15

50 4 0
                                    

Tunç'un yapılı vücudu bar sandalyesinde adeta bir heykelmişçesine kusursuz duruyordu. Telefonunu barmenin vermiş olduğu kabloya bağlarken bile ayrı bir çekicilikle duruyordu ve bu barın içinde yer alan tüm kadınların ağzından salya aklamasına neden oluyordu. Gerçekten de kadınlar hayatında ilk defa erkek görmüşçesine yanlarında bulunan erkekleri umursamıyorlardı. Kaşlarımı çatarak kadınlara bakınırken benim gibi bakınmaya başlamış olan Leyla'yı fark edince gülümsedim.
''Kadınların hepsini yolsak mükemmel olur ama iki sıkıntımız var. Birincisi senin her yerin görünür, ikincisi benim her yerim görünür ve beylere de ikinci bir kavga ortamı yaratmış oluruz.'' Dedi Leyla ranch sos ile kalan patateslerin kökünü kurutan Murat'ın yanından. Tunç karaoke bölümüne geçerken içgüdüsel olarak ayağa kalkmıştım. Hala telefonundan şarkıyı arıyordu ama kimsenin bundan şikayetçi olduğu yoktu.
''Tunç fazla kusursuz.'' Dedim kendimi tutamayarak. Karşımda kaplumbağa Mic'in heykeli varmışçasına huzurlu hissediyordum. Kaplumbağa Mic bile gelse onun yüz hatlarının kusursuzca sarımtırak ışıkta parıldayışına hayran kalırdı.
''Ah merhaba, yarım saattir falan bir şarkı arıyorum kusura bakın. Çünkü bu karıma özel olarak söylemek istediğim bir şarkı ve beni buraya o zorla çıkarttı. Hazan! Tam karşıma, senden gözlerimi alamayacağım yere gelir misin?'' dedi Tunç kafasını bana karşı çevirerek. Şok ile ona bakınırken Leyla beni dürterek Tunç'un tam önüne, insanların beni en net görebileceği konuma getirip yerine döndü. O kusursuz gülümsemesi ile bana gülümseyerek akustik gitarın sesini kulaklarıma yansımasına izin verdi.

Beni Buradan Kurtar Gidelim
Yolumu Kaybettim Güzelim
Sen Olmayınca, Sen Olmayınca
Kara Gölgeler Düşmüş Yüzüme
Kötü Bir Adam Girmiş içime
Sen Olmayınca, Sen Olmayınca

Tunç'un kalın sesi tüm pürüzü ile barda yankılanırken gözlerimiz birbirinden ayrılmadan duruyorduk. Kollarımı belime sararak sanki karların altında kalmışçasına üşümemi engellemeye çalışırken nefesimi tutuyordum. Seçtiği şarkının amacına dair tek bir fikrim yoktu ama onun sesi tüm sıcaklığın yok olmasına yetiyordu.
Birkaç hafta önce onunla yatmış olmamdan dolayı evli olmamız, İtalya'da birbirimizin en büyük iki sırrını ortaya çıkarmamız ve huzur dolu geçirdiğimiz kusursuz zamanlar, sadece dört gün önce kırıldığım için onu yarım terk edişim... Her kusurun içinde geçen kusursuzluklarımız bir bütün olmamızı sağlamıştı. Tunç ile var olmayan sevgimizden bahsetmemek işimize gelirken, birbirimizin yaraları ve huzurları ile mutlu olmaya çalışmak da katlanmaya başladığımız minik ya da büyük problemler gibiydi.

Yaramı Sarsan iyi Gelir
Belki Zamanla iyileşir
Ama Sabretmeyi Öğrenmem Gerek
Korkularım Yine Döndü Geri
Yine Karşımda Eskisi Gibi
Çokta geç olmadan beni bulman gerek

Küçükken her insanın robot olduğunu, sadece benim duygularım olduğunu ve herkes evlerine çekilince ben ve ailem dışında kimsenin hareket etmediğini düşünürdüm. Büyüdüğümde ise herkesin farkı acıları ile kendilerine yol bulduklarını öğrenmiştim. Benim acım öz annemden geliyordu, Tunç'un acısı Elif denen kadından geliyordu. Leyla ve Murat anlatmamış olsa da onların da acıları devasaydı, birbirlerine sıkıca tutunmuş ruhlardı onlar.
Sokaktan geçen bir insan acısından dolayı kimse ile temas kuramıyor olabilir, bir çocuk anne ve babasının boşanmasından sonra yaşadığı travmadan kaynaklı kimseye güvenmiyor olabilir, bir başka çocuk ile en ufak bir bağırmada kendini dış dünyadan soyutluyor olabilir. Tunç ile ben de kendimizi bazı şeylerden soyutlayarak başladık yaşamaya. O kadınları kullanmayı seçti, güvenmemeyi, inanmamayı... Ben ise kimse ile arkadaş olmamayı seçmiştim, kendi ailemden bile ayrı kalmayı göze almıştım.

Çokta Geç Olmadan Beni Bulman Gerek
Anlatırım Derdimi Geceye
Uyku Diker Yırtık Kalbimi
Sen Olmayınca, Sen Olmayınca
Bana Kızınca Neler Söyledin
Başka Şeyler Söyledi Gözlerin
Beni Kandırma Geçiyor Zaman
Hala Beni Seviyorsan

SıfırdanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin