ESNA'NIN AĞZINDANAdeta o yeşil gözleri içimi delip geçiyordu ve "Ne demek istiyorsun ? Ben senin hizmetçin değilim. Beni hemen evime götür." diye hiddetle bağırdım. Bana sırıtarak önümde durdu ve " Sana eve döneceğini düşündüren ne ? " diye sordu. "Beni eninde sonunda bulucaklar, bence beni şimdiden bıraksan senin için en iyisi olur. " Adeta ona kafa tutuyordum fakat sanki ben hayal kuruyormuşum gibi mimiksiz bir şekilde bana bakıyordu. " Tamam, bulduklarında bana da söylersin. Şimdi kalk yemek hazırla." dedi. Hala benimle dalga geçiyordu. Tek kaşını kaldırıp beni tek hamlede kucağına alıp mutfak tezgahına oturttu. Nerdeyse tek vücut olmuştuk. Nefesini boynuma üflüyordu. Sonra birden sanki bir şey hatırlamış gibi geri çekildi ve duvara yaslandı. " Neyse hadi yemeği hazırla." dedi. Sinirlendim ve " Daha kim olduğunu bile bilmiyorum ve yaptıklarına bak. Sapığın tekisin." Bana sinirlenip bileğimi sıkıp kulağıma eğildi ve " Adım Ateş Soykan. Senin sapık dediğin adam seni koruyacak tek kişi." diyerek kapıyı çarpıp odadan çıktı. Ardından dış kapının da kapanma sesini duydum. Birden yere yıkıldım ve ağlamaya başladım. Kendimi toplayıp saate baktım. Saat gece 12ydi.Neden bu haldeydim bunu merak ediyordum. Merdivenlere doğru ilerledim ve üst kata çıktım. Koridorun en sonunda kapısı kapalı bir oda vardı. Gizemli durduğu için girmeye karar verdim ve kapı kilitli değildi. İçeri girdiğimde odanın siyah ve beyaz renkli eşyalarla dizayn edildiğini gördüm. Tam ortada bir masa vardı. İlerledim ve masanın üstünde Ateş'in küçüklük fotoğraflarını gördüm. Tan elime alıcakken omuzumda bir nefes hissetim ve arkamı dönünce Ateş ile masanın arasında kaldım. " Burda ne yapıyorsun ? " diyerek bana sinirle baktı. Ateş birden belimden kavradı ve yatağa doğru götürdü. Ben kalkmak için direnirken kollarımdan tutup üstüme çıktı. " Ya rahat durursun ya da sana asla unutamayacağın bir gece yaşatırım." dedi. Kendini yatağın yan tarafına attıktan sonra iyice yatağın kenarına kadar gittim ve kıvrıldım. Beni kendine çektikten sonra uyuyakalmışım.
Uyandığımda üzerimdeki koldan nefes alamıyordum. Kollarını hareket ettirmeye çalışırken uyandı. Üstüme çıkıp kollarını başımın yanına koydu ve " Yoksa kaçmayı mı düşünüyordun ? " diye sordu. Kafamı hızla hayır anlamında salladım. " Sadece nefes alamıyordum. Kollarını ç-çekmeye çalıştım. C-Cidden kaçmayı düşünmüyordum. " Cevabım onu tatmin etmiş olucak ki üstümden kalkıp yanıma geri yattı ve beni kendine doğru çekti. Elini çekmeye kalkıştım fakat elleriyle daha da fazla sıktı. Canım acıdığı için inledim. Ateş tavana bakarak " Sana kaç defa uslu dur demem gerekiyor? Her hatanda canını yakarım dikkat et." Ardından kolunu belime atarak uykusuna devam etti.
Sabah uyandığımda Ateş yanımda yoktu. Hızlıca kalktım ve aynada kendime baktım. Berbat haldeydim. Gözaltlarım çökmüş, gözlerim kıpkırmızıydı. Saçım karmakarışık haldeydi. Kendimi böyle gördüğüm için çok üzgündüm . Psikolojimden bahsetmek bile istemiyordum. Bu günlerde yaşadıklarım çok ağır gelmişti. Pencereden baktığımda hala korumaların orda dikildiğini gördüm. Kimin evindeydim böyle ben ? Yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladım. İnerken sesler duydum. Ateş ve yanındaki çocuk bir şeyler konuşuyordu. Biraz daha dikkatli dinlediğimde çocuğun Ateş'e adamı bulup depoya götürdüklerini söylüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM SESSİZLİĞİ +18
Literatura FemininaRuhlarımız artık birlikte olmuştu. Her bir nefesi vücudumu ateşe veriyordu. Ben o her nefeste savunmasız kalan ESNA YILDIZ, her seferinde beni yakan ATEŞ SOYKAN.