8.Bölüm: Gülmek En Çok Sana Yakışıyor

55 10 4
                                    

*Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birden bire olur; bu kadar bekletmez insanı.*

-------

Annemle uzun süre bakıştıktan sonra söze ilk olarak annem başladı. Bense başımı öne eğmiş bir pozisyonda onu dinlemeye hazırlanıyordum.

"Kızım bu odanın hali ne? Her yer hastane raporu! Nereden buldun bunları sen?"

"Anne hemen kızma"

"Irmak çabuk söyle nereden buldun bunları?"

"Dolapları kurcaladım anne oldu mu?"

"Neden?"

"Çünkü Baran ile birlikte babamın ölümünü araştırıyoruz. Kızacağını biliyorum ama bunları ararken fark ettim. Sende bir şeyler araştırıyorsun. Araştırmıyor olsaydın ben bu belgeleri beş dakika içerisinde bulamazdım. Ayrıca bütün bu hastane belgelerini belli bir düzen içinde de bulmazdım. Az çok davranışlarından da belli."

"Evet çünkü babanın ölümünü bu kadar çabuk kabullenemezdim!"

"Kardeşimin de!"

"Ona bizzat şahit oldum Irmak ama babanın yanında yoktum. Ve sana da bana da doktor değil o çocuk haber verdi. Bir çocuğun ağzından çıkanlara bir çırpıda inanacak halim yoktu."

"Anne ben büyüdüm artık. Bende bazı şeylerin farkındayım. Bırak yardım edeyim sana"

"Elinde ne var sanki Irmak? Ne bulabileceksin de bana yardım edeceksin sanki?"

"Anne daha fazla küçük düşürme beni istersen."

"Yalan mı peki Irmak? Geçmişi hatırlamanı istemiyorum ama bu düşüncelerle de duramayız"

"Anne ne dersen de bunu birlikte halledeceğiz. Hastanenin adını çok küçükken belgede okumuştum. Baran'ın annesi bugün o hastaneye gitmiş. Baran'da bir şeyler öğrenirim diye yanında durmuş. Sekretere sormuş ama babam hakkında herhangi bir bilginin olmadığını söylemiş sekreter."

"Bunların hepsini ben biliyorum zaten Irmak. Bana benim bilmediğim başka bir şey söyle"

"Anne biz bu bilgilere sadece iki günde ulaştık. Ayrıca şu an belgeleri karşılaştırınca doktor adlarının farklı olduğunu gördüm. Bizim doktorumuz Mehmet Bey'di ama babamın belgesinde adı farklı. Ve o isimde herhangi bir doktor sanırım yok. Bilgisayarda çocuğunun adı Berk olarak geçiyor. Benimle de aynı yaşta"

"Peki tamam birbirimize yardım edelim fakat benim o  Baran denilen çocuğa güvendiğim pek söylenemez."

"Anne sende biliyorsun uzun zaman sonra ilk defa başka bir erkekle konuşmaya başladım."

"Sen bu çocuğu seviyor musun Irmak?"

Bu soru karşısında afalladım. Gerçekten bu zamana kadar böyle bir olay içinde bulunmadığım için anneme söyleyip söylememek arasında kararsız kaldım. Anneme bir gün bunu anlatacağımı biliyordum fakat o gün bugün değildi benim için. Ne diyeceğimi düşünürken annem çoktan lafa girmişti.

"Peki kızım. Anladığım kadarıyla seviyorsun ama sana tavsiyem, sakın çok kaptırma kendini. Baban konusuna gelecek olursak siz bana, bende size yardım edeceğim. Bağırdığım için özür dilerim kızım. Sadece seni de kaybetmekten korktum."

"Önemli değil anne. Teşekkür ederim her şey için. Böyle anlayışlı bir annem olduğu için çok şanslıyım. İyi ki o gün seni de kaybetmemişim. İyi ki..."

Ben dolu gözlerimle annemin gözlerinin içine bakarken annemin gözlerindeki hüznü okuyabiliyordum. Yüzü gülüyordu fakat kalbi hiç öyle değildi. Birkaç dakika annemle birbirimize sarılmış bir vaziyette öylece durduk. Ne o konuşabiliyordu ne de ben.

Ege'ye Dökülen Irmak (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin