H/45

25K 1.6K 1K
                                    

Evet. Harika yazarınız söz verdiği gibi cumartesi gününde bölümü sizlerle buluşturmak adına bu günden (çarşamba) yazmaya başladı.

Alkış bana 👏🏻👏🏻

Neyse iyi okumalar :)

Heyecanlı bir bölüm olacak gibi (daha yazmadan buna karar vermekte ne bileyim yaniii.)

...

"Ne!"

Gözlerimi örten kirpiklerimi zor bela kaldırıp karşımda duran Kuzey'in varlığını kanıtladığım, kendime geldiğim ilk an ağzımdan çıkan sözcük bu olmuştu.

Ne?

Karşımda benden daha şaşkın bir ifadeyle bana bakan Kuzey gülümsemeye çalıştı. Ama öyle garip bir ifadesi vardı ki bu ifadeyi kendini zorlasada silememişti suratından.

"Ben, ben bilmiyorum."

Sözlerini biraz geç algılıyordum. Şu an gerçekten kendimde değildim. Gerçekten değildim.

"Tek bildiğim az önce seni öptüğümde dudaklarının yumuşaklığını hissettiğim."

Ayaklarım daha fazla beni tutamadı. Dizlerimin titremeleri durdu. Yavaşça öne doğru sendeledim. Düşmemek adına iki elimi hızla Kuzey'in omuzlarına yerleştirdim. Oda refleks olarak ellerini belime koyup beni tutmuştu.

Yine kendiliğinden örtünen gözlerimi açtım.

"Sen, sen ciddisin değil mi?"

Sesim fısıltıdan farksızdı. Dilim dönüyordu ama sanki sesimi zorlamasam çıkmayacaktı.

"Böyle bir konuda şaka yapar mıyım sence?"

Kuzey'in mantıklı cümlesiyle kendime geldiğimde bir elimi omzundan çekip alnıma koydum.

"Bayılacağım galiba."

Beni tutup koltuğa yönlendirirken "sen mi ben mi" diye mırıldandı.

Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki şu an bir doktor beni muayene etse kalp krizi riskinden müşahade altında tutardı. İkimizde yavaş sayılmayacak bir şekilde oturduk.

"Doktora gitmeliyiz!"

Aniden aklıma gelenle ses tonumu kontrol dahi edemeden konuştum. Kuzey güldü. "İnan bana şu an bunu yapmayı en çok ben isterim. Ama saat neredeyse 10?"

Söyledikleri oldukça mantıklıydı.

"Kuzey bu, bu.."

Söyleyecek bir şey bulamadığımda beni o tamamladı.

"İmkansızdı değil mi?"

Sesinde hayret doluyken söylediklerine başımı salladım.

Bu bir mucizeydi. Evet, evet. Bir mucize!

"Nasıl oldu bilmiyorum. Bir anda tenini hissettim. Yüzün alev gibiydi. Yani bilmiyorum ki! Ben daha önce sıcağı hiç hissetmedim. Ama hani için ısınır ya, bilirsin işte sıcağın ne olduğunu. Benimde elim ısındı. Dudakların yumuşacıktı. Bu çok garip, çok bilmediğim bir şey Derin ben, bilmiyorum."

Hissiz || Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin