Onların yanından uzaklaşınca arkamdan yetişen Nazlı Hanım kolumu tutup gitmemi engelledi
"Fatma! Nereye gidiyorsun?"
"Bilmiyorum. Tek bildiğim, artık Mahir yok hayatımda. Mahir her şeyi bitirdi. Beni bitirdi. En kötü günümde bana sırt dönen adamı artık istemem."
"Seni bu halde bırakamam. Bize gidiyoruz."
"Olmaz hanımım. Yeterince yük oldum size."
"Yük olarak almıyoruz seni. Bizle çalış. Bak hamileyim. Evimde senin gibi birine ihtiyacım var."
"Mahir'le aynı yerde duramam. Ondan ne kadar uzak kalırsam o kadar iyi."
"Mahir'den uzak olacaksın zaten. Sen istemediğin sürece yanına yaklaşmayacak."
Nazlı Hanım sonunda beni ikna etmişti. Arabaya binip eve doğru yola çıkarken Mahir'le aynı arabada elimden geldiğince uzak durmaya çalışmıştım. Nihayet eve ulaştığımızda kimseyi görmemek için hızla kendimi içeri attım. Bir süre sonra Nazlı Hanım da içeri girince bana bir oda ayarlamıştı.
"Bundan sonra bizim çalışanımızsın. Burası senin odan. Bugün izinlisin. Yat dinlen. Yarın işbaşı yaparsın."
"Allah razı olsun hanımım. Siz olmasanız sokakta kalırdım. Gidecek hiçbir yerim yoktu."
"Biz varken sokakta kalmak ne demek. Hadi dinlen şimdi. Kafanı toparla. Yeterince yoruldun bugün."
Yatağın üzerine uzanınca yaşananları düşündüm. Hala rüyada gibiydim. Hapisten çıkışımdan çok aklandığıma sevinmiştim. Ve yaşadığım en güzel şey, hala iyi insanların var olduğunu görmem olmuştu.
Kemal neden öyle konuşmuştu acaba? Attığı iftiradan sonra nasıl beni tamamen aklayacak şekilde konuşmuştu? Mucize gibiydi bugün yaşananlar.
Mahir aklımdan çıkmıyordu. Ben onun eli ayağı olmuştum. Bir ayımız birlikte geçmişti. Ben sussam bile nasıl inanabilirdi başkasının dediğine? Onu affedemezdim. Dara düştüğümde beni ilk terkeden kişi o olmuştu. Bir daha onun sadakatine güvenip hayatıma almam mümkün değildi
Bebeğimi düşünmek istemiyordum. Onu aklından tamamen çıkarmak istiyordum. Varlığını bile unutmak istiyordum. Ta ki aldırana kadar. Kendim bile sığıntı gibi yaşarken bir de çocuk getiremezdim dünyaya.
Yeni güne gözümü açtığımda yeni hayatımın ilk günüydü. Erkenden yataktan çıkıp ortalığı toparlamaya başladım. Artık bu evin çalışanıydım. Kendi ayaklarımın üzerinde duracaktıma artık. Aynı zamanda minnet borcumu ödeyecektim
Nazlı Hanım bana bu evin çalışanı değil de kendi kardeşi gibi davranıyordu. Hamile haliyle iş yaptığımda bana yardımcı oluyordu. Benim hamile olduğumu öğrense elimi hiç bir işe sürdürmezdi sanırım.
İşimizi bitirip oturunca aklıma takılan şeyleri sorma vaktiydi.
"Ben nasıl çıktım hanımım? O adam nasıl öyle ifade verdi?"
"Mahir ve Harun, o adamı tehdit etmişler. Yaşın on sekizin altında olduğu için baban ve o adam da ceza alacaktı. Sırf ceza almamak için senin masum olduğunu söyledi abin."
Kapının çalınma sesiyle kapıyı açtığımda karşımda Hatice anneyi gördüm. Hasretle boynuna sarılırken kızı gibi sevgiyle sarılmıştı bana.
"Geçmiş olsun kızım. Nasılsın? Toparlayabildin mi kendini?"
"Sağol annem. Daha iyiyim. Daha da iyi olacağım."
İçeri girip oturduğumuzda elimi tutup yanıma oturdu.
"Ben hep inandım senin güzel yüreğine. Benim kızım yapmaz dedim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİĞER YARIM
Cerita PendekBEDEL SERİSİ 3 Fatma ve Mahir İki yaralı yürek Fatma'nın yarası yüreğinde Ailesinden sevgi yerine sürekli şiddet görmüş bir kız Mahir ise bedensel engelli Hayata küs, dünyaya küs Berdel karşılığı zorla evlendirilen bu iki yaralı yürek birbirine iyi...