Oy verirseniz çok çok çok mutlu olurum.Aradan neredeyse 1 haftaya yakın gün geçmişti. Bu süre zarfında her akşam sürekli şiddet görmüştü. Tabi düşünme fırsatınıda yakalamıştı. Başka çaresi kalmayan kız güvenliklerin yani Hyun ok'un kızı koruması için yanına koyduğu adamların merhametine sığınmak istiyordu. İlk kişi annesi tarafından dövülürken gören birisi olmalıydı. Çünkü çektiği acıyı o kişinin görmesi merhametininde ortaya çıkmasını sağlayacaktı.
Sabahın erken saatlerinde uyanan yoo hemen kahvaltının gelmesini beklemişti. Yemeği getirecek olan adam onu dövülürken gördüğü için ondan yardım isteyecekti. Biraz bekledikten sonra adam odaya girdi. "Kahvaltınız geldi." diyen adama baktı ve kahvaltıyı önüne koyarken elini sımsıkı tuttu. "Lütfen dur." Adam soru dolu gözlerle bakarken "Bana yardım et lütfen."
"Neyden bahsediyorsunuz anlamıyorum." Kız büyük bir iç çekip konuştu sessiz bir tonda "Bana yardım etmelisin. Günlerdir burda şiddet görüyorum. Bak koluma." dedi kolundaki morarığı göstererek. Adam kızın koluna baktı ve yüzündeki acıma ifadesi beliriverdi. "Burda sebepsizce tutuluyorum. Evime ve sevdiğim adama hasret. Lütfen bana yardım edin. Çok çaresizim. Karnım bacaklarım bu morluklarla dolu. Bana acıyın ve yardım edin. Lütfen beyfendi, kendi sevdiklerinizden birini benim yerime koyun ve düşünün."
dedi kızcağız üzüntü ve acıyla. O sırada takım elbiseli adam her dediğini ayrıntıyla dinlemişti."Lütfen yemeğinizi yiyin." diyip çıkmıştı. Kızın başka kaçar yolu yoktu bundan başka. Eğer burda kalmaya devam ederse acıları katlanabilirdi. Günlerdir sağlıklı ve düzenli beslenememeden kilo kaybı yaşamıştı. Kim bilir sevgilisi ne hâldeydi. 1 aydan fazladır görmediği sevgilisi ne hâldedir acaba diye düşünüyordu. Merakı giderilmiyordu ama düşunüyordu en azından. "Tanrım lütfen." Kendi kendine arada bir sesli biçimde tanrıya yalvarıyordu. Önündeki yemekten az da olsa yemişti. Nerdeyse 2 saat sonra odaya tekrardan adam girmişti adam hızla. "Ne istiyorsun?" Kız hafif bir tebessüm ve üzüntü ile "Beni burdan çıkarmanı." Diye yanıtladı adamın sorusunu.
"Bu nasıl olacak?" dedi cevaplanan soru karşısında. Kız elindeki kağıdı adama uzattı. Bu kağıtta Jungkook ile yaşadığı evin adresi ve eğer kurtulursa buluşacakları yer yazılıydı. Bu konuyla ilgili de bir kaç not vardı.
"Bunu üzerine yazdığım adrese götürmeni istiyorum." Adam alarca kafasını sallayıp "Tamam bunu yaparım fakat evden nasıl çıkmayı planlıyorsun?" Kız tekrardan iç çekip konuştu "Bir tane bayıltma hapı ve siyah renkte bir sprey gerekli." Adam kıza anlamsızca bakarken kız planı çoktan yapmıştı. "Bu arada adın nedir?" "Han seok" bu fasıldan sonra dikkatle planı anlatmaya başlamıştı.Her detayını kaçırmadan anlatmıştı. Gün daha yeni yeni ortalara gelirken bu gün kaçması yönündeydi planlar. İlk işi aldığı viskinin içine bayıltıcı hap koymaktı. Han seok'un eczaneden aldığı hapı viskinin içine gizlice katmıştı. Kapıyı yavaşca açmıştı ve girmişti. "Ah kızım, şaşırttın beni." Kadının her kelimesine lanet ederken viskisini oturduğu yatak ucunun kenarında duran komodine koydu usulca. "İçimden geldi." dedi yoo her ne kadar samimi olmaya çalışsada. "Teşekkürler kızım." Bir yudum, iki yudum derken yarısını içmişti. O sırada yoo dikkatle içişine bakıyordu. Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra Hyun ok'un gözleri gitmeye başlamıştı. Yavaşlıkla kapanan gözlerinin sevinciyle kapının önünde etraftaki güvenlikleri gözetleyen Han seok'a işaret etmişti Hyun ok'un bayıldığını.
Kız yavaşça odadan çıkmıştı. Etrafta güvenlikleri göremeyen yoo "Korumalar nerde?" Adam kendinden emin biçimde "Yemeğe gönderdim." Kız teşekkürünü esirgememişti. Bu sırada salonun ortasında bulunan gizli kameranın camını tamamı ile siyaha boyamıştı. "İki yer kaldı." Dedi Han seok. "Huh? Neresi?" "En dış kapıdaki arabalara ve bahçeye bakan kamera." Diye cevapladı Han seok Yoo'yu. "Orayı ne yapacağız Han seok?" "Ordaki kameralar alçak onlarıda boyayabiliriz." dedi ve böylece kızın endişesini gidermiş oldu.
Görevliler gelmeden işe koyulmuşlardı. En dış kapıya çıkan Han seok iyice kameraları siyaha boyamıştı. Ardından hemen arabaya koştu ve yoo'yu alıp arabaya bindirdi. Yoo sevinçten ve heycandan ne diyeceğini bilmiyordu. Sonunda araba villadan çıkınca koca bir sevinç çığlığı attı."Han seeok inanamıyorum! Sana minnettarım." Şeklinde arabanın içinde sevinç çığlıkları atarken Han seok'ta bu çığlıklara gülüyordu. Yolda geçirilen 1 saat sonunda bi sahile gelmişlerdi. Han seok arabayı kenara çekmişti ve yoo ile birlikte inmişti. Etrafta gözü Kook'u ararken bulamamıştı. Yavaşça arkadan kendisinin ismi ile bağıran biri vardı. Usulca arkasına bakmasıyla Jungkook olduğunu anlamıştı. Kocaman bir gülücük sonunda elinde olamadan gözleri dolmuştu kızcağızın. Koşar adımlarla Jungkook'un yönüne doğru koşarken Kook'ta aynı şekilde ona doğru koşuyordu. Sevgi bağları istemsizce çekerken birbirlerini Jungkook'ta 1 ayın acısını ağlayarak çıkartmıştı. 1 ay boyunca onsuz doğru dürüst yemek yiyememiş hatta gülememişti de. Tam oldu derken bozulmalar yaşamışlardı. Ama sevgiydi bu. Gerçek sevgi. Artık amatör bir aşık değildi yoo. Gerçek bir aşktı o. Koşuşturmalar sonucunda bedenleri anahtar kilit misali kenetlenmişti bir daha ayrılmamak üzere...
Kurgu bitttiii Bak gene iyisiniz heee
Biraz konuşmak istiyorum sizlerlee :)
Evet ilk kurgum burda bitti gibi ama bu kurguyu yazarken bana destek olan irkidişlerime teşemküt ederim.
Okuduğunuz ve burya kadar geldiğiniz için de sizlere soonsuuz teşekkürlerimi ve sevgilerimi yolluyorum. Oy veren ellerinizi kolonyalayan bol olsun :)
Sizleri seviyor olacağım ♡♡♡
Özel bölüm gelecektir emin olabilirsiniz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Teacher ✦ Jeon JungKook
FanficEvet o aşıktı. Amatör bir aşık. Kalbi kırık ve solgundu, yeni yeşeren bir ağaç gibi, yeni olgunlaşmaya yüz tutmuş bir kiraz misali temiz ve tecrübesizdi. Onun dönüm noktasıysa Jeon'du... ••• "Kutup yıldızı olabilir mi o?" Kız "Hayır kutup yıldızı b...