Şaka gibi.
Konuşmak istemiyorum. Sadece iyi okumalar. Ya da iyi vedalar. :')
Ufak bir not: Bölüm 1 yıl sonrasında geçiyor.
...
"Kuzey Alacalı."
Adımı duymamla dizimin üstüne attığım bacağımı düzeltip ayağa kalktım. Elimde ki telefonu kilitleyip cebime koyarken Sezer Bey'in kapısına doğru ilerliyordum.
Kalabalık bekleme salonunda adım atmakta zorlanırken çarptığım birinin çantası yere düşünce durdum. Eğilip çantayı aldıktan sonra doğruldum. Çantayı, sahibi olan kısa boylu genç kıza uzatıp gülümsedim.
"Kusura bakmayın."
Kız kocaman açtığı gözlerle beni süzerken başını salladı. "Sorun değil."
Gülümseyip yanından geçip gitmek adına bir adım attığımda "bakar mısınız" diye seslenip beni durdurdu.
"Buyrun?"
Ona dönüp beklentiyle baktım. Ayrıca aceleci bir tavrım vardı çünkü Sezer bey beni bekliyordu.
"Ben ilk kez geliyorumda sekretere çok yoğun olduğundan soramadım. Muayene ücretini direkt olarak sekretere mi vermem gerekiyor?"
Gereksiz bir soruydu. Yinede bozuntuya vermeden kafa salladım. "Ücreti, muayene olduktan sonra sekretere bırakıyorsunuz" dedim. Teşekkür edip bir şeyler daha söylemek adına ağzını araladığında başka bir ses adımı söyledi.
"Kuzey!"
Neşeli, tanıdık sesle arkama döndüm. Kapıdaki Derin'i görünce hafifçe şaşırıp bana doğru koşuşunu izledim. Yanıma ulaşıp kollarını sıkıca bedenim doladı. Ben de kollarımla belini sararken şaşkınlıkla konuştum.
"Sevgilim? Sen burada ne arıyorsun?"
Kafasını omzumdan çekerek hafifçe uzaklaştı ve yüzüme baktı. Gülümseyip "bu seansı kaçıramazdım. Test sonuçların açıklanacaktı" dedi. Kaşlarımı çattım.
"Sakın bana okulu astım deme."
Söylediklerimle dudaklarını kemirmeye başladı. Geçen yılki sınav beklediğim gibi kötü sonuçlanmıştı. Zaten sınavımın bok gibi geçtiğini biliyordum bir beklentimde yoktu. Mezuna kalmıştım. Ama Derin istediği yeri tutturamasa bile güzel bir puan almıştı. Ve üniversiteyi kazanmıştı.
Şimdi sırf test sonuçlarım açıklanacak diye okulu olmasına rağmen Mersin'den kalkıp İstanbul'a gelmişti. Dudaklarını kemirip bana bakarken daha çok çattım kaşlarımı.
"Derin bunu konuşmuştuk."
Omuz silkti.
"Seni özledim. Ve burada olmayı çok istedim. Hem sadece 2 dersim vardı. Yarın zaten dersim yok. İki günde hafta sonunu katarsak bence çokta güzel yaptım. 4 gün birlikte olabiliriz!"
Kendimi gülümsemekten alıkoyamadım. Kızamıyordum işte. Yanağına öpücük kondurup "hadi yırttın yine. Sezer beyi daha fazla bekletmeyelim" dedim. Gülümseyip elimi tuttuğunda kapıya doğru dönecekken az önceki kızın hala burada olduğunu fark ettim.
Derin'in ona ters ters baktığını görünce adımlarımı işleve geçirip kapıya doğru yürüdüm. Ve tabiri caizse Derin'i peşimden sürükledim. Muayene odasına girmeden kapıyı çaldım. Sezer beyin tanıdık sesini duyunca elimi kapı koluna yerleştirip kapıyı araladım.
Önce kendimi bedenimi geçirdim kapıdan. Ve Derin girmeden hemen önce gülümseyerek "misafirim var" dedim, Sezer beye.
Kafasını önünde ki kağıtlardan kaldırıp kapıya baktı. İçeri giren Derin'i görünce gülümseyip şaşkın bir nida çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hissiz || Texting
Teen Fiction-Tamamlandı- Bilinmeyen Numara: Buna inanmıyorum Bilinmeyen Numara: Aşkı hissedemeyen biri nefretide hissedemez Bilinmeyen Numara: Sen, etrafını nefretle izleyen sen. Bilinmeyen Numara: Nefretten haberdar olup diğer tüm güzel duygulardan nasıl biha...