''Yani bu şimdi sarı mı?''
''Evet bebeğim. O sarı. Sağındaki yeşil ve solundaki de açık mavi.''
''Açık mavi.'' dedim gülümseyerek. ''Gökyüzü ile aynı renkte.''
''Hm hm.''
Jungkook'un bağdaş kurarak oturduğu yerde kucağına oturmuştum. Birlikte saatlerdir kartlarla oyalanıyorduk. Renkler basitti ama çok fazlaydı. Birde Jungkook bana onlar için birer örnek vermemi isteyince saatlerimizi buna harcamıştık.
''Senin en sevdiğin renk ne Jungkook?''
Başımı döndürüp burnumun dibindeki Jungkook'a baktım meraklı gözlerle. Gülümseyip burnuma bir öpücük bıraktı.
''Mor. Moru seviyorum.''
Yeniden önüme döndüm ve kartlara bir göz gezdirdim. Sonrasında elimi atıp birini kaldırdım.
''Bu,değil mi? En sevdiğin renk olan mor bu kart.''
Kocaman gülümsedi. Öyle ki tüm dişlerini rahatça görebiliyordum.
''Tanrım! Jimin,çok sevimlisin.''
Önce kaşlarımı çattım. Sadece ona en sevdiği rengi gösteriyordum. Ama sonra gülüşünün güzelliğine dayanamamış ben de gülmeye başlamıştım.
''Bugünlük burada bırakalım hm? Yarından itibaren sana alfabeyi öğretmeye başlayacağım.''
''Yani normal alfabe mi? Hepinizin bildiği.''
''Hm hm. Senin için kırtasiye ürünleri de alacağım.Defter,kalem,okuma kitapları..''
''Birlikte gidelim mi almaya Jungkook?''
''Nasıl istersen sevgilim.''
Önümüze döndüğümüzde kartları toplamaya başladık. Birlikte topladıktan sonra Jungkook yanağımı öptü ve beni nazikçe kucağından indirerek ayağa kalktı.
''Odamız üst katta.İstersen sen çık. Ben de su içip geleceğim.''
Başımı salladım ve ayağa kalktım. Gözlerimin görmediği zamanlar en büyük kabuslarımdan biri olan merdivenlere doğru ilerledim. Şimdi tüm basamakları görüyor ve adımlarımı ona göre atıyordum. Bu mükemmel bir şeydi.
Merdivenler bittikten sonra çıktığım koridorla şaşırdım. Bu koridorda yalnızca bizim odamız var sanarken burada birden fazla oda vardı.
''E-eh..Jungkook! Bu odalardan hangisi bizim odamız?''
Çok geçmeden Jungkook'un sesi aşağıdan geldi.
''Sağdaki son oda!''
Koridorda ilerledim. Jungkook'un dediği gibi sağ taraftaki son odaya geldiğimde kapıyı açtım ve içeri girdim.
İçerisi çok ferahtı. Daha girer girmez açık pencereden yüzüme vuran esinti bile beni gülümsetmişti. Etrafa bir göz attığımda bu odanın da gerçekten güzel olduğunu düşündüm. Sonra yatağa çarptı gözlerim. En son Jungkook ve ben hastaneye gitmeden önce burada uyumuştuk ve Jungkook geç kalırız düşüncesiyle yatağı toplamamıştı. Bunu düşününce kendi kendime kıkırdadım.
''Odamızda komik bir detay mı var?''
Omzumda Jungkook'un çenesini hissedince önce irkildim fakat sonra gülmeye devam ettim.
''Yatak. Geç kalacağız diye toplamadın bile ama tam üç saat hastanede bekledik.''
O da gülümsemeye başladı benim laflarımla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ㅣMokitaㅣ 'JiKook' /Quasimodo I
Fanfiction"Mokita herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçeklerdir Jimin. Herkesin bildiği fakat konuşmaya cesaret edemediği gerçekler. Biliyor musun? Buna bir örneksin sen. "