1 gün önce
Kız o kadar sinirli ve o kadar hüzünle koşuyordu ki önündekileri göremeyecek kadar yemişti kafayı. Çalan telefonunun sesini zorla duymuştu. Numara bilinmedik bir numaraydı. Sesinin titremesine hakim olamayarak açmıştı telefonu.
-Alo
-Selam kızım.Duyduğu ses ile kafasından vurulmuşa dönen kız tanımıştı annesinin sesini. Hiç duymak istemediği, lanet ettiği annesinin sesini.
-Güzel kızım, nasılsın?
Eli ayağına dolaşmıştı kızın. Dilini yutmuştu sanki. Ağzını açamıyordu. Kafasında gezinen sorular düşünce dünyasını doldururken konuşmuştu. Zorda olsa.
-Ne? Ne istiyorsun!?
-Ah kızım ne de çok özlemişim sesini.
-Sana soru sordum! Ne istiyorsun?!
-Bir anne ne isteyebilir ki evladından başka.Aylar sonra hiç bir şey olmamış gibi mi hareket edecekti? Buna izin veremezdi Yoojung.
-Ne diyorsun sen!? Evli bir kadınım ben ve Jungkook ile gayet mutluyum! Öylece istediğin gibi ve hiç bir şey olmamış gibi davranamazsın!
-Evli bir kadın? Sen hâlâ benim küçük kızımsın.
-O küçük kızın aylar önce öldü.
-Ah yoo hiç değişmemişsin. Her neyse özlemimizi sonra giderebiliriz. Yarın seni aldıracağım. Hazır olmalısın.
-Şaka yapıyor olmalısın.Kızın sesi titrek hâldeydi. Nefesini kontrol edemiyordu.
-Beni bilirsin yoo istediğimi elde ederim.
Annesini tanıyordu. Yapardı. Kız içinden her şeyin tamamı ile bir kurgudan ibaret olması için tanrıya dua ediyordu. Bunu yapmamalıydı. Bu olamazdı. 1 günde bu kadar acı olamazdı. Yaşı durmayan gözlerini siliyordu.
-Bunu yapamazsın! Bunu bana yapamazsın! Düzenimi bozamazsın!
Kızın sesi boş mahallede inlerken hıçkırıkları buna eşlik ediyordu.
-Yoo güzel kızım yazık edeceksin sesine. Ne düzeninden bahsediyorsun?
-Ben ve Jungkook'un düzeni. Onu seviyorum. Hemde herşeyden daha çok!
-Yoo bunlar gelip geçici daha 18 yaşındasın. Kendini zorlama daha fazla. Yarın güzel bir gün olacak kızım.Ve telefonu kapamıştı. "Madem 18 yaşındayım neden evlendirdin!" hem ağlıyor hemde parçalanan kalbinin kırıntılarını toparlamaya çalışıyordu. Jungkook sayesinde toparladığı güzel kalbini Hyun ok bir anda parçalamıştı. Göz yaşları yağmur misali durmaksızın alıyordu. Canı acıyordu. Bedeninin tamamı acı ile dolmuştu. Acı ile sıkıştırılmış bir kutu gibiydi. O an ölmek istemişti. Annesinin sesini duymamak, sevdiği adamdan bir an olsun bile ayrılmamak istiyordu. İşte o an ölmek istemişti. Her şey yoluna girmişken ihanet ve ayrılıkla dolu bir yaşam mı sürecekti? Yolun ortasında insanlara daha fazla rezil olmamak için süratle koşmuştu bir daha hiç göremeyeceği evine doğru.
Şimdiki yazman
...
Jungkook tam okuldan çıkarken Joon'u görmesi ile ufak bir sohbet etmişti. Sonuçta uzun süredir arkadaşlıkları vardı ve yakın dostlardı. Kook öğrencilerin küçümseyen bakışları, ve aşşağılayan söylemlerine anca dayanmış ve okul dışına kendisini zorla atabilmişti. Evin yolunu tutmuşken telefonu bilinmeyen bir numara ile aranmıştı.-Alo
-Jungkook?
-Evet
-Ben Hyun Ok tanımışsındır umarım.Yoo'nun annesiydi bu.
-Neden aradınız?
Bir anda içinde beliren kaygıya engel olamamıştı. İçindeki soru işaretlerini durduramamıştı.
-Haber vermek istedim.
-Ne haberi?
-YooJung'u alıyorum. Ve şaşırmaman için evine gelecek olan boşanma dilekçesini söylemek istedim.Her şey bir şaka mıydı? Korkunç bir şaka mıydı? Bu bilinmez ama hiçte bir şaka kıvamında değildi durum. Adam duyduklarına anlam veremiyordu. Bir anda neydi bu?
-Cidden hiç komik değil Hyun hanım.
-Sana yalan olmadığını kanıtlayacağım Jungkook.Oylar neerdeee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Teacher ✦ Jeon JungKook
FanfictionEvet o aşıktı. Amatör bir aşık. Kalbi kırık ve solgundu, yeni yeşeren bir ağaç gibi, yeni olgunlaşmaya yüz tutmuş bir kiraz misali temiz ve tecrübesizdi. Onun dönüm noktasıysa Jeon'du... ••• "Kutup yıldızı olabilir mi o?" Kız "Hayır kutup yıldızı b...