Jungkook
Uzun soluklu muhabbetin ardından,Yoongi ona verilen odaya geçmiş,Jimin yukarı çıkmış ve ben mutfağa geçmiştim. Soğuk suyu boğazımdan aşağı hiç düşünmeden geçirirken tuhaf bir şekilde huzurlu hissediyordum.
Bardağı tezgaha koyup ışığı kapatarak mutfaktan çıktım. Etrafı son kez kontrol ederek yukarıya çıktım.
Odaya girdiğimde ışık hala açıktı. Sevgilim,yatakta kıvrılmış, sırtını kapıya vermiş yatıyordu. Çıplak ayaklarını birbirine tamamen bastırmış ve ellerini başının altına koymuştu.
Işığı kapatıp yanına yaklaştım ve yatağa yatarken ona arkasından sarıldım. Mis kokusu burnuma dolarken, sırtını göğsüme yapıştırdım.
Fakat sevgilim uyumuyordu. Küçük bedeni hafif hafif sekiyor ve titriyordu.
"Jimin? Ağlıyor musun sen?"
Henüz başımı koyduğum yastığın üzerinde doğruldum ve başucumuzdaki gece lambasını açtım. Bu sırada Jimin,üst bedenini yavaşça bana çevirmişti. Kendini sıkarak ağladığından gerek,yüzü ve gözleri kırmızıydı.
"Neden ağlıyorsun? Sorun ne? Sorun Yoongi ise onu yarın gönderece-"
"Mutlu musun Jungkook?"
"Anlamadım? Ne konuda?"
"Benimle mutlu musun?"
"Min,bu nasıl soru? Nereden çıktı şimdi?"
"Cevap ver. Mutlu musun benimle?"
Bir süre söyleyeceğim en ufak güzel cümleye muhtaç gözlerine baktım. Yaşlardan dolayı göz bebeklerine kadar kızarmıştı ve bana yalvarır gibi bakıyordu.
Uzanıp alnını öptüm.
"Min. Mokita nedir,hiç duydun mu?"
Yüzündeki ifade muhtaçlıktan,anlayamamış oluşuna evrilmişti şimdi. Başını sakince iki yana salladı.
"Mokita herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçeklerdir Jimin. Herkesin bildiği fakat konuşmaya cesaret edemediği gerçekler. Biliyor musun? Buna bir örneksin sen. "
"O-o ne demek?"
"Sen benim gerçeğimsin. Başta her ne kadar görmezden gelmeye çalışsam da,bilmemek için çırpınsam da şimdi ezberimdesin. Önce konuşmaktan korktuğum,şimdi ise şakıyabileceğim kadar Mokita'msın. "
Yüz ifadesi yumuşadı. Yüzüme,dünyanın en değerli madenini bulmuş bir maden avcısı gibi baktı fakat bilmiyordu. Kendisinin bundan çok daha güzel olduğunun farkında değildi.
Bedenini tamamen bana çevirip küçük burnunu göğsüme bastırırken,elini sırtıma atmış ve tişörtümü avuçları arasında kıstırmıştı.
Bir süre ağlamasına izin verip belini sakin hareketlerle okşadım. Yine de bir şeyler düşündüğü bariz belliydi.
"Ne var aklında? Neden birden bunları sorar oldun? Şüphe etmene sebep bir şey mi yaptım?"
"Hayır." Burnunu çekti.
"Hayır sen hiçbir şey yapmadın. Sen kusursuzsun. Ben...Taehyung benim yüzümden mi-"
"Sakın o cümleyi tamamlayım deme Jimin."
"Ama eğer dikkatli olsaydım,düşmeyecektim. Yoongi hyung da aceleyle çıkıp kazayı yapmazdı."
Düşünmek için duraksamadım bile.
"Bunu bilebilir miydin? Kazayı görebilir miydin Jimin? Ya ben? Ben Taehyung'un yanında olsaydım belki onu kurtarabilirdim,hm? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ㅣMokitaㅣ 'JiKook' /Quasimodo I
Fanfic"Mokita herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçeklerdir Jimin. Herkesin bildiği fakat konuşmaya cesaret edemediği gerçekler. Biliyor musun? Buna bir örneksin sen. "