nine

7.1K 474 70
                                    

-Ne yani geliyor musun?
-Evet bebeğim yarın Seul'deyim
-Ah inanamıyorum çok mutlu oldum. Seni almaya geleyim mi?
-Hayır hiç gerek yok kuzenim alıcak beni
-Konuşmamız gereken çok şey var kendini hazırla
-Tamam~~

Kız telefonu kapatıp odasından çıkmak isterken kafası gayet sert bir zemine değdi.
"Ah -kafasını ovalayarak- JungKook burda ne işin var?"
"Kiminle konuşuyordun?"
"Arkadaşım luara Seul'e gelicekmiş."
Kafasını sallamıştı anlarcasına.
"Test çözdün mü?"
"Evet JungKook"
"Oh tamam o zaman... şey... ben gideyim"
Derken kız hızla elinden tutarak durdurmuştu.
"Neden okula geldin?"

Kendinden emin biçimde ;
"Eşimi izlemeye geldim"
"Hayır hayır yani... Sinirli gibiydin. Neden?"
Kaşlarını çatmış ve çenesini fazlasıyla kasmıştı.
"Bunu cidden merak ediyor musun?"
Kız kafasını sallayarak;
"Evet"
"Jimin ve Taehyung... Çok samimisiniz bu da... um iyi olmuyor. Yani erkek sonuçta... Her neyse zaten sana karışmaya hakkım yok boşver."

Tam çıkacaktı ki tekrar tuttu elini.
"Kararımı sormadın?"
Tebessüm etmişti ;
"Düşünüyorsun büyük ihtimalle"
"Evet fakat kararımı vermek üzereyim"
Tekrar gülmüştü. "Oh* peki"
"Peki -düşünerek- aç mısın?"
Oğlan heveslice kafasını sallayınca kızın yüzünde kocaman gülümseme belirmişti. Kararlarından daha emindi. Sadece az daha zamana ihtiyacı vardı. Belki de yoktu sadece kendi kendine tesçil etmeliydi duygularını...

Kız sabah erken uyanmış ve direkt ihtiyaçlarını görmüştü. Ardından JungKook'u uyandırmak için adamın odasına girecekti ki mutfaktan gelen kokuları duyana dek. Kız hemen kokunun geldiği alana doğru ilerlemişti.
"Ah çok güzel kokuyor"
Belkide içinden söylediğini sansada büyülendiği için bunun pekte farkında değildi. JungKook kafasını YooJung'a çevirince kocaman gülümsemişti. Güzel gülüşü ile hayran bırakmak amaçlı.
"Günaydın karıcım"

Kızın kalbi tekrar hızlanmıştı. Karıcım kelimesini her duyduğu an bedeni kapkatı kesiliyordu. Normal miydi kendisi bile bilmiyordu. Zar zor ;

"G-günaydın." Diyebilmişti. Adam YooJung'a yaklaşıp ;

"Kararın ne?"

Evet kendinin farkındaydı. Ondan etkileniyordu. Ne diyecekti? Senden etkileniyorum mu diyecekti? Şu an bir şey demiyecekti.

"Sey...Okul okula gitmeliyiz"

Ne diyor bu kız? Adam saate bakıp;

"Daha 2 saat var."

Kız zorla yutkunarak;

"Evet 2 saat çok az. Hem bu gün luara geliyor unutma sakın"

Adam gülerek ;

"Unutmadım tabiki merak ediyorum hatta. Sonuçta en yakın arkadaşınla tanışacağım"

Kız kafasını sallayarak ;

"Oh evet"

Kız kafasını yaptıklarına çevirmişti adamın. Rulo omlet yapmıştı ve harika kokuyordu. Nerdeyse kızın karnı kokuyla doymuştu.

"Bunu yapmayı nerden öğrendin?"

Gözlerini kıza çevirerek;

"Öğrencilik yıllarımda aç kalmamak için bir ajumma öğretmişti."

Kız anlarca kafasını sallamıştı.
Gözünün önündeki saçlarını geriye atmak için yeltenmişti fakat kafasını sallayarak hiç bir şey yapamamıştı. Bunu gören kız yaklaşarak sağ elini anlındaki saç tutamına uzattığında adam sadece kızın yavaş ve narin hareketini izliyordu. Kız eliyle saç tutamını kenara çekerek işini kolaylaştırmıştı. Uzun saçlarındaki ipeksilik ve güzel kokusu tekrardan kalbinin hızlanmasını sağlamıştı kızın. Adam onun bu hareketlerinden dolayı mutluydu. Mutlu ne kelime? Anlam veremediği bir şekilde tebessüm ettiriyordu kız adamı.

Nerdeyse her saat aklına geliyordu kız. Bazen onu görmek için tenefüsü iple çekiyordu. Sonunda gün bitmişti ve ikiside fazlasıyla yorulmuştu. JungKook YooJung'u 1 sokak ötedeki parkta arabasıyla bekliyordu. Arabanın dikiz aynasında beliren YooJung ile gülmüştü. Ama YooJung telefon ile konuşuyordu. İçten içe merak etmişti kim ile konuştuğunu. YooJung arabaya binerken telefonu kapatmıştı.

"Nasılsın?"

Demişti YooJung gözünün içi gülerken.

"Yorgunum biraz"

Kız kafasını sallamıştı anlarcasına.

"Bende yoruldum. Bu gün sanki daha bunaltıcıydı dersler."

Adam o sırada arabayı çalıştırmıştı.

"Bu güm dersinize ben girmedim ondandır."

Bu cümlesine hafif kıkırdamıştı kız.
~
Eve geleli nerdeyse 2 saat olmuştu yemeklerini yemişlerdi. Şimdi ise YooJung çalan kapının sesi ile kapıya koşmuştu.

"Kim o YooJung?"

Demişti adam kızın arkasından giderken. Gelen Luara'ydı. YooJung hemen sarılmıştı arkasındaki adamı umursamayarak.

"Ah ne kadar özlemişim."

Diyen luara arkasındaki adama bakmıştı. YooJung luaradan ayrılıp.

"Şey... mm. Tanıştırayım Kocam JungKook"

Dediginde yoojung adamın yorgun yüzü birden gitmiş yerine yepyeni mutlu bir adam gelmişti. Luara elini JungKook'a uzatınca anında tutmuştu elini.

"Merhaba JungKook. Beni biliyorsundur. Ben luara YooJung ile yıllardır birlikteyiz"

Adam kafasını sallayıp;

"Ah biliyorum memnun oldum."

Demişti JungKook. İçeri girmişlerdi JungKook odasına geçtiğini söylemiş ve kızları baş başa bırakmıştı. Konuşmaları konudan konuya atlarken birden konu YooJung ve JungKook'a gelmişti.

"Yani hani varya şey**"

Kız imalı konuşunca YooJung koluna vurmuştu kızın.

"Ne diyorsun!? Öyle bir şey yok aramızda"

"Peki ne var? Ona karşı bir şeyler hissetmiyor musun?"

"Sadece..."

"Ne sadece?"

"Etkileniyorum. Yani bana karşı yaptığı her hareketten etkileniyorum."

Luara hafif tebessüm etmişti.

"Hoşlanıyorsun işte"

"Ne yapayım gidip senden hoşlanıyorum mu diyeyim? Ah luara-shii"

Luara umursamayarak gözlerini devirmişti. Tamam belki uzaklardan gelmiş olabilirdi fakat onlar hâlâ aynıydı. Hala uyuz arkadaşlıkları vardı...

Luara ile özlem gidermişler ve uzunca konuşmuşlardı. YooJung kızı göndermişti. Akşam olduğu için ders çalışması gerekiyordu. Bu sebepten kendine kahve yapacaktı. Kahveyi makinaya boşlatıp olmasıni beklerken mutfaktaki kıpırdanma ile arkasını dönmüştü.

"Ah JungKook"

Demişti kız. Adamın yüzünde güller açıyordu resmen. Çok mutluydu. Tezgâha yaslanmış kahveyi beklerken adam kızı kendine döndermişti. Yüzleri fazlasıyla yakındı. Kız düşmemek için tuttuğu kollarına bakmıştı adamın. JungKook dudaklarını yalayıp;

"Senden etkileniyorum...."

Uhuuuu neler oluyor hayatta?

Ne aç gözlü bir yazar sürekli oy istiyor ***

Ne yapayım destek görmeyince yazmak gelmiyor içimden  - -

Heart Teacher ✦ Jeon JungKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin