H/41

29.5K 1.7K 783
                                    

Selam.

Çok geciktim, evet. Bunun için hepinizden özür dilerim. Ama uzun bir süre Sarpişkom'un bölümü ile ilgilendim. Bu nedenle geciktim.

Şimdi özrümü dilediğime göre sizi bölüme fırlatıyorum.

...

Ayarsız elimin ayarına sokayım.

Aşırı hızla açmış bulunduğum sınıf kapısının çarptığı duvarada sokayım.

İçerde ki öğretmene de... hay ne diyorum ben.

"Hocam yoklamayı aldınız mı?"

"Almadım çocuğumda biraz yavaş mı olsan?" diyen Yeşim hocayı takmadan derin bir oh çekerek sınıfa girdim. Az daha yok yazılıyorduk iyi mi?

İlerleyip sırama geçtiğimde ilk iş sırtımda ki çantayla üzerimde ki ceketi çıkarmıştım. Ardından her zaman ki gibi arkama dönmüş ve kankama selam vermiştim.

"Selamun aleyküm bico."

Önünde karaladığı defterden bakışlarını ayıran Derin yüzünü ekşitip "bico ne ya Kamil?" dedikten sonra öğürür gibi yapınca sırıttım.

"Ne düşünüyorsun sen kara kara?" diye sordum halini analiz eder etmez. O sırada tahtanın önünde duran Yeşim hocanın "Kamil konuşma evladım!" uyarısı gelince susarak önüme dönmüştüm. Yeşim hoca tekrar tahtaya yazı yazmak için dönerken bende geri Derin'e döndüm. Ne yapayım, derdi vardı. Oğlun artık masum değil anne.

"Sorma Kamil ya.."

Kaşlarımı çatıp "çoktan sordum bile, ne oldu" dedim. Önce puflayıp Yeşim hocayı kontrol etti. Ardından bana biraz daha yaklaşıp "Kuzey'in doğum günü yaklaştı ve ben ne alıcam ne yapıcam hiç bilmiyorum" deyince kahkaha atmamak için yanaklarımın içini ısırmam gerekti.

"Dert ettiğin şeye bak ya."

Gülüşümü zar zor tutup konuştuğumda Derin söylediklerime kaş çatmıştı. O bana kızmadan ben tekrar konuşmaya başladığımda susmuş ve beni dinlemeye devam etmişti.

"Kızım sen hayata bir sıfır önde başlamış insansın. Sen şanslı olarak doğmuşsun haberin yok mu? Lo bremın senin en yakın arkadaşın aynı zamanda sevgilininde en yakın arkadaşı. Kuzey neyi çok sever neyden nefret eder en iyi ben biliyorum. Daha ne istiyorsun yav?" dediğimde söylediklerime gözleri büyümüş ve bu durumun farkına yeni vardığını surat ifadesine yansıtmıştı.

Ve ben konuşurken sanırım biraz fazla bağırmıştım ki Yeşim hoca bu kez daha yüksek bir sesle "Kamil!" diye çığırdı. Tekrar önüme dönerek ders dinleme taklitime geçiş yaptım. En iyisi bu konuşmayı teneffüse bırakmaktı. Yoksa Yeşim hocanın sağı solu belli olmazdı.

Bi bakmışsın idare katında sürünüyorsun.

Bi bakmışsın, dersten kalmışsın.

Bir yerden sonra ders dinleme taklidi yapmaktan sıkılmış gerçekten dersi dinlemeye başlamıştım. Tarih dersinide bir severdim bir severdim ki anlatamam.

Sonunda çalan zille hız kesmeden hemen sırada ters dönüp ayaklarımı boşluktan geçirdim.

"Eee neleri sever Kuzey? Sence ona ne almalıyım? Sürprizlerden hoşlanır mı? Acaba bi kafede mi kutlayalım yoksa evde mi? Sahilde de olur? Ne dersin en çok nereyi sever?"

Daha doğru düzgün oturuş pozisyonu alamadan soru yağmuruna tutulmamla neye uğradığımı şaşırmıştım.

"Kızım az sakin ol yav" dedim. Sorduğu soruların başını şimdiden unutmuştum bile. "Ya ne sakini şimdi Kuzey gelir çabuk söyle" diye bağırdığında gülerek "tamam tamam" dedim.

Hissiz || Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin