Bölüm 11

350 34 9
                                    

Herkese merhaba! 1k olmuşuz. Görünce ne kadar mutlu olduğumu size anlatamam. Okumanız, yorum ve oylarınızla destek olmanız beni nasıl motive ediyor, ifade edemiyorum. Çok teşekkür ederim. İyi okumalar!❤️

"27 yaşında bir erkek. Merdivenlerden yuvarlanmış. Bilinci düşer düşmez kapanmış.." acile gelen hastayı bir yandan müdahale odasına sürüklüyor, bir yandan da değerlerine ulaşmaya çalışıyorduk.

"Tamamdır.." hızlı bir şekilde müdahale odasına vardığımızda seri hareketlerle cihaza bağladık. Tansiyonu vardı ve kendinde değildi.

Gerekli dozda ilaçların verilmesi için hemşireyle konuşmuş, bir yandan da Mert'e çağrı atmıştım. Hızlı bir şekilde kalbine bakılması lazımdı. MR gerekebilirdi. Mert gelinceye kadar ultrasonun burada olması gerekiyordu. Koşarak ultrasona doğru yol aldım.

Kendi alanın olmasa bile böyle yardımcı olman gerekiyordu işte. Biz bir takımdık ve takım çalışması bunu gerektirirdi.

Odaya ulaştığımda, hızlı bir şekilde cihazı tuttum ve koşmaya başladım. Bir yandan sürüklüyor, bir yandan kaç dakikada vardığıma dair saatime bakıyordum. Üç dakika. Fena sayılmazdı. Önüme çıkan bedenle aniden durmam zorunda kaldım.

Merih Cevher karşımda dikiliyordu.

"Nil hanım.." hızlıca konuştum.

"Çok acil bir vaka var. Yetişmem gerekiyor." Koşturduğumu görmüyor muydu bu adam?

"Özür dilerim.." attığım kısa bir bakış ile gerçekten pişman bir yüz ifadesine sahip olduğunu gördüm. Buna kafa yoramazdım.

Odaya vardığımda Mert hastaya müdahale ediyordu.

"Ultrasonu getirdim." Aniden bana döndü.

"Sen niye gittin?" Şaşkınlığını yüzünden okuyabiliyordum.

"Tüm hemşireler hastayla ilgileniyordu. Gerekli tetkikleri yapmıştım. Bir tek MR kalmıştı. Sen kontrolleri bitirdikten sonra oraya sevk edeceğiz." Dedim nefes nefese.

Gözlerindeki parıltıyı gördüm. Cevap vermemişti. Vakit kaybetmeden hastayla ilgilenmeye devam etti.

Nihayet yanıma ulaştığında yumuşak bir ses tonu ile, "Herhangi bir sorun yok. Dediğin gibi Beyin ve kafa bölgesine bakılsa iyi olur. Sinirsel olduğunu düşünüyorum. Hızlı olmalıyız." Başımla onay verdiğimde vakit kaybetmeden hastayı MR'a götürdük. Koridorda ilerlerken Merih Cevher'i az önce bıraktığım yerde gördüm. Öylece kenarda dikiliyordu. Boş bakışlarla etrafı izliyordu ki, gözlerimiz saniyelik dahi olsa kesişiverdi.

Tüm tetkikler yapılmış, hasta yoğun bakıma alınmıştı. Ailesine gerekli bilgileri vermiştik. Hayati tehlikesi vardı. Gerçekten çok kötü düşmüştü. Görünüşe göre yaklaşık 50 basamaktan yuvarlandığı düşünülüyordu.

Bu kadar genç bir insanın nasıl düşmüş olduğunu sorguluyordum. Belki bir şey yaşamıştı. Sevgilisinden ayrılmıştı belki de.. Ya da üzücü bir haber almıştı ki, o anın şokuyla dengesini kaybetmiş olabilirdi. Aklıma gelen bilgiyle ürperdim.

Merih Cevher'in babası, dengesini kaybederek yuvarlanmıştı. Adamın intihar ettiği gerçeği tüylerimin diken diken olmasına neden oldu. Hızlıca dosyasına bakmak için kalktım. Bunu öğrenirse Merih Bey kızabilirdi. Daha doğrusu, öğrenmemesi gerekiyordu. Adamın acısı taze, yüreği yangın yeriydi.

Koridorda yürüyordum ki, yakalanma ihtimalimin çok yüksek olması beni korkuttu. Bunu daha uygun bir zamanda yapmam gerektiğini kafama kazıyarak kafetaryaya doğru yol aldım. Mert'i tek başına salata yerken görmeyi beklemiyordum. Dalgın bir şekilde hem de.

EfsunkârHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin