8.BÖLÜM

86 6 0
                                    

(MERİÇ DOĞAN)
Yudum ve kendi adıma konuşursam eğer bizim için davet güzel ve eğlenceli geçmişti. Ama Atlas ve Mira için aynı şeyleri diyemem. Çünkü karşılarında Özge ve Burak'ı görünce ne olduklarını şaşırdılar. Atlas 'la konuştuğum çok kısa zaman diliminde Atlas Burak'ın burada olmasından rahatsız olduğunu belirtti. Ama yapacak bir şey yoktu. Bizim üçüncü ortağımız salak Bora bize sormadan adamın şirketiyle bir yıllık sözleşme imzalamıştı. Bu da demek oluyordu ki Burak'ı bir yıl boyunca görmeye devam edecekti. İç sesimle günün değerlendirmesini yapıyordum ama bu konuşmayı benim sevgili karım böldü. "Meriç,sence Burak ve Özge neden yıllar sonra birden ortaya çıktılar?" diye sordu. Gözlerimi yoldan ayırmadan sorusunu cevapladım. "Bence kasten bir nedeni olmayabilir. Yani Burak'ın bizim şirketle anlaşma yapması sonucu ortaya çıktılar."
"Diyelim ki Burak'ın anlaşma yapması sonucu ortaya çıktılar. Ama hatırlatırım Burak ve Özge sevgili. Bunların hepsi tesadüf olmaz. Bu işte bir iş var."
"Sen yorma o güzel aklını böyle şeylere. Merak etme bir şey olursa zaten Atlaslar bize haber verirler, bizde yardım ederiz." dedim ve Yudum'un elini tuttum. Eve varmamıza az kalmıştı. Bu gece güzel bitecekti, bitmeliydi.
Eve vardığımızda Yudum benden önce arabadan indi ve eve girdi bende arabayı garaja park edip peşinden içeri girdim. Yudum girişte yoktu demek ki üzerini değiştirmek için yatak odasına çıkmıştı. Bu benim için bir fırsattı.Hızla merdivenlere yöneldim. Yatak odasının kapısına vardığım zaman Yudum elbisesinin fermuarını açamaya çalışıyor ama beceremiyordu. Hızlı adımlarla Yudum'un arkasına gittim. Önce beline sarıldım sonra da "Açamıyor gibi gözüküyorsun. İstersen yardım edebilirim ama bir şartım var." dedim. Zor bir durumda olduğu için hemen kabul etti. "Şu elbiseyi üzerimden çıkar da şartın ne olursa olsun kabul edeceğim." bu söylediklerinden sonra yüzümdeki sırıtış daha da genişledi.


Ellerimi belinden çekip fermuarı tutup yavaş bir şekilde açmaya başladım ama bir parmağımla da pürüzsüz tenine değiyor, fermuar ile birlikte aşağı iniyordu. En sonunda fermuarı açmayı bitirince belinden tutup kendime doğru çevirdim. Gözlerini gözlerime sabitleyip alaycı bir tavırla "Şimdi söyle bakalım o şartı. Bilirsin ben sözümde duran bir insanım." dedi. Bende aynı onun gibi alaycı bir tavırla "O zaman şartımı gerçekleştirmeye başlayabilirim." dedim ve önce yüzüne düşen bir parça saçı kulağını arkasına attım sonrada avuçlarımla yüzünü kavrayıp öpmeye başladım.

Öpücüklerim boynuna kayınca huylanıp kafasını kafamınüstüne yasladı. Beni itekleyip "Çok pisliksin Meriç Doğan." Derken kravatımdantutup beni kendine doğru çekti. "Sizde çok seksisiniz Yudum Doğan." Deyip pispis sırıttım. "Bu, gece bitmeyecek anlamına mı geliyor?" dedi Yudum. Gülüşümühiç bozmadan hafif kaşlarımı kaldırarak kafamı olumlu anlamda salladım.
Elbisesini üzerinden çıkartmasında yardımcı olurken o da gömleğimi çıkarmam dayardımcı oluyordu. Kıyafet çıkarma işinden sıkılıp Yudum'u duvara dayadım.Nefesi yüzümü okşarken ben ellerini ellerimde başının üstünde bağladım. Hafifçebaşlayan öpüşmemiz git gide alevlendi. Onu kucağıma alıp şifonyerin üstüneoturttum bu sırada Yudum boynumu öpüyordu. Ellerim sabırsızca sütyenininkopçasını çözdü. Kollarından sıyırarak yere fırlattım. Geri çekilip pantolonumuçıkartırken Yudum yatağa uzandı. Onu böyle görmek beni deli ediyordu. Bukadının her şeyine aşığım ben. Yudum'un üstüne çıktım. Öpüşmemiz artık ikimizede yetmez oldu yavaş yavaş öperek göğüslerine geldim. Yudum saçlarımı okşuyoraynı zamanda yatakta kıvranıyordu. Ellerimi yavaşça küloduna indirdim. Soğukellerim tenine deyince Yudum irkildi. Artık bize engel olabilecek bir kumaşparçası kalmamıştı. Bu evreye gelene kadar çok süre geçmişti ve bu beniçıldırtmıştı ama gece daha çok uzundu...
Saatin kaç olduğunu bilmiyorum ama Yudum'la birlikte geçirdiğim o sıcakdakikalardan sonra pekte umurumda değil.Canım karım göğüsüme sokulmuşyatıyor.Onu böyle izlemeye bayılıyorum çünkü o kadar masum ve güzel ki.Bazeninanamıyorum benimle evlendiğine,beni sevdiğine ve benim peşimibırakmayışına.Beni bu düşüncelerimden ayıran komidinin üstünde duran ve birdençalmaya başlayan telefonum oldu.Yudum üzerimde olduğundan telefona ilk seferdeyetişemedim sonra Yudum'un başını yastığa koymaya çalışırken Yudum uyandı.Halaısrarla çalan telefonu elime aldım.Arayan Atlas'tı. Bu saate n'olduğunu meraketmiştim doğrusu.Telefonu hemen açtım."Alo,iyi misiniz kötü bir şey yokdimi?"diye sordum. Atlas'ın sesi olduğundan daha boğuktu."Hiç iyi değiliz.Meriçbeni her zaman gittiğimiz mekanın oradan alır mısın sana ihtiyacım varkardeşim."diyebilmişti bir tek.Ben de hemen orada olacağımı bir yereayrılmaması gerektiğini söyledim.Telefonu kapatıktan sonra beni şaşırmış birhalde izleyen karıma döndüm."Atlas ve Mira'nın arasında bir şeyler olmuş.Atlashiç iyi değildi.Onu almaya gidiyorum.Sende Mira'yı ara olmadı yanınagit."dedim.Bir yandan da üstümü giymiştim.Yudum beni onayladı ve onu haberdaretmemi söyledi.Hızla evin merdivenlerinden indim.Koşarak arabanın yanına vardımve olabildiğince hızlı bir şekilde arabayı mekana sürdüm.
Mekanın önüne vardığım da Atlas mekanın önündeki kaldırıma oturmuş yoldan geçenarabaları izliyordu. Bu hale düşecek kadar aralarında ne olmuştu acaba?Arabadan inip yanına gittim, bir elimle omzuna dokunup "Kardeşim geldim. Hadigel bizim eve gidelim." dedim. Beni sadece onaylayıp arabanın ön koltuğunaoturdu bende sürücü koltuğuna geçtim. Yol boyunca tek kelime etmedi bendesormadım çünkü eve gidince o bana her şeyi kendi isteğiyle anlatacaktı.

UMUDUNU KAYBETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin