Bölüm - 22

136 11 0
                                    

"Şey açıklayabilirim Anne."

"Bende emin ol bunu bekliyorum Bels."

"İzin ver lütfen." dedim ve koltuktan doğruldum. Justin'in gözleri tekrar kapanmıştı. Önce onu dürttüm ve uyanmasını sağladım. Gözlerimle annemi işaret ettikten sonra esnedi ve kalktı. Ben salondan lavoboya doğru çıkarken annemle Justin'in konuşmalarını duydum. Lavoboya girip rutin işlerimi hallederken bir yandan da anneme ne diyeceklerimi düşünüyordum. Lavobodan çıktıktan sonra yavaş yavaş merdivenleri inerken durdum ve konuşmalarını dinledim.

"Justin, böyle birşey olacağını hiç tahmın etmemiştim. Kızımla seni hep arkadaş kalırsınız diye düşünüyordum. Peki ne zamandır çıkıyorsunuz. ?"

"14 ay 28 gündür sevgiliyiz Emily abla." Tanrım ! Justin'in günlerimizi sayacağını hiç tahmin etmezdım. Açıkçası gerçekten şaşırdım.

"Peki bu kadar süre içinde neden bana söylenmedi bu ilişki ?"

"Bels size söyler diye umuyordum fakat söylememiş."

"Justin, kızımı gerçekten seviyor musun ?" bu laftan sonra sahte bir öksürük yaparak yanlarına gittim ve Justin'in yanına oturdum. Justin ellerimi tuttu ve gözleriyle gözlerime baktı. Kısa süre sonra anneme döndü ve konuşmaya devam etti.

"Evet, evet kızınızı gerçekten seviyorum ve şahsen ben ciddi düşünüyorum." Ve bir şok daha ! Şu an mutluluktan ağlayabilirim.

*

"Tanrım, annen ne kadar çok soru sordu. Bir an hiç susmayacak sandım." dedi Justin, annem kapıdan çıktıktan sonra. İstemsizce kıkırdadım. Annem bize kızmamıştı fakat gözlerinde bir şüphe gözüküyordu. 

"Evet, bazen çenesi düştüğünde asla susmaz. Şu an şanslıyız ki fazla konuşmadı."

"Bu fazla konuşmamış hali mi ? 5 dakika içerisinde 100 soru sordu resmen." kıkırdadı ve buna karşılık bende kıkırdadım. 

"Justin sen ciddi miydin ?"

"Hangi konuda bebeğim ?"

"Biz ikimiz konusunda. Anneme ciddi düşündüğünü söylediğin zaman. Ciddi miydin ?"

"Şey Bebeğim As-" Justin'in konuşmasını yarıda kesen telefona içimden binbir küfürler ettim ve elimi masaya uzatarak telefonu aldım. Justin'in telefonuydu ve numara kayıtlı değildi.

"Justin, burada bilinmeyen numara yazıyor." dediğimde elimden telefonu alarak numaraya baktı. Açarak konuşmaya başladı.

"Ne var ?" Çok soğuk bir sesle açtı telefonu. Karşıdaki kişinin konuşmalarını duyamıyordum.

"Evet hatırlıyorum." 

"Hımm aslında -" bana baktı ve tekrar konuşmaya başladı. "gelebilirim."

"Nerede ?" 

"15 dakika sonra oradayım." Justin'in konuşmalarına bakılırsa biriyle buluşacaktı. Telefonu kapattı ve cebine sıkıştırdı. Masanın üzerindeki eşyalarınıda aldıktan sonra yanağıma küçük bir buse kondurduktan sonra kapıyı açtı ve çıktı. O'na daha nereye gideceğini sormamıştım. Çok değişik bir yüz ifadesi vardı ve bu beni tedirginleştirdi. Üzerimi değiştirdikten sonra Justin'i takip etmek için çıktım. Aslında ben giyinene kadar o gitmişti ve etrafta gözükmüyordu. Telefonda konuştuğu kişinin kız sesi olduğunu anlamıştım ve sahil demişti. Sahile doğru yürümeye başladım. 

*

Sahile geldiğim gibi Justin'i aramaya koyuldum. Her yere bakmıştım fakat bulamamıştım. En sonunda geri dönerken Justini bir kızla gördüm. Kız Justin'in boynuna sarılmış ve yanaklarından öpüyordu. Justin'in elleri kızın belinin biraz daha altındaydı. Bu manzara beni çok etmişti. Justin kızın dudaklarına yapıştığı zaman kendime daha fazla hakim olamadım ve yanlarına gidip tam karşıların durdum. Justin ve adını adını bilmediğim kız beni görünce durdular. Kız konuşmaya başladı.

"Ne o ? Hiç sahilde öpüşen çiftler görmedin mi ?" bu sözleri çok ağırıma gitmişti. 

"Gördüm fakat aldatılmayı canlı canlı ilk defa görüyorum." kız şok olmuş ifadeyle Justin'e döndü ve açıklama bekledi. Aynı benim gibi. Justin'in yanına ilerledim ve tokat attım.

"Sevgilinle iyi eğlenceler Drew." O'na bilerek Drew demiştim. Aslında, çoğunlukla kızgınken Drew derdim ve bunu o çok iyi bilirdi. Omzumu omuzuna çarparak aralarından ayrılacağım sorada Justin seslendi.

"Bak Bels yanlış anladın. Roselyn benim sevgilim değil ve seni aldatmıyorum. Lütfen dur ve dinle. !" arkamdan bağırışlarını duymazdan gelerek konuştum.

"Kıyafetlerini kapının önünden alırsın Drew."

*

Eve gelir gelmez yaptığım ilk şey Justin'in tüm eşyalarını ya camdan ya kapıdan atmak oldu. Ne yani ciddi değilim mi sandınız ? Tüm herşeyi attığımdan emin olmak için evi ekrar gözden geçirdim ve birşey bulamadım. Duvarın  köşesine sindim ve öylece oturup düşünmeye başladım. Bu sırada gözlerim doldu. Hayır, hayır, hayır. Ağlamak yok. Hayır, şimdi olmaz.

-JUSTİN'İN AĞZINDAN-

"Neden böyle birşey yaptın Roselyn !" sahilin ortasında bağıra bağıra konuşurken herkes bize bakıyordu fakat umurumda değil. 

"Ne yapmışım Justin ?"

"Sana sarılmamı istedin. Eski sevgilim burada dedin ve bende sarıldım. Dudaklarıma yapıştın. Eski sevgilin birşey çakmasın diye karşılık verdim. Fakat yalan söyledin. O kişi senin eski sevgilin değildi. BENİM SEVGİLİMDİ ! ŞİMDİ ONU ALDATTIĞIMI DÜŞÜNÜYOR.!" Sonlara doğru sesim iyice sertleşmişti. 

"Bak Justin. Bella'yla olmanı istemiyorum çünkü seni seviyorum." 

"Ne yani planın bumuydu ? Beni sevgilimden ayırmak mı ? Bütün bunlardan sonra benden hala ümit beklediğini sakın söyleme !" 

"Biliyorum, biliyorum. Senden ümit beklemiyorum fakat onunla ayrıldığın içinde mutlu olmadım değil." Tam elimi kaldırıp vuracaktım ki kendimi zor tuttum.  Sakin ol Justin, o bir kız. Kızlara el kalkmaz. Sakin. Bir nefes alarak elimi indirdim ve Roseliyn'in elinden tutarak arabaya bindirdim. Bella'nın evine doğru sürerken konuştu.

"Beni nereye götürüyorsun ?"

"Bella'nın evine. O'na herşeyi açıklayacaksın."

"Asla. Durdur arabayı, ineceğim." umursamdadan arabayı sürmeye devam ettim. 

*

Bella'nın kapısına geldiğimde şok olmuş bir vaziyette kapının önüne bakıyordum. Bella gerçekten ciddiymiş. Tüm kıyafetlerim kapının orda dağ şekilini almış vaziyette duruyordu. Derin bir nefes alarak Roselyn'in bileğinden kavradım ve sürükleye sürükleye Bella'nın kapısa götürmeye çalıştım. Bir şeylere tutunarak gelmemeye çalışıyordu fakat boşuna. En sonunda kapının tam önüne geldiğimizde elim zile gitti ve bastım. Roselyn bileğini ellerimden çekmeye çalışıyordu fakat bir işe yaramıyordu. Kesin benim geldiğimi bildiği için kapıyı açmıyordu. Zile birkez daha bastım ve beklemeye başladım. Kapı hala açılmamıştı. O sırada ne kadar salak olduğumu anladım. Evin anahtarı zaten bende var. Zile niye basıyorum acaba. ? Çok zekiyim pekala. Cebimden anahtarı çıkardıktan sonra kapıyı açtım ve Roselyn'in bileğinden çekiştirerek içeriye soktum. Ev berbat bir haldeydi. Bu evi hiç bu kadar düzensiz görmemiştim. Odasındadır diye düşündüm ve merdivenlere yöneldim. Tam bu sırada Bella'yı gördüm. Merdivenin sol köşesindeki dubara çökmüş ve Roselyn'le bana bakıyordu.

"Bels,  Rose sana şimdi herşeyi açıkla-" dözümü keserek konuştu.

"Sizden bir açıklama istemiyorum bay Bieber." 

"Fakat ben dinlemeni istiyorum." Dedim ve Roseliyn'in bileğini bırakarak ona döndüm. Bana ' Ne var ? ' bakışı attığında konuştum.

"Öt Şimdi Roseliyn. Herşeyi söyle yoksa seni mahvedeceğimi. Emin ol acımam, ciddiyim."  Roseliyn bana bakıp Bella'ya döndükten sonra ağzını açarak konuşmaya başladı.

"------------ ----- ---------- ------- ------"

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin