4🖤 'Karaay'

24.6K 702 77
                                    


" Kamer..." dedim sonunda kaybolan sesimi bulabildiğimde.

Korkudan ve şaşkınlıktan gözlerim kararmaya başlamıştı.

" Dur. Lütfen!" ellerim istemsiz bir şekilde teslim olurcasına hafifçe kalkmıştı.

Hala silahı bana doğrultmuş vaziyetteydi ve siniri bir an olsun geçmemişti.

Boynundan bir damarın patlamasına saniyeler var gibiydi.

Korkudan titreyen bacaklarım daha fazla dayanamayacak gibiydim.

Tam düşmek üzereyken Kamer kolumdan tutup sertçe silkeleyerek beni doğrulttu.

Gözlerimi zar zor açabildim.

Nasıl daha da fazla sinirlenebiliyordu?

" Gidiyoruz!" dedi küfredermiş gibi.

Yere eğilip aldığı çantamı göğsüme çarptı.

Düşmeden aldığımda diğer elimi tutup çekiştirerek koridora çıkardı.

Asansörü beklerken davet salonuna endişeyle baktım.

Ben açık kapıdan göründüğü kadarıyla içeriye bakıp bizi gören var mı diye anlamaya çalışırken Kamer kulağıma tehditkar bir sesle fısıldadı.

" Umarım basit bir asistan parçasısındır."

Sinirle kaşlarımı çatarak Kamer'e döndüğümde beni umursamadan gelen asansöre soktu.

Acıttığı kolumu çekiştirerek elinden kurtardım.

" Ne istiyorsun benden! " diye diklendim sanki az önce bana silah doğrultan adam o değilmiş gibi.

" Ne istediğimi göstericem ben sana!" dedi tehditvari bir şekilde.

" Nereye götürüyorsun beni! Yoksa ıssız bir yerde mi sıkacaksın kafama?!"

Tamamen deli cesaretiyle bağırıp duruyordum.

Gözlerinden alev çıkarken tekrar koluma yapıştı.

" Bana bak! Beni daha fazla sinirlendirme! Yoksa ıssız bir yeri beklememize gerek kalmayacak! "

Sesi asansörün duvarlarına çarparak tekrar kulaklarıma doldu.

Hiçbir şey demeden kafamı kapıya çevirdim.

Kolumu tekrar acıtmaya başladığında duyacağı şekilde mırıldandım.

" Bırak kolumu. Kaçacak değilim! "

Elini sertçe çekti.

Asansör giriş katına indiğinde kapı açılır açılmaz hızlı adımlarla çıktı.

Adımlarım onu takip ettiğinde lobinin loş ışığında bu rezil halim görülmediği için mutluydum.

Dışarıya çıktığımızda valenin arabayı getirmesi sadece bir kaç saniye sürmüştü.

Bana yandan kısa bir bakış atıp kafasıyla arabayı işaret etti.

" Bin." dedi sertçe.

Bindim.

O da koltuğuna yerleşti ve gazı kökledi.

Sessiz ve gergin geçen bir araba yolculuğundan sonra iki tarafında birer koruma olan büyük demir kapıdan geçtik.

Tam karşımda iki katlı, ev demeye bin şahit ama belki köşk veya saray denilebilen, olabildiğince geniş bir ev vardı.

Kocamandı ve etrafı siyah takım elbiseli onlarca adamla doluydu.

Siyah İnciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin