20.BÖLÜM

72 6 7
                                    

Mira Parlak Arslan

Yudum'un tüm ısrarları üzerine Balım'ı otelde uyur bir halde bırakıp eve gittim. Yudum çok önemli olduğunu benim acilen eve gitmem gerektiğini söyleyince –daha doğrusu gitmem için başımın etini yeyince - eve geçmek zorunda kaldım. Arabayı bahçeye park ederken Meriç'in arabası ile bir arabanın daha olduğunu gördüm. Kim olduğunu merak etsem de o an ruhsal çöküntüm ile pekte umursamadım.

Yavaş adımlarla evin kapısına vardığımda çantamda evin anahtarını aradım. Bulamayınca pekte umursamayarak zile bastım. Sanki kapının arkasında çalmam bekleniyormuş gibi kapı anında açıldı. Ama karşımda gördüğüm kişi benim biraz da olsa sakinleşmiş sinirlerimi yeniden harekete geçirdi.

Bu kadın hala hangi yüzle burada olabiliyordu bilmiyordum. Sakince açılan kapıdan içeriye geçtim. Bu sessizlik tabiri caizse fırtına öncesi sessizlikti. Çünkü birazdan yapacaklarımı ne en yakın arkadaşlarım ne kocam ne de Özge tahmin edebilirdi.

Salonun ortasına doğru yürüdüm. Kolumdaki çantayı gri ''L'' köşe koltuğa bıraktım, ceketimi de özenle ve sakince katlayarak koltuğun başına astım. Herkes merakla ne yapacağımı, ne hissettiğimi anlamaya çalışıyordu.

Sessizliğimi koruyarak arkamı döndüm. Özge suratıma vereceğim tepki merak eden gözlerle bakıyordu. Ve şimdi onun merakını giderecektim.

O daha ne olduğunu anlayamadan üzerine atladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O daha ne olduğunu anlayamadan üzerine atladım. Saçlarını elime dolayıp yerde sürüklemeye başladım. Bir yandan bağırıyor bir yandan onu yerde sürükleyerek kafasına vuruyordum. Özge bunu yıllar önce hak etmişti de ben bir şey yapmamıştım. Ama şimdi beni tutacak hiçbir şey yoktu elimden geleni ardıma koymayacaktım. Ondan hem lise yıllarının hemde şimdi olanların hıncını alacaktım.

O an yaşadığım hazla kendimi daha da kaptırıp Özge'nin üzerine oturup yüzünü tırnaklarımla yolmaya başladım. O an nasıl rahatladığımı size anlatamam. Onu o acı çığlıkları benim yıllar önce de şimdi de çektiğim acıların onda biri olmazdı ama canını yakmak içimin rahatlamasına neden oluyordu.

Beni bu hazdan ayıransa Meriç oldu. Şokun etkisinden ilk çıkan o olmuştu ve ilk yaptığı şey Özge benim elimde kalmadan önce beni onu üzerinden almak oldu.

Meriç beni üzerinden almasına rağmen ben hala Özge'ye vurmaya çalışıyordum ki bu sefer bağıran Yudum oldu.

'' MİRA! Kendine gel! Ne yapıyorsun sen ya?" diyerek Yerde yatan yüzü gözü kan içinde olan Özge'nin yanına gitti. Benim yanıma gelmesi gerekmez miydi? Neler oluyordu burada? Tam o sırada Atlas karşıma geçip bana sarılınca zaten bozuk olan sinirlerimi daha da bozdu. Onu kendimden uzaklaştırıp bu sefer ben bağırmaya başladım.

 Onu kendimden uzaklaştırıp bu sefer ben bağırmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
UMUDUNU KAYBETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin