Heart Teacher ✦ Jeon JungKook

ten

"Senden etkileniyorum..."

Burunları değiyordu birbirlerine. İçe çekilen hava karışıyordu birbirine. Kalpleri bedenlerini firar etmeye yüz tutmuştu. Ama nasıl olurdu bu. Nasıl olurdu da kızın taşlaşmış kalbi böyle hareketlenebilirdi. Nasıl da gümbür gümbür atıyordu kalbi. Nasıl da heyecanlıydı bu konumda kızda adamda. Adam kızın gözlerinin içine bakarken konuştu.

"Çok etkileniyorum... Her şeyinden çok etkileniyorum... Nefesin bile beni etkilemeye yetiyorken benim sana olan ilgimin farkına varamadın mı?"

Kız seslice yutkunmuştu. Bu sefer nefes alabiliyordu fakat bu sefer daha ağırdı. Bileklerindeki damarlar çekiliyordu. İçi titremişti. Daha ne kadar kaçabilirdi ki. Çıkış yolu her şeyi anlatmaktı. Ancak anlatırsa feraha kavuşabilecekti.

"B-ben... Kararımı verdim JungKook..."

Kız dudaklarını birbirine bastırıp konuştu.

"Ben denemek istemiyorum ben yapmak istiyorum JungKook ve... senden yardım etmeni istiyorum."

JungKook her zamanki şahane gülüşünü kıza sunmuştu. Aynı uyumda kızda gülmüştü. Adam kızın gülerken ortaya çıkan gamzesine ufak bir buse kondurmuştu. Yavaş hareket ediyordu adam ânın tadını çıkarmak amaçlı. Kız gözlerini yummuştu adamın güzel dudaklarını daha duygulu hisstmek için. Evet kalpleri her ne kadar hızlı atsa da bunun üstesinden gelebilirlerdi çünkü sevgi her şeyin üstesinden gelmeye yeterdi...

Adam kızın yanaklarından ayırmıştı dudaklarını her ne kadar istemesede.
Kız bir elini en başında beri dokunmamak için dayandığı yüzüne koymuştu. Baş parmağı ile okşamıştı. Adam gözlerini kapatıp kızın eline dayamıştı yüzünü. Sık sık nefes alıyordu adam. Midesi havalanıyordu sanki. Kıpır kıpırdı içi. Yanağında hissettiği ufak baskı ile ile açmıştı kapattığı gözlerini. Kızın hayran olduğu dudakları yanaklarındaydı adamın. Parmak uçlarına çıkmıştı yetişmek için. Ne de sevimli ama.

Kız çekmişti dudaklarını adamın güzel yüzünden. Açmıştı gözlerini. Ve sonunda nefesi düzene binebilmişti.

"Ders çalıştın mı? Hatta birlikte çalışalım istersen."

Şaşırtmıştı kızı. Hemde çok şaşırmıştı kız. Bu haldeyken bile iyiliğini istiyordu. Onunla aynı ortamda olma fikri bile adamı deliye döndürürken aynı odada ders çalıştırmak onun heycanına kat kat heycan katıyordu.

"Şey... Evet ders... Ders çalışalım... olur"

Tane tane söylemesine gülmüsştü adam. Komik gelmişti adama bu kelimeleri cümle halinde söyleyememesi. Belki de o kadar komik değilidi bu fakat insana sevdiğinin her hareketi hoş gelmezmiydi...
-
"... Aslında doğru yol izlemişsin fakat en sonki formülü yanlış uygulamışsın. Gayet güzel bir yöntem."

Kız sevinmişti bu sözlerine karşı. Sonuçta doğru yoldan gitmişti ve soruyu yapabilmişti. Artık yorulmuştu. Nerdeyse 2 saattir matematik çalışıyorlardı ve kafası kazan gibi olmuştu. Başı da ağrıyordu fazlasıyla.

"Bu günlük yeter hem sorularda gayet iyisin. Daha fazla yorulmasını istemem karımın"

Aynı kelimeyi kullanmıştı yine. Kızın kalbine işleyen kelime. Kızın kalbini koşuya sokan kelime. Artık aradaki dağları yıkmak için tekrar öpmüştü adamı yanağından.

"Her şey için sağ ol~"

Adamın eli ayağına dolaşmış olmalı ki sadece bir noktaya takılı kalmıştı gözleri.

"Hey JungKook!"

Kız elini sallıyordu kızı farketmesi için.
Sonunda kendine gelmiş ki kıza bakmıştı.

"Bir sorun mu var?"

"Huh? Yok yok ne sorunu. Çok iyiyim"

Kız kafasını sallamıştı hemen yan sandalyede oturan adama. Adam hareketlenmişti kalkmak için. Kız adamın kolundan tutmuştu.

"Hey! Nereye?"

"Biraz kahve alacağım saat geç olmadan uyumalısın. Bende uyuyacağım."

"Birlikte şey..."

Kaşlarını havalandırmıştı adam.

"Birlikte uyuyabilir miyiz?"

Belki de adamın içini okumuştur ha? Çünkü YooJung demeseydi kendisi diyecekti bunu. Tekrardan yüzünden sinmeyen gülüşü oturmuştu yakışıklı yüzüne.

"Uyuyalım -duraksayarak- birlikte..."
...
YooJung hâlâ uyanmamıştı. Hâlâ JungKook'un güçlü kollarında sarılıydı. Adam o kadar huzueluydu ki soğuk bedenini kızın ufak bedeni ısıtabiliyordu. Kız hafif kıpırdamıştı bu sayede ise uyanmıştı. Gözlerini aralayıp sevmek için can attığı adamın yüzüne baktı. Sol eli ile yüzünü okşamıştı kız adamın biçimli yüzünü. Her şeyin ilkini yaşıyordu. Mesela ilk defa bir erkekle uyumuştu, ilk defa bir erkeğin yanağını öpmüştü, ilk defa bir erkekle denemeyi seçmişti...

Adam hafif gözlerini açmıştı. Hoşlandığı kadının onu izlediğini anlamıştı. Her ikiside mutluydu bu halden. Adam gözlerini kısarak açmış ve ardından tamamen açabilmişti. Kız sessiz ve buğlu bir sesle ;

"Günaydın"

Adam kızın beline sardığı kolları ile kızı kendine yakınlaştırmıştı. Neyse ki dudakları yakın değildi eğer yakın olsaydı hiç hoş şeyler yaşanmazdı adam ve kız tarafından. Yavaşça kondurmuştu yanağına minik bir buse.

"Sana da günaydın karıcım"

Demesi ile kız gülmüştü. Uzun zamandır içten içe sevgi dolu gülmemişti. Kızın yüzüne gitmişti adamın eli. Yanağındaki çukurluk çok hoşuna gitmişti nedense. Ardından güzel büyük gözleri dikkatini çekmişti  ve tabi pempemsi tonunu kaybetmeyen dudakları.

"Çok güzel"

Demişti adam gezdirdiği eli ile aynı yavaşlıkta. Kısık ve kalın sesi sabah olduğu için normaldi. Hatta bu durum adamı daha erkeksi ve çekici gösteriyordu. Kız komodinin üzerindeki telefonunda saate bakmıştı. Saatin yaklaştığını görünce anında yataktan fırlamıştı. Bu haline adam şaşkınlıkla bakıyordu.

"Yah! JungKook! geç kaldık! hadi! hadi!"

Aceleci konuşan YooJung'a JungKook ;

"Güzelim ben öğretmenim sıkıntı yaşamayız"

Güzelim demişti kıza. Hiç bir kadına kullanmadığı kelimeyi içten içe söylemişti YooJung'a. Hiç bir kadına baktığı gibi YooJung'a bakmıyordu. YooJung'a hayranca ve sevgi dolu bakıyordu. Her ikisi de artık duygularından eminlerdi. Belki YooJung uzun denilecek bir sürede zarfında buna inansada JungKook bundan emindi. Her şeyiyle. İnanmıştı kendine. Yapmıştı bunu. YooJung onun benliğini yerine getiriyordu. YooJung'ta kendini buluyordu. Küçüklüğünde yaşadığı onca ağır şeye karşı ilk defa bu duyguları yaşıyordu...

Oy verelim güllerim🔮🍇

I love you