11.BÖLÜM

44 7 0
                                    

 YAZARIN ANLATIMIYLA...
Meriç, Yudum'un hamile olduğunu öğrenince çok sevinmişti ama Yudum'un sevinmediğini adı gibi biliyordu. Bilmese bile anlamamak zor değildi çünkü karısını on küsur yıldır tanıyordu ve şu an Yudum'un mutlu olmadığı her halinden belliydi. 

Atlas'ın ona sunduğu fikri kabul etti ve kızları yalnız bıraktı belki onu Mira ikna ederdi. Atlas'la kafeteryaya gitti önce kızlara bir şeyler alacaklardı sonradan birer kahve alıp oturmaya karar verdiler. Aklı hala Yudum'daydı. Mira onu ikna edebilecek mi? Düşüncesi onu yiyip bitiriyordu. Ama haberi yokmuş, her şey çok güzelmiş imajını korudu ve umursamaz bir tavırla kahvesini içip Atlas'la muhabbet etti.
Aradan on belki on beş dakika geçmişti, masaya Mira geldi. Meriç Yudum'un yanına gideceği sırada dinlenmesi gerektiğini söyledi Meriç'te onu dinleyip oturdu fakat yerinde duramıyor, Yudum'la konuşmak istiyor, her şeyin güzel olacağını söylemek istiyordu. Beş dakika sonra tekrar ayağa kalktı bu sefer kimse ona engel olmadı ve Mira ile birlikte Yudum'un yanına gitti. Ama canından çok sevdiği karısı yatağında yoktu yerinde başka biri yatıyordu. Meriç o an korktuğunun başına geldiğini anladı. Mira nerede olduğunu biliyordur diye Mira'nın omuzlarından tutup yerini öğrenmeye çalıştı fakat kendini kaybetmişti, bunu Atlas ona bir tokat atınca anladı. Olduğu yere oturdu ve düşünmeye olanları anlamaya çalıştı. Ne kadar oturduğunu bilmiyordu yerde ta ki Atlas onu tutup yerden kaldırıncaya kadar. Atlas, Meriç'i kendine çevirmiş ve Yudum'u bulacaklarını söylüyordu. Ama Yudum kaybolmamıştı ki kaçmıştı bunu Meriç adı gibi biliyordu.

Belki onu yakalarım umuduyla Atlas'ın cebine elini attığı gibi arabanın anahtarını aldı. Atlas, Meriç'in peşinden koşmuş ve içten kapıları kilitlemeden önce yetişmişti. Birlikte Yudum'u evde yakalarız umuduyla eve gittiler. Meriç arabayı o kadar hızlı kullanıyordu ki on dakikada varılacak eve beş dakikada varmışlardı. Meriç koşarak eve girdi ve yatak odasına çıktı. Her tarafa bakıyor bir yandan da "YUDUM, HAYATIM NEREDESİN?" diye bağırıyordu. Ne kadar bağırsa da evden hiçbir ses gelmedi. Meriç en sonunda tüm evi aradıktan sonra yine yatak odasına çıktı ve yatağın üstüne oturdu. Dirseklerini dizlerine dayadı başını avuçları arasına aldı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Yudum hiçbir açıklama yapmadan onu terk etmiş olabilir miydi? Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yudum hiçbir açıklama yapmadan onu terk etmiş olabilir miydi? Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Bu saatte nereye gitmiş olabilirdi? Ya başına bir şey gelirse? Bu düşünceler tüm bedenini ele geçirmek üzereyken başını kaldırdı ve ellerini iki yanına yatağa koydu. Elinin değdiği bir kağıt parçasını eline aldı. Onun orada olduğunu yeni fark etmişti. Ne kadar yazanlardan korksa da ikiye katlanmış kağıdı açıp okumaya başladı.

CANIM SEVGİLİM
Sen benim her şeyimsin, hayat arkadaşım, eşim, sevgilim, aşkım, evimin erkeği, çocuğumun babasısın. Sen bunu okurken ben çok uzaklarda olacağım. Seni terk ettiğimi sakın düşünme sadece sen de biliyorsun ki istemediğim bir çocukla baş başayım ve bu olayı anlamam, kendime gelmemem için gitmem gerekiyordu. Lütfen anla beni. Seni çok seviyorum bunu sakın unutma. Ve lütfen üzülme ben iyi olacağım senin yanına iyi bir şekilde döneceğim.
SENİ ÇOK SEVEN SEVGİLİN...

UMUDUNU KAYBETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin