[9.8]

1K 120 215
                                    

              Ateez - Dazzling light

              Ateez - Dazzling light

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


21 haziran pazartesi
Bugün için buraya yazmak istediğim ilk şey, bugünün berbat başladığı. Oysa bir resim galerisine gideceğimizi duyduğumda ne kadar da mutlu uyanmıştım.

Okul otobüsünün kapısına tutunup kendimi içine ittiğimde çantam düşer gibi oldu.
Bugün diğerlerinin eğlenceli, boş gün olarak tabir ettiği gezi günüydü.

Bazen müzelere gidiyor, bazı günler ise giriş parası sağlam olan şık mekanlara giriyorduk.

Bize özel okulun farkını hissettirmeye çalışıyorlardı. Bütün bunlara gerek yoktu aslında.
Koridora çıktığımızda fark edebiliyor, iliklerimize kadar hissediyorduk.

Kim okula yurtdışından aldığı pahalı bir fularla gelir veya altın rengi bir saat takardı? Ki taktıkları o saatlerin altın olduğuna emindim.
Okul gösteriş gösteriş ve biraz daha gösterişti.

Çantamın omuzumdaki dengesini sağlayıp otobüste ilerlemeye başladım. Burada sadece sınıfımız olması gerekirken diğer sınıftan üç beş kız vardı.

Büyük ihtimalle kendi otobüslerinde yer kalmamıştı.
Dağınık bir şekilde oturmuşlar, otobüsü resmen gasp etmişlerdi. En arkaya doğru ilerlemeye çalışırken içlerinden siyah saçlı olan beni fark etti.

Bana sataşacağını gözlerindeki saniyelik kısılmadan anlamıştım.

Kollarını önündeki koltuktan çekip yürüdüğüm hole döndü.

"Hey Lia, en arkaya geçip popolarımızı mı çizeceksin?"

Diğerleri otobüsü inletecek şekilde güldüğünde yan taraflarında oturmuş kitap okuyan çocuk göz devirerek kulaklığını taktı.

Rahatsız olması çok normaldi. Ben de rahatsız olmuştum. Söylediklerinden ve beyinsizliklerinden.

Duraksadım ve onlara baktım.
"İyi fikirmiş ama üzgünüm senin popon çizemeyeceğim kadar büyük Nancy. Defterimin alabileceğini zannetmiyorum."

Yanındaki arkadaşları birkaç uğultu eşliğinde susarken Nancy gözlerini büyüttü.

Şaşırdıkları şey söylediğim şey değildi, onlara bunu söyleyecek cesareti kendimde bulmamdı.

Umursamadan yürümeye devam ettiğim sırada ayağıma şiddetli bir şekilde vurulan tekme düşmeme sebep oldu.

Boşluğuma gelmişti ve bir yere tutunamamıştım. Bunu beklemiyordum ve o aptal otobüste olduğumuzu umursamadan bana çelme takmıştı.

Normalde sorun etmezdim fakat düşerken burnumu koltuğun demir kısmına vurmuştum. Burnum deli gibi sızlıyor ve acıyordu.

Oturur pozisyona geçip elimi burnuma götürdüm. Otobüse binen birkaç kişi yerden kalkmam için sızlanırken Nancy'nin fısıltısını duydum.

Solitude | YunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin