9.BÖLÜM

48 7 6
                                    

2017 yılı
(MİRA PARLAK ARSLAN)
Sabah çok heyecanlı bir şekilde uyandım çünkü bu gün doğum günüm. Ve Yudum'la birlikte bizim evin oradaki kafede doğum günüm için bulaşacağız. Saat 11.00 gibi buluşağımız için yavaş yavaş hazırlanmaya başladım. Siyah bir pantolon üstüme de bordo çizgili beyaz gömleğimi giymeye karar verdim. Saçlarımı düzleştirici ile doğal dalgalı hale getirdim. Tam hazır olduğuma karar vermiştim ki şifonyerimin üzerinde duran Meriç'in bana doğum günü hediyesi olarak aldığı kolye gözüme çarptı ve takmaya karar verdim. Aynada son kez kendime baktıktan sonra hazır olduğuma karar verdim. Makyaj olarak maskara ve şeftali renk bir rujla yetindim. Telefonumun saatine baktım ve Yudum'la buluşmamıza tam olarak on beş dakika kalmıştı. Anneme çıktığımı haber verip botlarımı giydim ve kafeye yürümeye başladım. Yolda giderken Yudum'u aradım. "Alo, Yudum neredesin, ne zaman gelirsin?"
"Hava yağmurlu diye babam bırakıyor beni beş dakikaya oradayım."
"Tamam o zaman ben senin kafenin orada bekliyorum."
"Tamam ben geldiğimde seni yine çaldırırım."
"Okey öptüm."
"Öptüm"
Yudum dediği gibi beş dakika sonra kafenin önündeydi. Birlikte cam kenarında bir masaya geçip oturduk. Gelen garsondan ben çikolatalı pasta ,Yudum da çilekli cheesecake istedi. Yanına içecek olarakta birer çay söyledik. Siparişlerimiz gelene kadar havadan sudan konuşuyorduk. Yudum Meriç'e karşı -benim sayemde- bir şeyler hissediyordu. Meriç'in ona karşı bir şeyler hissedip hissetmediğini bilmiyorduk ama Yudum'la aynı durumdayık artık. Tabi tek fark biz Atlas'la sevgiliyiz. 

Yudum'la pastalarımız gelince bir kaç selfi çekildik ve pastalarımızı yemeye başladık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yudum'la pastalarımız gelince bir kaç selfi çekildik ve pastalarımızı yemeye başladık. İkimizde birbirimizinkinden yiyiyorduk. Yudum birden bana
"Mira, Atlas senin doğum gününü kutladı mı?" Aklıma o zaman gelmişti fakat Atlas benim doğum günümü falan kutlamamıştı aramayı geçtim bir mesaj dahi atmamıştı.
"Hayır, kutlamadı."
"Yuh bu çocuk öküz heralde insan sevgilisinin doğum gününü kutlar di mi?"
"Ne yapabilirim Yudum kutlamadı işte. Unutmuştur heralde."
"O zaman hatırlatırız."
"Ne yaparız?"
"Hatırlatırız. Şimdi Atlas'ı arıyorsun ve konuşuyorsun trip atıyorsun."
"Yudum saçmalama ya."
"Hiçte saçmalamıyorum. Sen aramazsan ben ararım."
"Susmayacaksın dimi aramazsam?"
"Hayır susmayacağım."
"Ufff tamam arıyorum." dedim ve masanın üstündeki telefonumu elime alıp Atlas'ı aradım. Telefon çalıyordu ama cevap veren yoktu. Yudum'un ısrarı üzerine sonuna kadar çaldırdım. Ama açan yoktu. Başımı olumsuz anlamda salladım. Yudum bu sefer "O zaman kankasını ara. Meriç'i." Dedi. Bu sefer Meriç'i aradım. Meriç ikinci çalışta telefonu açtı. "Alo Mira,doğum günün için ben arayacaktım ama sen aradın. O zaman doğum günün kutlu olsun."
"Çok sağol Meriç ama ben Atlas'ı aradım ve telefona cevap vermedi."
"Allah Allah bende bi arayayım. Bu arada senin doğum gününü o kutladı mı?"
"Hayır kutlamadı. Ama unutmuştur sorun edilecek bir şey değil de, ben onu merak ettim. Bir haberin olursa beni ara yada mesaj at olur mu?"
"Olur, merak etme duymamıştır."
"Tamam o zaman görüşürüz."
"Görüşürüz, tekrardan doğum günün kutlu olsun."
" Teşekkürler."
Telefonu kapatıp tekrar masanın üstüne koydum ve bir yandan beni dinleyen bir yandan pastasını yiyen Yudum'a döndüm." Meriç ulaşmaya çalışacak bana haber verecek."
" Allah'ın öküzü, Meriç sana hem hediye aldı hem doğum gününü kutladı o bir mesaj dahi atmaktan aciz." Aslında Yudum haklıydı Meriç bana hem kolye almış hemde doğum günümü kutlamıştı ama Atlas hiçbir şey yapmamıştı. Olayı kapatmak istediğim için "Boşver ya unutmuştur çocuğun bütün hayatı ben değilim ya. Biz pastalarımızı yiyelim." dedim. Yudum beni onayladığını belirtircesine başını salladı ve pastasından bir çatal daha aldı.

UMUDUNU KAYBETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin