Bölüm - 29

95 9 0
                                    

-Justin'den devam-

"Hey, Justin." Odadan bana bağıran Bella'yı duymam ile gözlerimi uzun zamandır dikmiş olduğum vazodan çektim. Son zamanlarda nereye baksam dalıyordum. Bu dalgınlığın sebebi neydi hiç bir fikrim yok.

"Yine ne oldu Bels ?"

"Acaba buraya gelebilir misin ?" Ahh, Tanrı aşkına Bels.. Mızmızlanarak oturduğum kanepeden kalktım ve Bella'nın olduğu odaya doğru yol aldım. Odanın kapısından Bella'yı incelemeye başladım. Beni fark ettiğinde sırıttı.

"Yardım edebilir misin ?" Diyerek henüz açılmamış bavulları işaret parmağı ile gösterdi.

Gözlerimi devirerek tekrar Bella'ya baktım. Yüzünde çocuksu bir gülümseme vardı.

"Hayır, bunlar kız işi."

"Ama içinde senin eşyalarında var." Diyerek oda gözlerini devirdi.

"O zaman bırak orada kalsınlar Bels. Zaten bir hafta için geldik. Ne gerek var dolap dizmeye." Diyerek söyledim ve arkamı döndüm.

-Luck'un ağzından-

Justin ve Bella' nın gitmesi üzerine iki gün geçti ve biz bugün evi baştan aşağı tarayacaktık. İşimiz bayağı zor görünüyordu.

"Artık şu anahtarı lanet deliğine sokup kapıyı açar mısın Luck. İstersen kırmızı kurdale ve makas getireyim. Açılış töreni gibi olsun ha ?" Diyerek omzuma vuran Robert'a uçan tekmeyi gömdüm demek isterdim fakat maalesef öyle olmadı.

"Açıyorum işte. Karılar gibi mızmızlanmayı keser misin ?" Diyerek göz devirdim ve nihayet kapıyı açtım.

Herkes bir odaya girdi. Bende ilk arayışıma lavobodan başlayacaktım. Tüm rafları, çekmeceleri ve zemini aramaya başladıktan sonra birşey olmadığını fark ettim. Kafamı yukarı kaldırıp tavanla uzun bir süre bakıştım. Tavandan aşağı doğru sallanan ampulün sol tarafında küçük, siyah birşey gördüm. Emin olmak için ışığı kapatarak tekrar aynı yere baktım. Bu sefer ise o küçük siyah şeyden kırmızı bir ışığın yandığını gördüm. Sanırım, ışığı kapatınca gece görüşü moduna geçmiş olmalıydı. Oradaki tezgahın üstüne çıktım ve ampule yaklaştım. Kücük kamerayı olduğu yerden çıkardım ve tezgahtan tekrar aşağı indim. Lavobodan çıktıktan sonra medivenlere yöneldim ve salona doğru inmeye başladım. Salona geldikten sonra avazım çıktığı kadar çocuklara bağırdım.

"Robert, Connor, Alec, Renee. Salona gelin !" 

Üst kattan Connor'ın 'Tamam' diye bağırma sesini duydum. Fazla uzun sürmeden Renee hariç hepsi salona gelmişti bile.

"Renee, nerdesin bebeğim ?" diyerek bağırdı Alec. Tam o sırada merdivenlerden indi. Elinde bir kağıt vardı ve yüzü düşmüştü. 

"Bir sorun mu var ?" diye sordu Robert. 

Renee, gözleriyle hepimizi süzdükten sonra elindeki kağıdı açtı. Biraz göz gezdirdikten sonra kağıtta yazanları okumaya başladı.

"Böyle bir sorun yaşayacağımı biliyordum. Eğer kamera ve dinleme ciğazlarını bulmaya çalışırsanız pekte başarılı olamazsınız çocuklar. Hepsini yerinden çıkardım. Sanırım buraya kadar. Beni, bizi asla bulamayacaksınız. Bence vaz geçin. Artık bir ip ucu kalmadı." Renee tekrar bize döndü.

"Bu kağıdı ne zaman bırakmış olabilir ki ?" diye sordu Connor.

"Dün kimse eve gelmedi değil mi ? Belkide dünden yararlanıp eve sızdı ve tüm cihazları yerinsen aldı ?" diye sorarcasına konuçtu Alec. Herkes başıyla onaylarken ben konuşmaya başladım.

"Sanırım birini unuttular. Ne dersiniz ?" diyerek lavoboda bulduğum kamerayı gösterdim.

-Bella'nın ağzından- 

Bir insan bu kadar sinir bozucu olmasın. Beni evde resmen tek başıma bıraktı ve gitti. Hayır yani gidiyosun anladık ta, neden nereye gittiğini söylemiyorsun ? Ya biri gelse ve beni kaçırsa. Ya evime dilenci diyerek gelip beni zehirli elmayla zehirleseler ? Bels kendine gel. Masal diyarında değilsin. Justin evden çıkalı neredeyse 1 veya 2 saat olmuştu. Bu zaman kadar birşey olmadıysa. Hmm. Umarım bundan sonrada olmaz. Kanepede uzanıp televizyon izlemeye başladım. 

"Bebeğim, uyan." Gözlerimi açıp karşımda dikilen Justin'e gülümsedim.

"Sen iyi misin ?" diye sorduğunda başımı sallayarak konuşmaya başladım.

"Evet, bir sorun mu var ?"

"Çok terlemişsin. Rüyanda kötü birşey mi gördün ?"  Biraz düşündükten sonra kafamı hayır anlamında salladım. Eğer görmüşsem bile hatırlamıyordum çünkü. 

"Git elini yüzünü yıka. Ağzından salyalar akmış hep." dediği zaman elimle ağzıma dokundum ve bir ıslaklık hissetmedim. Gözümlü kısarak Justin'e baktım. Karşımda sırıtıyordu.

"Sadece şakaydı bebeğim. Sadece şaka." dedi ve bu sefer hönkürerek gülmeye başladı. Gözlerimi devirerek uyuya kaldığım kanepeden ayağı kalktım. Ayaklarımın soğuk zemine değmezine izin verdin. 

"O ses neydi ?" Diye sordu Justin.

"Hangi ses ?"

"İşte, bu ses." dedi ve karnıma kulağını koyup güldü. 

"Sen acıkmışsın bebeğim." 

"Evet. Hemde kurtlar gibi. Sanırım seni yiyebilirim." diyerek Justin'in kolunu ısırdım. Acıyla inleyerek konuştu.

"İşte sen şimdi bittin." hemen oturduğum koltuktan kalkarak, tek katlı binanın etrafında tur atmaya başladım. Ev tek kat olduğu için koşacak ve saklanacak pek fazla yerim yoktu.

--------------

İSİMLERİN OKUNUŞU ;

Justin - Castin

Bella, Bels, Bell - Yazıldığı gibi

Luck - Luk

Connor - Kannır

Renee - Röne

Alec - Alek

Emily (Bella'nın annesi) - Emili

Amy - Eymi 

Brandon - Birendın

-------------------------

LÜTFEN OKUYUN;

HİKAYENİN BU KADAR GEÇ GELMESİNDEN DOLAYI ÜZGÜNÜM. AMA BEĞENİ OLMADIĞI İÇİN BENİMDE YAZMA HEVESİM GELMİYOR. BAZI HİKAYELERE BAKIYORUMDA O KADAR SAÇMA HİKAYELER VAR Kİ... RESMEN YAZARIN NE YAZDIĞINI ANLAMIYORSUNUZ. AMA VOTE SAYISINA BAKINCA HÜSRANA UĞRUYORUM. O KADAR ANLAŞILMAZ BİR HİKAYEYE BİLE 15-20 VOTE GELDİĞİ HALDE BANA EN FAZLA.. HER NEYSE, OKUMANIZ BİLE BENİM İÇİN YETERLİ. TEKRAR TEŞEKKÜRLER. EĞER BÖYLE DEVAM EDERSE HİKAYEYİ 35. BÖLÜMDE BİTİRMEYİ PLANLIYORUM. MADEM OKUYORSUNUZ, O ZAMAN VOTE YAPMAYI UNUTMAYIN ARKADAŞLAR. TABİ HALA HİKAYENİN DEVAM ETMESİNİ İSTİYORSANIZ VOTE'LAYIN.

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin