H/50

24K 1.4K 883
                                    

Sellam. Kaç gündür bölüm günlerinde bölüm gelmedi. Bunun için üzgünüm. Ama 5 bölüm kadardık sonrasında final vereceğiz.

O yüzden yavaş yavaş gidelim istiyorum.

Ama bir kere söz verdim. O yüzden sözümü tutmalıyım.

Cumartesi günü paylaşacağım bu bölümün ardından salı günü bölüm atmaya çalışacağım. Ama olurda yetişemezsem şimdiden özür diliyorum.

Neyse. İyi okumalar.

...

"Aferin! Şimdi söylediklerimi tekrar et!"

İki omuzundan tutup sertçe duvara dayadığım Emir'i sarstım. Beni kafasıyla onayladı.

"Derin'den uzak duracağım."

Yutkunup söylediklerimi tekrar etti.

"Ona bir daha yazmayacağım. Yanına yaklaşmayacağım. Hatta mümkünse göz göze bile gelmeyeceğim."

Söylediklerimi bir bir tekrarladı. Kafamı sallayıp bir elimi omuzundan çekip yanağına bir kaç kez vurdum. Sanki bir köpeği seviyormuşçasına.

"Aferin koçum."

Diğer elimi de omzundan çekip kravatını tuttum ve düzeltir gibi yaparak sıktım.

"Şimdi bu bizim küçük sırrımız olarak kalacak anıyıda al git burdan."

Kafasını salladı.

Sert bir bakış attığım gibi hızlı adımlarla sınıfı terk etti.

Ne?

Sonuçta sözümü tutmuştum. Kimseyi dövmemiştim. Değil mi?

Üzerimdeki gömleği ve cüppeyi düzelttim. Çoğu kişinin aksine kravat takmamıştım. Sevmiyordum o işi.

Yavaş adımlarımla bende sınıftan çıkıp bahçeye inen merdivenlere ulaştım. Bahçeye çıkar çıkmaz Derin, Kamil, Ece ve Aslı'yı bıraktığım yere bakmış ve onları hala orada otururken bulmuştum. Sakinliğimi yüzüme takınıp yanlarına ilerledim.

"Neredeydin sen?"

Omuz silkip "tuvalette" diye yanıtladım Derin'i. Kaşlarını birbirine yaklaştırıp şüpheli bir şekilde bana baktı.

"Sevgilim bak anlın kırışacak. Başın ağrıyacak. Daha gün yeni başladı. Daha kep atacağız, diplomalarımızı alacağız. Danslar edeceğiz. Ohoo. Düzelt bakayım o kaşlarını."

Yanına sokula sokula söylediklerime dayanamayıp gülmüştü.

Bende gülüp ona bakmaya devam ettiğim sıra "e ama burada bekar olan da var!" diye bir ses yükseldi. İkimizde dönüp Aslı'ya baktık.

"Aynen be! Ne bu bize nispet mi yapıyorsunuz?"

Bu kez Ece'nin konuşması ile gülmeye başlamıştım. Ta ki Aslı tekrar konuşup yargı dağıtıncaya kadar.

"Pardon? Ben yalnızca kendimden bahsetmiştim?"

Gözler Kamil ile Ece arasında mekik dokurken ben gözlerimi kocaman açıp Kamil'e baktım. Ece utanmıştı ancak Kamil bıyık altı bir sırıtış gösteriyordu.

Bunlarda bir olamadı gitti.

"Hayır yani kardeşim. Varsa aranızda bir şey söyleyin bizde bilelim."

Derin'in ateşe körükle gidercesine sorduğu bu soruyla Ece tamamıyla utanmış ve oturduğumuz yerden kalkıp gitmişti. Ayağında ki topuklu ayakkabılar mı yoksa utangaçlığımı onu bu kadar yavaşlatmıştı, bilmiyordum.

Hissiz || Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin