23.BÖLÜM

73 5 0
                                    

15 GÜN SONRA...

Mira Arslan

Ameliyattan bu yana tam on beş gün geçmişti, tabi bebeğimi kaybedeli de. Tüm psikolojim bozulmuştu. O kadına karşı nefret doluydum. Elimden bir şeylerimi almaya çalışmış ama alamamıştı ta ki en son yaptığı şeye kadar. Resmen bebeğimin ölmesine sebep olmuştu ve bu ona bu zamana kadar beslediğim nefretin bin misline çıkmasına neden olmuştu.

Geçirdiğim beyin kanaması sonucu ameliyattan sonra on beş gün müşahede altında tutulmuştum. Artık bu gün taburcu olacaktım ama yaşadığım şeylerden sonra ruhsal bir çöküntü içindeydim. Ne bir şey yemek istiyordum ne de birileri ile görüşmek yada konuşmak. Atlas ne kadar bana destek olmaya çalışsa da bir faydası yoktu. Benim şuan ki halimin düzelmesi için kimse bir şey yapamazdı. Benim kendimle baş başa kalmam ve kendimi dinlemem gerekiyordu ama Atlas'la aramızda geçen onca yanlış anlaşılma yüzünden ona sırtımı çeviremezdim. Bana destek olmak istiyordu, yanımda olmak acımı paylaşmak istiyordu. En önemlisiyse sadece ben değil o da benimle birlikte bebeğimizi kaybetmişti ve Yudum'un anlattığına göre ameliyattan çıktıktan sonra yoğun bakımdayken kalbim durmuş ve doktorlar beni geri getirmeye çalışırken Atlas tüm olanlara şahit olmuş. Çocuğunu kaybetmişken üstüne birde beni kaybetme korkusu yaşamış.

Kaç gündür Atlas'ın da bitik bir halde olduğunu bana bir şey olacak olmasından korktuğu için gözümün içine baktığını geceleri neredeyse hiç uyumadığını uyuduğu zamanlarda ise kabus görerek kalktığının farkındaydım. İşte bu nedenlerden dolayı onu yalnız bırakamazdım. Ne kadar yalnız kalmaya ve kendimi toparlamaya ihtiyacım olsa da bunu yapmak zorundaydım. Atlas'ın bana destek olduğu gibi bende ona destek olacaktım.

Odama giren doktor son kontrollerini yaptıktan sonra artık çıkabileceğimizi söylemişti. Atlas hastaneden çıkış işlemlerimi halledince birlikte eve gittik.

Kapıdan girer girmez o gün aklıma geldi. Düştüğüm ve kafamı çarptığım an gözümün önünden gitsin diye bakışlarımı Atlas'a çevirdim. Koluma girip ''Hadi güzelim seni yukarı çıkaralım ve sen yatıp dinlen.'' Dedi. Bense başımı olumsuz anlamda sallayıp ''Hayır Atlas yatmak istemiyorum zaten kaç gündür o hastane odasında yatıyorum.'' Diye itiraz ettim.

''O zaman ne yapmak istersin.''

''Kış bahçesine çıkalım. Birlikte oturalım, vakit geçirelim. Uzun zaman oldu seninle baş başa kalamıyoruz.'' Dediğim de Atlas saçlarımın arasından öptü.

''Tamam haklısın kış bahçesine çıkalım ama sen önce güzel bir duş al rahat bir şeyler giy. Ben de bize bir şeyler hazırlayayım. Olur mu güzelim?'' Onu onaylayıp yukarıya çıktım. Banyoya ilerleyip suyu sıcağa ayarladım. Üzerimdekilerden kurtulup kendimi sıcak suyun kollarına bıraktım. Vücuduma değen her bir damla rahatlamama neden oluyordu. 

Üzerimde o kadar çok keder vardı ki kendimi sırtında un çuvallarıyla yokuş yukarı koşuyor gibi hissediyordum ama şuan vücuduma dokunan her sıcak su damladı sanki o un çuvallarını sırtımdan alıp götürüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerimde o kadar çok keder vardı ki kendimi sırtında un çuvallarıyla yokuş yukarı koşuyor gibi hissediyordum ama şuan vücuduma dokunan her sıcak su damladı sanki o un çuvallarını sırtımdan alıp götürüyordu.

UMUDUNU KAYBETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin