Bölüm -1

931 18 1
                                    

¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤

"Yok artık." Dedim telefonda Amy'ye karşı. Sesi bana geri döndüğünde çok üzgün geliyordu.

"Çok pişmanım Bels."

"Öylesindir." Dedim nefesimi geri vererek. "Merak etme sorun yok."

"Kapatmam gerekiyor. Okulda görüşürüz." Dedi. Daha görüşürüz dememe fırsat vermeden telefonu yüzüme kapattı. Derin bir nefes aldım.

Okul üniformasını hızlıca üstüme geçirerek çantayı sırtıma taktım. Brandon'ın geldiği araba kornasından belli oluyordu. Hızlıca aşağı inip küçük kardeşimi yediren annemi yanağından öptüm ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Brandon'ın babasının olan arabaya hızlıca bindim ve her zamanki tokalaşmamısı yaptık.

"Bels birşey mi var ? kötü gözüküyorsun ?" dedi Brandon.

"Yok bir şey." Dedim nefes üfleyerek.

"Uydurma." Dedi sırıtarak. "Kaç senelik arkadaşımı tanıyorum."

"Sadece biraz Amy'le tartıştık."

"Nedenini sormak istemiyorum. Yine aptalca kız sohbetlerinizi çekemem."

"En iyisi."

*

Kısa süre içerisinde okula varmıştık. Brandon arabayı park etmek için uygun bir yer aramaya başladı. Sonunda bir yer buldu ve tam park edecekken Jhon daha erken davranıp yerimizi kaptı.

"Nefret ediyorum şu çocuktan." Dedim sinirle. Bu sırada Brandon geriye doğru çıkarak başka park alanı bulmaya çalışıyordu.

"Bu işler böyledir güzelim." Omuz silktim ve kollarımı birleştirerek koltuğa doğru yaslandım.

Sonunda park etti ve arabadan çıktık. "Hayret," dedim fazla yalandan belli olan bir şaşkınlıkla. "Hayranların bugün neredeler?"

Bunu dememle beraber Brandon işaret parmağı ile bir yer gösterdi. "İşte buradalar."

Oflamakla yetindim. "Sen fotoğraflarını çekil ben Amy'yi bulmaya gidiyorum." dedim.

Brandon'ın yanından hızla ayrıldım. Aslında bize kıyasla Brandon okulda fazla popüler bir çocuktu ve ilgi görüyordu ama buna rağmen yine de bizimle takılmaya devam ediyordu. Amy ve ben biraz daha sıradan insanlardık diğerlerinin gözünde.

"Amy bir erkekle ilişkiye girerek neden kendine böyle birşey yaptın?

"Bell bilmiyorum. Kazara oldu. Ben çok fazla içmiştim ve sabah uyandığımda ise herşey için çok geçti." Gerçekten çok kötü gözüküyordu. Ağlıyordu ve gözleri şişmişti.

"Amy ağlamayı kes artık. Olan oldu ve geri dönüşü yok."

"Ama."

"Aması falan yok. Hem ayrıca sen bir bara bensiz veya Brandon'sız nasıl gidebilirsin? Onu da geçtim en azından haber verebilirdin değil mi?"

Derin bir nefes aldı ama cevap vermedi. Üstelemek yerine sustum ve Brandon'ın yanımıza gelişini seyrettim.

"Amy bebeğim ne oldu sana böyle?" Diye sordu Brandon.

"Sana sonra anlatırım ben. Bırakalımda kız rahat bir nefes alsın." Diyerek konuştum Amy yerine. "Artık sınıfa geçelim birazdan ders başlar." Kafalarıyla onaylayarak peşimden geldiler.

*

Drous hoca tahtaya birşeyler yazarken bende Amy ile ilgileniyordum. Brandon ise ön sırada oturmuş sınıfın kendini beğenmiş güzeliyle ilgileniyordu. Bir kaç dakika sonra bize dönüp bir kağıt verdi ve tekrar önüne döndü.

'Bels akşam saat 21:00 da kapıda ol önce seni alacağım. Amy sende 21:13 de ol kapıda. Bir bara gideceğiz eh biraz kafa dağıtırız hem sizi birileriyle tanıştıracağım.' Diye yazıyordu kağıtta. Amy ile göz göze geldik ve birbirimize soru soran gözlerle baktık.

*

Anneme söyleyerek iznimi almıştım. 'Yanınızda Brandon olduğu sürece size birşey olmaz' Konuşmasını kısa sürüp kabul etmişti.

Brandon dakik bir insandı. Dediği saatte kesinlikle orada olurdu. Bu huyunu bildiğim ve onu bekletmek istemediğim için dokuza bir kala kapıya inmiştim.

Tam zamanında kapının önüne gelip beni aldı. Her zamanki tokalaşmamızı yaptık.

"Nasılsın güzellik?" Diye soru yöneltti. "Eğlenceye hazır mısın?" güldü.

"Doğuştan." diyerek bende güldüm.

Yine dediği saatte Amy'yi aldık ve bara doğru ilerledik.

*

Arabadan indikten sonra Amy'yi daha güzel inceleme fırsatı bulmuştım. Her zamanki gibi mükemmel gözüküyordu.

"Çok şık olmuşsun canım." Dedim elini tutarak. "Elimi bırakma da kapmasınlar seni."

"Sende mükemmelsin. Sanırım seni de kapabilirler." Diyerek oda güldü.

"O zaman bayanlar, ikinizi de kapmamaları için benim koluma giriyorsunuz." Amy ile kahkaha atıp Brandon'ın koluna girdik.

Barın içinde biraz yürüdükten sonra Brandon parmağıyla bize bir masa gösterdi. Masada dört erkek ve bir kızın oturduğunu gördüm. Kızla bir erkek el ele tutuşuyorlardı. Hemen sevgili olduklarını anlamıştım.

Yavaş bir şekilde yanlarına doğru ilerledik ve masanın önünde durduk.

"Hoş geldiniz." Diyerek bağırdı birisi sesten dolayı.

"Hoş bulduk gençler. Bunlar Amy ve İsabella."

"Bels." diye düzelttim Brandon'ı.

"Hanımefendi İsabella denmesini sevmiyor. Kısaca Bels veya Bell." Dedi ve güldü.

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin