1. Bölüm

542 22 10
                                    

Merhaba arkadaşlar. Beni Anılarında Tut kitabından sonra ikinci kitabımız Kalbini Gördüğüm Gün ile tekrar karşınızdayız. Her zaman bize destek olan insanlar oldu. İnanın sizler olmasanız biz motive olup ortaya bir şeyler çıkartamazdık. İlk bölümde beklentilerinizi karşılayabilmek için iki yazar olarak birlikte çok çalıştık. Tanıtım videosuna gelen yorumlar ikimizi de çok mutlu etti. Sizi daha fazla meraklandırmak istemiyoruz ve bu yazıyı burda bitiriyoruz. Desteğinizi eksik etmeyin iyi okumalar!

Dilara-Hazal

"Buse hadi ama seni sonsuza dek bekleyemem."

"En güzel eserler en uzun vadede hazırlananlardır bebeğim." Dedi ve boynuma atladı. Onu baştan aşağı süzdüm. Lezzetli görünüyordu. Yani hoş. Ama yine de onun erkek arkadaşı olarak sormalıydım:

"Bu üstündekilerle çıkmayacaksın değil mi?" Aslında onu karşımda bir montla görmeyi bekliyordum bir 'Skillet' tişörtü ve bir şortla değil. Tamam tişört makuldü. Ama şort değil.

"Abartıyorsun aşkım. Sadece... Hadi ama en sevdiğimiz grup her zaman Türkiye'ye gelmiyor!" Gözleri parlıyordu sevinçten. Asansöre bindikten sonra kimse olmadığı için memnundum. Şimdi ise... onun tadına bakabilirdim. Kollarımdan gitmesine izin verdiğimde ise henüz 22. Kata yeni ulaşmıştık.

"Neye gülüyorsun sen öyle?" Dedi ve dudaklarını büktü.

"Bir ara buradan taşınmaya ne dersiniz?" Dedim. Her zaman ki gibi sadece gülümseyerek cevap vermişti. Her defasında asansörle bile olsa 40 kat çıkmak... beni geriyordu. Asansörden çıktık ve dışarı doğru yürümeye başladık. Buse'nin oturduğu yer bana yapaylığı ve sıkıcılığı anımsatıyordu. Upuzun sıra sıra binalar ve düzenli gibi görünen ama birbiriyle alakası olmayan yapay bitkiler ah bir de iş yapıyor gibi görünen çalışanlar. Vale beni tanıdığı için arabamı, biz çıkışa doğru yaklaşırken getirmişti. Arabanın kilidini açtım ve bindik. Konser meydanına gitmeye hazırdık. Genelde giyinmediğim bir tarzda giyinmiştim ve fazla dikkat çekmemek için annemin Toyota'sını kullanmayı tercih etmiştim. Henüz 18 değildim bu yüzden tek dileğim yolda polislerle karşılaşmamaktı. Saçımı yine arkaya doğru taramıştım. Üzerimde ise uyumsuzluk ön plandaydı. Sessiz biri olmama karşın genelde giyimim hep konuşurdu. Bugün ise ne kadar sessiz biri olduğum umrumda değildi. Buse'min dediği gibi Skillet her zaman ülkeme gelmiyordu. Ben ise içimdeki Skillet hayranlığına gölge düşürmeyecek ve bağıra bağıra onlarla söyleyecektim. Arabayı park ettikten sonra koşar adımlarla alana girdik. Konserin başlamasına 1 saatten fazla vardı, konser alanı ise mükemmelliğiyle herkesi büyülemişti çoktan.

"Bırak şu telefonu." Dedim ciddi bir tavırla.

"Sadece Kağan'a geldiğimizi haber veriyordum."

"Tabi." Dedim ve etrafı incelemeye başladım. Buse ise her zamanki gibi telefonuyla başbaşaydı.

"Aşkım." Dedi ellerini belime bağlarken Buse.

"Hani sana bir sürprizim var dedin ya. Ne sürprizi?" Diye devam etti. Kollarından tuttum ve onu önüme çevirdim.

"Söylemem." Dedim ve yalvarmaya başladı.

"Tamam söyleyeceğim ama sonra bana niye söyledin diye kızmayacaksın. Çünkü hep böyle yapıyorsun." Dedim ve bir yere yaslandım. O da üzerime yaslandı. Meraklı gözlerle bana bakıyordu ve ağzımdan çıkacak olan kelimelere odaklanmıştı.

"Sürp-" dedim ve:

"Bir saattir sizi arıyorum. " diye söylenerek Kağan geldi.

"Evet sürprizin?" Diye sordu Buse hiç istifini bozmadan.

Kalbini Gördüğüm GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin