Jungkook
Jimin içeri gireli çok olmamıştı. Ona orada bekleyeceğimi söylemiştim ama dayanamamıştım. Hastane koridorları bana dar gelmiş,duvarlar arasında boğulmuştum. Bu yüzden dışarı çıkmış ve soluğu önce Taehyung'un mezarında almıştım.
''Ameliyatta. Gözlerin ona veriliyor Taehyung. Hem onun hem kendi adıma..Çok teşekkür ederim. Sana minnettarız. Onunla birlikteyim evet ama sen her zaman çok başka bir yerde olacaksın Taehyung. Bana darılmayacağını biliyorum. Seni hala çok seviyorum.''
Elimdeki çiçek buketini henüz yeni suladığım toprağın üzerine bıraktım ve eğilip mezar taşına ufak bir öpücük bıraktım. Oradan çıktığımda saate bir göz attım. Hala çok vakit geçirmemiştim. İçimdeki bu hareketli neşenin enerjisini atmak adına sokaklarda dolaşmaya başladım.
Yolda gördüğüm neredeyse her çocuğa çikolata,şeker,oyuncak vermiş,genç kızlara çiçekler dağıtmış,kanı kaynayan delikanlılarla futbol oynamıştım. Sanki yalnız benim mutlu olmam beni üzüyordu. Bu yüzden elimden geldiğince başkalarını da mutlu ederek fazlamı paylaşmıştım.
Hastaneye geri dönüşüm en az çıkışım kadar sıkıntılı olmuştu. Gerginliğim yine kendini göstermeye başlamıştı fakat ameliyathane katına geldiğimde açılan kapının içerisinden sapasağlam bir şekilde çıkarılan küçüğümü görünce biraz olsun rahatlamıştım.
''Odasına çıkarıyoruz. Çok değil kısa süre sonra uyanacaktır.''
Birlikte çıkmıştık odaya. Gözleri bandajlıydı ve uyuyordu. Minik eli sanki bedeni cansızcasına sedyeden düşmüştü ve boşlukta sallanıyordu. Tuttum vakit kaybetmeden. Hemşireler onu yatağına yatırırken bile bırakmamıştım.
Doktorun dediği gibi de olmuştu. Jimin çok geçmeden uyanmıştı. Neyseki benim çıkmama gerek kalmadan onun uyanışı ile eş zamanlı olarak doktor içeri girmişti.
''Uyanmışsın Park. Bandajını çıkarmak için hazır mısın?''
''Ben...Hazırım. Jungkook. Jungkook burada mı?''
Yeni uyandığı için hafif karıncalanmış masum sesi bandajı dahi açmadan onu öpmek istememe neden oluyordu.
''Buradayım.''
Rahatlamıştı.
''Karşımdasın değil mi? Söz verdin.''
''Karşındayım güzelim. Tam gözlerinin önünde.''
Doktor sanki işaret almış gibi harekete geçmiş ve bandajı açmaya yavaş yavaş başlamıştı ki elini tutarak durdurdum. Beni anlamış olmalıydı. Elini ve kendisini geri çekti. Bandajı yavaş hareketlerle ben açmaya başladım ama ellerim titriyordu.
Yıllar gibi geçti birkaç saniye. O kadar yavaş ama bir o kadar da hızlı. Sonunda bandajın tümünü açtım. Gözleri kapalıydı. Açmaya cesaret edemiyor gibi bir hali vardı. Tam dizlerinin dibinde biraz eğilerek boyumuzu hizaladım.
Gözlerini açmadan önce yanaklarını nazikçe avuç içlerime aldım ve öptüm onu. Kısa ama cesaret verici bir öpücüktü. Çekildim ancak uzaklaşmadım ondan.
''Aç..gözlerini Jimin.''
Kırpıştırdı önce birkaç kez. Sonra oldukça yavaş hareketlerle açtı gözlerini. Gözleri tam gözlerimi buldu. Hafif aralık dudakları saniyeler içinde kurudu. Işık fazla parlak gelmiş olmalıydı. Kısık kısık bakıyordu.
Kısık kısık bakıyordu ama beni görüyordu.
Jimin şu an beni görüyordu.
Fakat sanırım ters giden bir şeyler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ㅣMokitaㅣ 'JiKook' /Quasimodo I
Fanfiction"Mokita herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçeklerdir Jimin. Herkesin bildiği fakat konuşmaya cesaret edemediği gerçekler. Biliyor musun? Buna bir örneksin sen. "