ÖS #4

8.6K 182 42
                                    

Ateş ona aynen şöyle cevap verdi." Tamam onu boş bir odaya atın. Yemek, su falan vermeyin. Akşama ordayım Arda.
  İsmini öğrendiğim çocuk " Tamam Ateş." diyerek kapıya doğru ilerledi. Sanki olduğum yere çivilenmiş gibiydim. Şu an bir katilin evinde miydim yoksa daha kötüsünün mü hiç bir fikrim yoktu. Sanki varlığımı hissetmiş gibi arkaya doğru baktı ve o mimiksiz sert yüzüyle bana "Neden orda dikiliyorsun, ne işin var burda? " diye sordu. Ben de ona anlamsız gözlerle baktım. " Lütfen bırak gideyim. Ben hiç kimse değilim. Neden beni burda tutuyorsun?  Nolursun bırak beni ." diye yalvarıyordum. O bu cümlelerimi umursamayarak " Ben çıkıyorum, sen de bi duş alsan iyi olucak. Berbat gözüküyorsun." dedi. Bunları dedikten sonra hiç arkasına bile bakmadan evden çıktı. Ben ise merdivenlere oturup kaldım. Başımı iki elimin arasına aldım. Artık ağlayamıyordum bile. Gözyaşlarım resmen kurumuştu fakat içimde hala burukluk hissi vardı. Hemen kalktım ve banyoya doğru ilerledim. Aynada kendime bakarak hiç bu kadar kendimi kötü görmediğimi düşünüyordum. Küvete girdim ve buz gibi tenimi yakan suyu açtım. Buz gibi su tenimden aktıkça yaşadığım onca şeyi sanki beraberinde kendisiyle birlikte alıp götürüyordu. Yıkandıktan sonra havluyu alıp sarındım ve içeri doğru gittim. Giyecek hiçbir şeyim yoktu. Psikopat bir sapığın elinde mahkum kalmıştım.  Yavaş adımlarla Ateş'in odasına ilerledim ve dolabını açtım. Bir sürü takım ve katlanmış spor tişörtler arasından elime gelen tişörtü üstüme geçirdim. Diz kapağımın biraz üstünde biten bol bir tişörttü. Ruhsuz adımlar aşağı indim ve kendimi L koltuğa attım. Boş boş tavanı izlemeye başladım. Şu son günlerde yaşadığım her şey gözümün önünden film şeridi gibi geçiyordu.  

ATEŞ'İN AĞZINDAN

Depoda o şerefsiz herifle işim bittikten sonra evin yolunu tutmuştum. Kapıyı açtığımda Esna bana doğru dönük bir şekilde yatıyordu. O masum ve candan yüzü içimi eritmeye yetmiş, artmıştı bile. Üstüne giydiği tişört ona benden daha çok yakışıyordu. Giydiği tişörtüm iyice üste kıvrılmıştı. Bütün vücudu gözlerimin önündeydi. Ona sahip olmamak için kendimi çok zor tutuyordum fakat bunu o istemeden asla yapmazdım. Yoksa beni bir daha asla ama asla sevmezdi. Onu kucağıma alıp yatağına doğru götürmeye başladım. Sapsarı uzun saçları, küçük burnu, kıvrımlı dudakları ve upuzun kirpikleriyle uyurken bile nasıl bu kadar güzel gözükebilirdi bir insan ?? Onu yavaşça yatağa bıraktım ve uyanmamasına dikkat ederek yanına uzandım. Benim içimi eriten o güzel yüzünü incelemeye başladım. O anda telefonum titreşti ve gelen mesaj Arda'dandı.

Arda : Abi Derin kızı aramaya başlamış, her yerde sizi arıyorlarlar.

ESNA'NIN AĞZINDAN

Birinin beni sallamasıyla uyandım. Gözümü araladığımda yorgun, tatlı bir yüz bana bakıyordu. Off ne diyordum ben. Uykulu sesimle " Efendim? " dedim. Bana " Hadi güzelim, başka yere gidiyoruz." dedi. Ben daha cevap vermeye kalkmadan beni kucağına aldı. Ben de düşmemek için boynuna sarıldım. Dışarı çıktığımızda gecenin güzel havası biraz da olsa içimi rahatlatmaya yetmişti. Ateş beni yavaşça ön koltuğa bıraktı ve sürücü koltuğuna geçti. Nereye gidiyoruz diye çok kez sormama rağmen hiçbir şekilde cevap alamıyordum. Bu durumdan iyice bıkmıştım. Ateş o sırada yan gözden bir sigara aldı ve iki eliyle direksiyonu tutmadan sigarasını yaktı. Psikopat işte ne olucak. Ardından tek eliyle direksiyonu tutup yoluna devam etti ama bakışlarının benim üstümde olduğunu hissedebiliyordum. Hala çok uykum vardı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım. Uyandığımda sersemlemiştim. Yaklaşık 3 saat geçtiğini farkettim. Hala varamamıştık. Ateş hiçbir şey söylemeden yola devam ediyordu. Son kez sorduğumda Ateş bana sakince döndü ve hava değişikliği gibi kısa bir cevap verdi. Sonrasında küçük bir mola yerinde durduk. Bana burda kalmamı söyledi. Geldiğinde elinde bir poşet vardı. Poşeti resmen üstüme atmıştı. Bana kibarca " Poşeti açıp verebilir misin?" diye sordu. Ondan beklemediğin tavırlardı. İçinde iki tane sandviç ve içecek vardı. Uzattım ve yemeye başladık.

Tabelalarda Çanakkale yazısını görüyordum. 1.5 - 2 saat sonra bir dağ evine gelmiştik. O arabadan inince ben de yavaşça indim. Burada da korumaların olduğunu görünce çok şaşırdım. Korumalardan biri " Hoşgeldiniz Ateş Bey, talimatlarınızı tek tek yerine getirdik efendim. " dedi. Ateş kafa salladı ve bana da gel işareti yaparak içeri girdi. Ne yani beni bir dağ evine mi hapsedecekti yoksa??

_____________________________

Merhaba canlarım, umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bölümler hız kesmeden gelecek. Lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın... 🖤

ÖLÜM SESSİZLİĞİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin