Bölüm 3

543 26 0
                                    

Bazen her şeyden uzaklaşmak, olabildiğince kendimizi insanlardan soyutlamak isteriz. Şu an tam olarak bunları hissediyordum. Bu bir kaç gün beni çok yormuştu. Bu tempoya alışıktım. Bunu istediğim için yapıyordum. Bu benim tutkumdu.

Kariyerime öncelik verip, çoğu şeyden fedakarlık etmiştim zamanında. O günler geçeli çok olmuştu. Şimdi ise herkes tarafından sevilen, işinde başarılı, "güzel" diye anılan bir doktor olmuştum. Hayatımdan bundan sonrası için herhangi bir beklentim yoktu.

Lisede diğer kızlar, "üniversiteden sonra evlenip, çoluk çocuğa karışacağım!" Derken, ben çok farklı şeyler hayal ediyordum. O insanlar şimdi evli, çocuklu ve çok mutlulardı. Ya da öyle gözüküyorlardı!

Düşüncelerimle boğuşurken, kapının çalmasıyla aniden irkildim.

"Girin, lütfen."

Kapıdan içeri girenin Mert olduğunu görmemle ayağa fırladım. Telaşlı gibiydi. Olanlardan haberi olmuştu demek.

"Ben özür dilemek için gelmiştim. Zamanında yetişemedim yanına. Halletmem gereken işler vardı.." dedi düşünceli ve yorgun bir halde.

Başımı sallayarak, "Bunun önemi yok. Şüphelendiğim şey yaşandı. Senden tüm kontrolleri bitirmeni istemiştim sadece."

Elini alnına götürdü. "Gerçekten. Sabahtan beri o sonuçlara ulaşmak için çabalıyorum. Kime sorsam başka bir yerde diyordu. Çıldırmak üzereydim!" Sinirlenmişti.

Duyduklarımın şaşkınlığı ile donup kaldım. Bu nasıl mümkün olabilirdi?

"Ne? Sonuçlar nasıl kaybolur?"

Aniden çıkıştı. "Bilmiyorum ama yoklardı işte! Bunun altında bir iş var. Anladığım kadarıyla adam önemli ve.."

"İşleri karıştırmak isteyen birileri var burada."

Gözlerini gözlerimle buluşturdu.

"Aynen öyle olduğunu düşünüyorum. Yoksa bu tür hassas vakalarda ne kadar dakik olmaya çalıştığımı bilirsin."

İçimden o an vakanın etkisiyle Mert hakkında düşündüğüm saçma düşünceler geçti. Ne kadar salaksın Nil. Adamın durduk yere günahını alıyorsun..

"Biliyorum tabi. Her neyse.. boşverelim bunları. Geçti gitti nihayetinde." Dedim sakince.

"Evet. Yemek diyorduk en son. Hala kararlı mısın?" Diyip sırıttı.

Düşünüyormuş gibi durdum ve "Vazgeçmemi gerektirecek bir durum var ortada ve ben mi bilmiyorum?"

Durdu. Şaşırmıştı. Ellerini ensesinde kavuşturup, "İnanamıyorum, hala kararlıysan sana bir tomogrofi falan çektirmeliyiz." Yaklaştı dibimde durdu ve,

"Nil'in nöronları. İyi iletim yapıyorsunuzdur umarım yoksa beni kandırmaya çalıştığını düşünmeye başlayacağım!" Dedi. Gülerek yavaşça onu ittirirdim.

"Ya.. Ben gayet iyiyim." O sırada gözüm duvarıdaki saate çarptı. Şaşkınlıkla, "Saat ne ara 7 olmuş?" Demekten kendimi alıkoyamadım.

"Hızlı geçti bugün. İkimizde dinlenmeyi hak ettik." Gülümsedi.

Gülümsedim. Bu ruhsal değişimim beni şaşırtıyordu. "Ee, çıkalım o zaman?"

Başıyla beni onayladı. "Mekanı sana mesaj atmıştım. Saat ise, 20:30 gibi uygun mudur sana?"

Onaylarcasına sesler çıkarırken bir yandan da çantamı toparlıyordum.

Gözlerine baktım. "O zaman görüşürüz."

EfsunkârHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin