13. Bölüm

496 19 6
                                    

Resmen şu an karşımda sabahki adam duruyor ya!

Ha birde bana tip tip bakıyor!

Kafamı ne var diye sallamak istedim ama tanımadığım bir insanla neden muhattap olmak isteyeyim ki?

Balkondan çıkıp odaya geri döndüm uykumda yoktu zaten, ilk kez.

Mutfağa gidip atıştırdım. Sonra saati kontrol ettim.

04:13

Saat daha çok erkendi sabaha kadar ne yapacaktım ben? Çok sıkılırdım, acaba dışarı mı çıksam?

Yok yok şu dışardaki yine bana sarar falan hiç hiç uğraşamam!

Bu yüzden oturma odasına geçip televizyonu açtım. Beğendiğim bir çizgi filim çıkınca orda bıraktım ve izlemeye başladım.

——

"Noluyor lan!" diye bağırdım hızlıca.

Ablam başımda dikilmiş bana bakıyordu. Ay çizgi filme bakarken uyuya kalmışım ya la.

"Sabaha kadar açık kalmış lan bu televizyon!" diye bağırdı ablam bana.

"Ne yapayım oğlum, ben mi dedim uyu kumsal televizyonda açık kalsın öylece diye. Hem sen yapsan bir şey olmazdı ama!" dedim kollarımı önümde birleştirirken.

"Bana bak, benim tepemin tasını attırma! Ben ödüyorum faturaları, sen anca evde yat! Bir daha böyle sorumsuz davranırsan-" derken onun sözünü kestim.

"Ne o beni annemin evinden kovmaya mı çalışıyorsun lan!" diye bağırdım sinirle.

"Böyle bir şey çıktı mı benim ağzımdan?! Adam ol ve iş bul, bu evi tek ben geçindiriyorum bir boka yaramıyorsun zaten, bana yük olmaktan başka!" diye bağırdı.

"Öyle mi?" dedim gözlerim dolarken, ne var be, ablanız size dese sizde ağlardınız.

"Tamam öyle olsun." dedim ve çantamın içine cüzdanımı birde kulaklığımı taktım, telefonumu alıp kapıyı çarparak evden çıktım.

Tamam ağlamak istemiyordum dışarı çıkarken, bu yüzden binada biraz durup göz yaşlarımı yolladım.

Dışarı çıkınca ilk işim sahile gitmek oldu, geçen oturduğum atlama yasak bölgeleri iyi gelecektir.

Hızlıca yürürken ağlamamak için ayrı bir çaba sarf ediyordum.

Sahile gelince resmen koşar gibi yürümeye başlamıştım.

Geçen geldiğim yere gelince hemen oturdum, şansıma etrafta pek insan yoktu.

Ayaklarımı sallandırdıktan sonra, telefonumu çıkarıp internetimi açtım. Sonrada İlaydayı aradım.

"Alo." diye açtı telefonu.

Sesini duyunca göz yaşlarımı durduramadım ve ağlamaya başladım. Sessiz olmaya özen gösteriyordum, çünkü insanların görmesini istemezdim.

"Alo?" diye sordu İlayda tekrar.

"A-alo?" dedim kendimi susturmaya çalışırken, ne var be, hem özlemiştim hemde ablam sinirlerimi bozmuştu.

"Sen ağlıyor musun?" dedi ilayda. Gülümsedim nasılda tanıyordu beni.

"Sesini duyunca, özlemim arttı sizi özledim diye ağladım." dedim toz pembe bir yalan söylerken.

Hem onun için ağlıyordum, hemde salak ablam yüzünden ağlıyordum.

"Seni sulu göz seni." dedi ilayda titrek bir sesle. Onlarda bizi özlemişti, emindim.

Apartmandaki Yabancı {mafya}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin