Jimin
"Peki ya başka? Başka ne yapmaktan hoşlanırsın?"
"Resim çizmek. Bayılırım. "
"Vay canına! Bu harika olmalı! Resmin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama bu yine de harika olmalı!"
Kıkırdadım. Onun da güldüğünü hissedebiliyordum. Demek resim çiziyordu. Bu,onun gönlünü kazanabilmem için bir fırsattı.
Tamam. Son bir haftada beni dışarı çıkarmış,karnımı doyurmuş ve olabildiğince bir şeyler öğretmişti. Ama hala bana ısınamıyordu. Hala bana bu şekilde davranmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyordu. Bunu,arada bir yanlışlıkla da olsa ağzından kaçırdığı kırıcı kelimelerden anlayabiliyordum.
"Peki benim de resmimi çizer misin?"
"Hm?"
"Kendimi hiç görmedim. Yoongi hyung hep benim sevimli olduğumu söylüyordu. Sanırım boyum size göre kısaymış. Yanaklarım tombul ve dudaklarım kocamanmış."
Onun yeniden güldüğünü duydum.
"Evet. Bu doğru. "
"O zaman?"
"Ne?"
Güldüm. Şu bir haftadır öğrendiğim şeylerden biri de Jungkook'un balık hafızalı olduğuydu.
"Resmimi çizecek misin?"
"Haa. Bakarız. "
"Ama şey..."
Nasıl anlatacaktım bunu?
"Ney?"
"Ben...biliyorsun. Sadece kabartma yazı ve çizimleri anlayabiliyorum ve..."
"Kabartma resmini mi çizmemi istiyorsun?"
"E-eh...Mümkünse. Ama değilse hiç sorun değil. Gerçekten. Normal çizsen de olur. Hatta...Hatta istemiyorsan hiç çizme. Tanrım! Çenemi durdur lütfen. Yine susmuyor bu!"
Jungkook'un kahkahası ile durdum. Durmamın ise iki sebebi vardı. Birincisi neyin komik olduğunu anlamaya çalışıyordum. İkincisi ise...Yanımda ilk defa kahkaha atmıştı. Ses tonu. Ses tonu o kadar güzeldi ki...
"Sakin ol Jimin. Henüz bir cevap vermedim. Bakarız dedim. Yürü hadi. "
Utanmıştım yine ve yine. Hyung utanınca yanaklarımın kızardığını ve bunun beni çok sevimli gösterdiğini söylemişti. Kırmızının neye benzediğini bilmiyordum. Ama hyung söylediyse sevimli bir renk olmalıydı.
"Pekala. Beni zorla dışarı çıkardın. Elindeki sepetten az çok ne yapacağımızı anlıyorum ama birde senden dinleyebilir miyim?"
Kıkırdadım. Sabah Jungkook evime gelmiş ve yorgun olduğunu söylemişti. Dışarı çıkıp gezersek daha da yorulacağını bildiğimden,onu mutfağa almadan küçük bir piknik sepeti hazırlamıştım. Eh,yaparken epey zorlanmıştım doğrusu çünkü bu benim ilk piknik sepeti hazırlama deneyimimdi. Fakat hazırlarken,yukarılarda olduğunu bildiğim bazı şeyleri masada bulmam tuhafıma gitmişti. Onları oraya koymadığıma emindim oysa.
"Yorgunluğunu alacak bir piknik!"
Bir süre duraksadı. Konuştuğunda ise ses tonunun kalınlaştığını hissettim.
"Bildiğim bir yer var. Oraya gidelim. "
"Um...Zaten benim bildiğim ya da seni götürmeyi planladığım bir yer yok. Hyung ile sadece birkaç kez pikniğe gittik ve onlar da hep onun yönlendirmesi ile oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ㅣMokitaㅣ 'JiKook' /Quasimodo I
Fanfiction"Mokita herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçeklerdir Jimin. Herkesin bildiği fakat konuşmaya cesaret edemediği gerçekler. Biliyor musun? Buna bir örneksin sen. "