ATEŞ'İN AĞZINDANSonunda dağ evine gelmiştik. Arabadan indim ve kapıya doğru ilerledim. Esna adeta büyülenmiş gibi eve bakıyordu. Beni kapıda farkedince hızlı bir şekilde bana doğru yaklaştı. Onu öpmemek için kendimi zor tutuyordum. İçeri girdik ve ben şömineyi yaktıktan sonra kendime bir bardak viski koyup koltuğa oturdum. Esna da tam karşıma geçti. Masmavi gözleri şöminenin ateşiyle daha da ışıltılıydı. Onu baştan aşağı yavaşça süzüyordum. Sanırım bakışlarım onu utandırmıştı. Kalkıp mutfağa doğru ilerledi. Artık dayanamıyordum. O mutfağa gittikten sonra arkasından yavaşça gittim. Buzdolabını kapattıktan sonra beni görünce irkildi ve elindeki şişeyi yere düşürdü. Dudaklarına yapıştım. Bir süre sonra o da karşılık verdi. Kucağıma alıp hızlıca ilerledikten sonra yavaşça koltuğa attım. Hem kendi üstümü hem de onunkini çıkarttım. Güzel göğüsleri sütyeninden taşıyordu. Daha fazla dayanamadan boğazından aşağı öpücükler kondurmaya başladım. Vücudu şimdiden ısınmaya başlamıştı. Sütyeninden taşan göğüslerini okşamaya başladım. Teni adeta bir kadife kadar yumuşaktı. Göğüslerinin arasından öpücükler kondurarak daha da aşağı indim. Her öpücüğümde inliyordu. Bu beni daha da erekte ediyordu. Birkaç kez kafamı kaldırıp gülümsedim. Ellerini başının üstünde birleştirdim ve boynunu emmeye başladım. O farklı kokuyordu. Her kokusunu içime çekişimde kendimden daha da geçiyordum. Dolgun dudakları sanki onları öpmemi beklermiş gibi duruyordu. Dudaklarını öperken vücutlarımın tek vücut gibiydi. Kalp atışlarının ne kadar hızlı olduğunu hisedebiliyordum. Devam ederken birisi kapıyı çaldı. Bir yandan lanetler okuyup bir yandan kazağımı giymeye çalışıyordum. Kapıyı açtım ve karşımda Zafer Abi dikiliyordu.
" Ateş Bey depoda çatışma olmuş. Arda Bey vurulmuş. Şu an hastanede."
O an gözlerim sinirden neredeyse hiçbir şey görmüyordu. Siktiğimin deposunda durup dururken ne çatışmasıydı bu ? Hemen Esna'ya döndüm.
"Ben gelene kadar sakın odadan çıkayım deme."
Esna başını onaylar şekilde salladı ve ben montumu giyip hemen evden çıktım."ESNA'NIN AĞZINDAN
Kafam çok doluydu. Az önce yaşananlar ağır gelmişti. Sürekli kafasına estiği gibi davranıyordu. Sanki beni sevdiğini söylerken başka bir kızla birlikte olmamış gibi birden benimle yakınlaşıp bir de bana emirler yağdırıyordu. Artık bu saçmalıklar fazla olmuştu. Telefonu kullanmanın vakti sanırım gelmişti. Hemen telefonu aldım ve Derin'i aramak yerine üniversiten tanıdığım bana platonik olan Kaan'ı aramak daha mantıklı geldi. O gerçekten çok iyi bir insandı ama ona karşı hislerim arkadaşlıktan öte değildi. Hem beni bu dağ evinden kurtarmak onun için daha kolay olurdu.
Hemen numarayı çevirdim ve Kaan benim sesimi duyunca şaşırdı. Uzun bir süredir onunla konuşmamıştık. Ona olayları anlatmadan sadece beni burdan almasını söyledim. Buna rağmen hemen gelip yardım edebilceğini söyledi. Konuşmayı bitirdikten sonra hemen WhatsApp'tan ona konum attım ve beklemeye koyuldum. Sanırım artık burdan sonsuza dek kurtulacaktım çünkü artık ülkeyi de terk edecektim. Para ve bilet işini Kaan benim için halledecekti. Pasaportu ve kredi kartlarımı da gidip Derin'den alacaktı. Sanırım bu hepimiz için en iyisiydi. Ondan yardım almadığım için Derin bana kızacaktı ama işler ancak bu şekilde hızlı ve kolay olabilirdi. Şu an ki tek önceliğim Ateş'ten , onun pis işlerinden sıyrılmaktı.
Yaklaşık iki saat içinde Kaan evin önü geldi. Hemen arabaya binip uçağa yetişmek için yola koyulduk.ATEŞ'İN AĞZINDAN
Evden çıktıktan sonra Zafer Abi arabayla dönerken ben ise Arda'nın yattığı hastaneye gittim. Her ne kadar ona kızgın olsam da sonuç olarak yıllardır işimde bana yardımcı olan adamlarımdan biriydi. Gittiğim gibi odasına çıktım. İçeri girdiğimde Arda'nın yanında hemşireler vardı. Ben ise yatağın yanındaki koltuğa oturdum. Hemşirelerin işini bitirdikten sonra Arda'nın durumunun iyi olduğunu sadece bacağından vurulduğu için bir süre koltuk değnekleri ile yürümesi gerektiğini söyledi. Hemşireler gittikten sonra Arda ile baş başa kaldık ve depoda neden çatışma çıktığını sordum. Yaklaşık yirmi kişinin depoda duran adamları geri alabilmek için geldiğini söyledi. Gelenlerden 10 kişisi falan ölse de adamlarını yine de aldığını söyledi. İyice sinirlenmiştim.
Depodaki adamların işi zaten buydu. Küçücük bir olayda bile adamlar kaçıyorsa biz bu sikik görevlileri neden depoda tutuyoruz ki !?
Neyseki sağlam adamlardan birinde büyük de bir hasar yoktu. Ayağı da bir süreye iyileşirdi zaten .
Arda'yı odada bıraktıktan sonra deponun yoluna koyuldum. Kim bilir deponun hali ne durumdaydı?
Depoya geldiğimde görevlilerden bir kaç kişini ağır yaralandığını öğrendim. Gelenler ise adamlarından üç tanesi alıp gitmişti. Depoda duran birkaç görevliye
" Ben sizi burada adamları elinizden tek tek kaçırın diye mi tutuyorum göt herifler !? Sizin işiniz bu zaten. Bu adamlar nasıl kaçar nasıl amınakoyim ? Eğer bir daha böyle bir şey olursa hepiniz kendinizi kapının önünde bulursunuz. Bir daha böyle bir şeyin olmasına asla izin vermeyin. Yoksa üzülen ben değil, siz olursunuz." diyerek bağırdım. Hepsi bir daha böyle bir şeyin olmadığını söyleyerek işine döndü. Bugün bu kadar drama yeter artardı bile. Esna da boşu boşuna evde korkmuştu. Depodan çıkıp evin yoluna koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM SESSİZLİĞİ +18
ChickLitRuhlarımız artık birlikte olmuştu. Her bir nefesi vücudumu ateşe veriyordu. Ben o her nefeste savunmasız kalan ESNA YILDIZ, her seferinde beni yakan ATEŞ SOYKAN.