Bölüm - 12

179 11 0
                                    

JUSTİN'İN AĞZINDAN DEVAM

Tam konuşacağım sırada dudaklarımda bir dudak daha hissettim. Bu dudaklar Nina'nın dı. Onu ne kadar itmeye çalışsamda bi elini boynuma bi elinide saçıma koyduğu için itemiyordum. Karşılık vermedim ve bi anlık hışımla Nina'yı ittim. Bella'ya baktığımda gözünden bir yaş aktığını gördüm. Tam yanına gidip ona sarılacaktım ki ellerini göğüsüme koyup bana engel oldu.

"Sakın.! Sakın bana yaklaşma veya dokunma Justin ! Ne sanmıştım ki ? Sonsuza kadar benim olacağını mı ? Hahahaha. Ne kadar komik değil mi ? Sevdiğim çocuk gözlerimin önünde başka kızla öpüşüyor. Her neyse.. Mutluluklar." dedi ve omzuma çarparak benden uzaklaşırken bir anda kolundan yakaladım ve delice öpmeye başladım. Bu sefer o bana karşılık vermiyordu. Daha sert öpmeye başladığımda karşılık verdi. Bi anda benden ayrıldı ve sol yanağıma tokat attı. O ilerlerken bende sadece arkasından izliyorum. Nina bir anda yanımda belirdi.

"Ups. Birşey mahvetmedim ya herhalde ?" dedi ve gülmeye başladı.

"O kız bana alışsa çok iyi olur Justin. Bundan sonra peşinden asla ayrılmayacağım." dedi ve dudağıma küçük bir öpücük kondurup gitti. O bunları yaparken ben ise Bella'nın gittiği yöne bakıyordum. Hiç bir tepki vermeden. Sadece izliyordum. 

BELLA'NIN AĞZINDAN

Arabaların yanına geldiğimde yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Ne kadar aptalmışım ! Ne yani bu aşkın gerçekleşeceğini mi sandım ! Ah aptal kafam !. Ağlamaya devam ederken yanıma bir erkek geldi. Bunu tanımıyordum.

"Yardıma ihtiyacın var mı ? Gerçekten kötü gözüküyorsun." dedi. İyi birine benziyordu. Ben ona anlamsız anlamsız bakmaya devam ederken tekrar konuştu.

"Ah şey bu arada ben Jacob. Ve sen ?"

"İsabella. Fakat Bell veya Bels diyebilirsin." dedim ve sırıttım.

"Peki Bels. Sahilde biraz dolaşalım mı ? En azından moralin düzelir. ?" diye sordu nazikçe. Kafamı olur anlamında salladığımda elini uzattı ve bende tuttum. Beni ayağa kaldırdıktan sonra kumların üzerinde Justin'lere zıt bir yönde ilerlemeye başladık. 

"Burada mı yaşıyorsun ?" diye sorduğumda kafasını hayır anlamında salladı.

"Stuttgart'ta oturuyorum. Ya sen ?"

"Ahh bende. Seninle bundan önce karşılaşmamamız kötü olmuş." diyip yalandan dudaklarımı büzdüm. Bu halime sırıttı ve konuşmaya devam etti.

"Aslında görmemiş olman gayet normal. 2 Gün önce taşındık."

"Vay canına ! Belkide benim okuluma gelirsin."

"Umarım. En azından tanıdığım biri olur." diyip göz kırptı. Arkadadan bir ses duymuştum. Dönüp baktığımda bu Justin'di. Umursamadan yürümeye devam ettim.

"Arkadaşın sana sesleniyor Bels konuşmayacak mısın ?"

"O benim arkadaşım değil." dedim sinirli bir ses tonuyla. Justin tekrar bağırdı. Bu sefer daha yakınımdaydı.

"Bels. Buraya gel. Sadece iki dakikanı alıcak." diye bağırdı. Oda sinirli gözüküyordu. Kafamı tamam anlamında salladım ve Jacob'a bekle diyerek Justin'in yanına ilerledim. Gözleri sinirden kıpkırmızıydı. O niye sinirleniyor mi ? Asıl sinirlenmesi gereken kişi benim.

"O kim ?"

"Sanane."

"O kim diye sordum sana Bella !"

"Bende sanane dedim. Ve Bella demeyi kes."

"SANA O KİM DİYORUM BELLA !" Diye bağırdı bir anda. Sinirden gözümden yaş aktı ama konuşmadım.

"DEMEK SEVDİĞİN BİR KİŞİYİ HEMEN UNUTABİLİYORSUN HA ? HARİKA." 

"Bağırma Justin."

"BAĞIRIRSAM NE OLUCAK LAN !" Dediğinde arkadan bir kız sesi geldi. Bu yeni tanıştığım Nina'ydı.

"Hey bebeğim bağırma lütfen. Bu kız bunlara değmez. Hadi gel gidelim." dedi ve Justin'in koluna girdi.

"Evet haklısın. Bencede gidelim." dedi Justin. Tam o sırada omuzumda bir kol hissettim. Jacob'a baktığımda göz kırptı ve konuştu.

"Hadi bebeğim bizde gidelim artık." dedi ve beni diğer yöne çevirdi. Yürümeye başladığımde 'Bu neydi şimdi' bakışı yaptım ve Jacob konuştu.

"Ahh Bels anlamıyor musun ? Justin seni kıskandırmaya çalışıyor. Tepkini merak etti. Mesela şimdi arkana bakarsan kızın, Justin'in kolunda olmadığını görürsün" diyip parmağıyla arkamızı işaret etti. Arkama dönüp baktım ve Jacob haklıydı. Nina Justin'e ne kadar yaklaşmaya çalışırsa çalışsın Justin'onu itiyordu.

"Sen medyum musun ?" Diyip güldüm.

"Hayır erkeğim" diyip göz kırptı. Ne demek istediğini anlamıştım.

*

Uzun bir yürüyüşten sonra geri döndük. Renee beni görür görmez Alec'in kolundan ayrılıp bana sarıldı.

"Nerelerdeydin sürtük ! Seni çok merak ettim." Sürtük lafını ciddiyetle söylemediğini biliyordum. 

"Sadece arkadaşımla biraz dolaştım." dediğimde benden ayrılıp Jacob'a baktı. 

"Merhaba ben Renee"

"Memnun oldum Renee. Bende Jacob. Ve sevgilinin adıda ?" diye sordu merakla. Bu sırada Alec geldi ve sırıtarak konuştu.

"Merhaba dostum. Bende Alec." diyerek gülümsedi. Bu gülücüğe karşılık Jacob'ta gülümsedi. 

"Gerçekten yakışıyorsunuz." diyip Alec'in sırtına dostça vurdu. En azından Alec şu kıskanç sevgililerden değildi. Yani yeni insanlarla tanışmayı seven bir tipti.

kısa bir süre sonra herkesle tanıştı. İki kişi hariç tabi. Birisi Justin diğeri ise Amy. Onu Amy'le tanıştırmayı düşünmüyordum fakat şimdiden sırnaşmaya başlamıştı.

"Millet görüşmek üzere. Benim gitmem gerek." diyip yanağıma öpücük kondurdu ve kulağıma fısıldadı.

"Sonsuza kadar dost ?" 

"Sonsuza kadar dost." diyerek cevap verdim. Herkesle el sıkıştıktan sonra gözden kayboldu.

"Hadi artık gidiyoruz." dedi Justin buz gibi bir ses tonu ile. Bu laftan sonra herkes ayaklandı. 

*

"Ben o arabaya binmem !" 

"Niye Bels ?" dedi Luck

"Çünkü orda Justin var." dediğimde herkes bana döndü Justin bile. Ve konuşmaya başladı.

"Pekala arabayı Alec sürsün. Robert ben sizinle geliyorum." dedi. 

"Amy bence sende gitmelisin. Sonuçta ERKEK ortamına alışıksın bebeğim hı ?" dedim birazıcık piçlikle. 

"Aslında ol- ne ? ne dedin sen ?"

"Ne dediğimi duydun."

"Sen şimdi bittin" diyip üzerime yürümeye başladı. Bu sırada Justin ortamıza girdi ve konuştu.

"Bels neden kendi suçlarını Amy'ye atıyorsun. ?" ve Amy'ye göz kırptı. Bunu beni sinir etmek için dediğini biliyordum. 

"Oa. Justin. Vaov." Amy mutluluk ve şaşırma duygularına bürünürden konuşmaya başladım.

"Amy. Senden nefret ediyorum. Sürtüğün tekisin !." Bunu dediğimde Amy bana sırıttı. 'Biliyorum' diye ağzını oynattı. 

"Sana gelince Justin." bunu dediğimde Justin gözlerini açmış beni dinliyordu.

"Sen ukala herifin tekisin ! Tek yaptığın şey kızların duygularıyla oynamak ! Şerefsizin ta kendisisin ! Belkide zavallı Nina'nın da duygularıyla oynamıştındır. Se-se-senden nef-nefret ed-ediyo-ediyorum." Son lafı kekelediğim için bana inanmamıştı. Yanıma doğru yürüdü ve elini belime koyarak beni kendine çekerek konuşmaya başladı.

"Bende -....."

ÇOK PİÇ BİR YAZARINIZ VAR BİLİYORUM :Dd HEP HEYECANLI YERDE BİTİRİYORUM LNT OLSN BNA .S.S 

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin