. Korumalar gözümü ürkütmüştü. Nereye geldim diye sayıklarken araba durdu ve beni evin kapısına doğru yürütmeye başladı. Ağlarken bir yandan da ona bağrıyordum. " Burası neresi ?? Beni neden buraya getirdin ? Lütfen bana bir şey yapma, yalvarırım. " Ama hiç bir sözüm onu durdurmaya yetmiyordu. Kapıyı açtı ve beni de içeri çekti. Ardından beni kapıyla arasına aldı ve " Bu kıyafet ne böyle ? Hemen açıklıyosun bana bunu !! " O bana bağırdıkça ben daha çok ağlıyordum. Keskin sigara ve erkek parfümü kokusu genzimi yakıyordu. Ağlamamı görünce kısa bi süre yüzü düştü ve toparlanmaya çalıştı. "Sana böyle demek istememiştim sadece nedenini- , neyse " diyip hızlı adımlarla yukarı çıktı. Ben de hemen yakında bulunan koltuğa oturdum ve ağlamamı sakinleştirmeye çalıştım. Beni kimsenin bulamayacağına dair paniklemem uzun sürmemişti. Hızlıca etrafıma göz gezdirdim. Ev mat siyah renklerinin ağırlıklı olduğu bir yerdi.
Ben kendimi sakinleştirmeye çalışırken merdivenlerden hızlı hızlı inip uzaktan gözlerime doğru baktı.
ATEŞ'İN AĞZINDAN
Yukarı çıkıp kendime geldikten sonra hızlı adımlarla aşağı indim. Karşımda bana masum gözlerle bakıyordu. Onu o dar ve bütün kıvrımlarını belli eden elbisenin içinde gördüğüm her saniye içimde sanki bir şeyler kopuyordu, ona yaklaşmamak için kendimi zor tutuyordum. Bütün vücudu apaçık ortadaydı. Dışarda onu bu elbisenin içinde gören erkekleri düşününce kendime lanetler ediyordum. Yavaşça bakışlarımı üstünden çektim ve hadi yemek hazırla diye seslendim.
