Uyarı: Tam olarak smut olmasa da birazcık müstehcen bir sahne var bölümde. İsterseniz atlayabilirsiniz.
Jungkook
Heyecandan olmalı. Gece pek uyuyamamıştım. Sürekli kıpırdanmaları ve sık sık uyanmasına bakılırsa Jimin de farklı durumda değildi.
Yine de sabaha karşı onun derin bir uykuya dalabildiğini görünce rahatlamıştım.
O uyurken çıkmıştım hastaneden. Önce biraz hava almak istemiştim. Daha sonra teşekkür etmek için Taehyung'un mezarına gitmiştim.
"Taehyung-ah. Biliyorsun değil mi? Sen benim için hep sol tarafımda kalacaksın. Onu sevmeme izin verdiğin için sana sonsuz teşekkür ederim sevgilim. "
Duraksadım. Derin bir nefes alıp verdim.
"Sevgilim...Bunu yakında ona söyleyeceğim. Bu tuhaf hissettiriyor."
Taehyung ile bol bol konuştum orada. Hatta hızımı alamayıp mezarlık bekçisi ile de uzun uzun sohbet ettim. Artık dönme vakti geldiğinde ise mezarlıktan çıktım.
Markete uğrayıp almam gereken birkaç şeyi aldıktan sonra hastaneye yeniden gelmiştim.
Jimin çoktan uyanmıştı. Yüzünde huzursuz bir ifade vardı. Ayaklarını yataktan aşağı sarkıtmış,ellerini iki yana düşürmüştü.
"Jimin. Sorun ne güzelim? Neden huzursuz gözüküyorsun?"
Sesimi duymasıyla kamburlaştırdığı belini bir anda dikleştirdi. Gözleri,eş zamanlı olarak parladı ve bana mükemmel bir gülümseme sundu.
"Jungkook. Oh...Tanrıya şükür. Buradasın. "
Elimdeki poşetleri köşeye koyup ona yaklaştım. Dizleri,benim bacaklarıma deyince durdum.
"Burada olacağım tabii. Başka nerede olmamı beklerdin ki?"
"Ben..."
Dolgun dudaklarını bükmüş ve yere bakmaya başlamıştı.
"Ben uyandığımda seni yanımda hissedemeyince gittiğini düşündüm Jungkook. Bir an için,bana acıdığın için bunca zaman yanımda olduğunu,ameliyat günü gelince de beni bıraktığını düşündüm. Ama sen geldin.Özür dilerim. Sen bu düşüncelere layık değilsin. "
Bacaklarıma değen dizlerini hafifçe açarak onun bacak arasına yerleştim. Bizi erotik yönden etkileyen bir temas değildi bu. Aksine. Sanki birbirine temas eden her bir noktamız karşılıklı sevgi alışverişi yapıyordu.
Nazikçe kavradım büyük ellerim arasında küçücük kalan yüzünü.
"Jimin. Gerçekten seni bırakacağımı mı düşündün?"
"Jungkook ben,evet ama-"
Lafını kestim. Onu öperek.
Bu,artık aramızda daha rahat yaptığımız bir şeydi. O beni öpüyor ve ben de onu öpüyordum. Genelde öpücüklerin hesabını sormuyor ve yine birbirimize bağlı şekilde devam ediyorduk.
Onun dolgun üst dudağını kavradığımda o da benim alt dudağımı emiyordu. Jimin,onunla ilgilenmeye başladığımdan beri bir şeyleri öğrenmekte çok yol kat etmişti ve ah...Kesinlikle öpüşme konusu en başarılı olduğu dersti.
Yanaklarındaki ellerimi aşağı indirerek beline yerleştirdim. Dudaklarına yaptığım masaja artı olarak belini okşamaya başlayınca kendini tutamayıp bir inilti kaçırdı ağzından. Bunu sevmiştim.
Nefes alması için çekildim. Alnımı,onun alnına yasladım. Bir elim belinde sabit kalırken diğerini yeniden yanağına çıkardım.
"Jimin. Seni bu saatten sonra bırakmam çok zor. Beni anlıyor musun? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ㅣMokitaㅣ 'JiKook' /Quasimodo I
Fanfic"Mokita herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçeklerdir Jimin. Herkesin bildiği fakat konuşmaya cesaret edemediği gerçekler. Biliyor musun? Buna bir örneksin sen. "