hadi oturmaya mı geldik

8.4K 669 237
                                    

İyi okumalar ♡

"Oha be, siz o evde neler yaşıyorsunuz aşkımsu?" Yu jin'e bakıp suratımı memnuniyetsizce buruşturup derin bir nefes verdim.

Dün olan saçma olayları anlattığım da kızlar şaşkınlıktan bir şey söyleyememişti.

Resmen Jaehyun evde diye Minha'yı çağırmıştı, manyak herif. Bu heriflerin hepsi manyak heralde.

Ya da bana rastlayan heriflerin hepsi manyaktı..

"Ya bende anlamıyorum, bu son günlerde o evde bir şeyler oluyor ama.." Min ji gülmesini kaçırdığında başımı kaldırıp Min ji'ye baktım.

Anında gülmesini durdurup dudaklarını bir birine bastırmıştı.

"Aşk yağmuru yağıyor evde, aşk yağmuru be." demişti Min ji daha fazla susamayarak.

"Tek taraflı yağmur.." kendi kendime mırıldanıp, etrafa bakınmaya başladım.

"Hm?" Yu jin'e gülümseyip başımı iki yana salladın. "Yok bir şey." omuz silkip kapıdan içeri giren Jaehyun'a bakmaya başlamıştım.

"Geldi baş belası." elimi alnıma vurup başımı iki yana salladım.

"Özel garsona döndün iyice." Min ji'ye bakarak umutsuzca başımı salladım.

"Neyse, ben gideyim o zaman." diyerek sipariş defterimi alarak Jaehyun'un masasına ilerledim.

"Boş geldin, niye geldin ki yine?" dediğimde gülümseyip, bana bakmaya başlamıştı.

"Her gün seni görmeye alıştım sanırım, ve buranın pizzası bir harika!" o neşeyle söylenirken ben başımı sallamakla meşgüldüm.

"Baksana ne diyorum, bu gün beraber bir yerlere mi gitsek?" aniden aldığım teklifle kaşlarım havalanmıştı.

"Hm, o kadar samimi olduğumuzu sanmıyorum." birden ayağı kalktığında geriye gitmiştim bir iki adım.

Anasını satayım ödüm koptu.

"Bence o kadar samimi olduk, hem ufacık bir teklif. Kafa dağıtacağız, eğleneceğiz." yüzümü alay ve hayret eden bir ifadeye sokup, başımı sallamıştım yavaşça.

"Kafa dağırmak ve eğlenmek? Nasıl aktivitelerle olacak bunlar?" gülümseyip ellerini ceplerine sokmuştu.

"Yani, sahil kenarına gidebiliriz. Lunaparka gidebiliriz, meydanda gezinebiliriz? Ficlerde ki klasik şeyler işte." gülümseyerek başımı sallamıştım.

Saf mıydı yoksa saf ayağına mı yatıyordu anlamıyordum.

"Hm, düşünmem lazım. Şimdi bana siparişini söyle, ya da söyleme pizza istiyorsun kesin." başını sallayıp sandalyesine geri yerleşmişti.

"Keşke dün ki Magnolia'lardan olsaydı." mırıltısını duyduğumda gülümseyerek tezgaha ilerlemiştim.

O öküz doktor da 'idare eder' demişti güzelim tatlıma. Millet kapımda bekliyor be Magnolia'larım için.

Siparişleri söyleyip kafe'nin içinde göz gezdirmeye başlamıştım.

"Jin nerelerde kaç gündür?" demiştim aklıma gelen ani şeyle, uzun zamandır kafe'ye uğramıyordu.

"Namjoon hyung ile tatile gittiler, kafe'yi bana emanet ederek." diye kasıla kasıla cevaplamıştı Joon seo.

"Aslında Jin akıllı biridir, kafe'yi küçüklere emanet etmesi garip." Jung woo, Joon seo'ya karışmadan bir gününü geçirmezdi.

bad family ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin