Bölüm - 28

131 8 0
                                    

Hastanede geçen 12 gecenin ardından eve gitmek ayrı bir mutluluktu. Justin, ben, Renee ve Alec aynı arabada iken diğerleri arkamızdan geliyordu. Hastanede gerçekten çok sıkılmıştım. Hatta bir ara, sırf ayağı kalkmak için yatağıma işemeyi düşünmüştüm. Evet cidden düşünmüştüm. Ya ayağı kalksam ne olacak sanki ? Ben iyiyim. Öküzlüğün bir manası yok. Tanıdık sokaklarda giderken derin nefesler alıyordum. Evimin son hali neydi acaba ?

"Eve gitmeden önce başka bir yerlere gitmek istemediğine emin misin ?" diye sordu Justin. Kafamı koyduğum camdan uzklaştırıp Justin'e baktım.

"Evet."

"Son kez soruyorum. Eve gidip sıkılınca benden, seni dışarı çıkarmamı sakın isteme. Çıkarmayacağım." Göz devirmemek için kendimi zor tutttum.

"Bizde Renee'yle çıkarız. Dimi Renee ?" kafamı arka koltukta birbirine zıt dönmüş ve kollarını göğüslerinde birleştirmiş Renee ve Alec'e çevirdim. Yine ne için kavga etmişlerdi acaba.

"Renee ?" diye tekrar sorarcasına konuştuğumda irkilerek bana baktı.

"Birşey mi dedin ?" Sabır. Cidden sabır.

"Bugün birşeyler yapar mıyız ?" diye soruyu yeniledim.

"Ahh, şey.. Aslında canım bu gün birşeyler yapmak istemiyor." Renee'nin bu cevabının hemen ardından Justin'in kıkırdadığını duydum. Önüme dönerek araba kullanan Justin'i inceledim. Beni fark edince konuştu.

"Ne var ?"

"Hiç." diye sızlandım ve önüme döndüm.

*

Sonunda eve gelmiştik. Aslında herşey yerli yerindeydi. Justin beni bıraktıktan sonra gitmişti ve Renee'yle tek kalmıştık. Kendimi çok iyi hissediyordum.Odama çıkıp kıyafetlerimi ayarladım ve duşa girdim. Ilık suyun bedenimde yansıttığı ferahlama beni biraz daha rahatlatmıştı. Duşum bittikten sonra ayarladığım kıyafetlerimi üzerime geçirerek Renee'nin yanına indim. Koltukta oturmuş, sanki birinden mesaj veya arama bekliyormuş gibi duruyordu.

"Bir sorun mu var Renee ?" diye sorduğumda kafasını telefondan kaldırıp sıcak bir gülümsemeyle konuştu.

"Hayır bal kabağım. Alec'in aramasını bekliyorum." 

"Nereye gittiler hepsi beraber ?"

"Bir fikrim yok ama umarım sorun yoktur."

"Umarım." Dedim fısıltı halinde çıkan sesimle. Hızlı adımlarla koltuğa oturup televizyonu açtım. Magazin programlarını hiç bir zaman sevmemişimdir. Kanallardada düzgün bir film yoktu bu yüzden çizgi film açmaya karar verdim. Evet yanlış okumadınız çizgi film. Tom ve Jerry'yi kim sevmezdi ki ?

*

Uzun bir sinema keyfi sonrası televizyonu kapatıp Renee'ye döndüm.

"Hala Alec'ten haber yok mu ?" Kafasını hayır anlamında salladı. Oflayarak saate baktım. Saat daha 5'e yeni geliyordu.

"Hey, birşeyler yapalım  mı? "

"Ne yapabiliriz ki? " diye sordu huysuzca.

"Hadi annemin yanına gidelim. Hem Jack'te seni özlemiştir."

"Bell çok isterdim fakat olmaz. Yara izlerin hâlâ geçmedi. Eğer annene açıklama yapabilirsen gidelim sorun yok." Diyerek sinsice sırıttı. Yüzümü buruşturup kapalı olan televizyonu ve evin geri kalan kısmını oturduğum yerden incelemeye başladım.  Gözlerim salonu turlarken bir anda durdu. Ampulün biraz kenarında kırmızı bir ışığın yanıp söndüğünü gördüm. Işığı kontrol amaçlı kapattığımda hala yanıp sönen birşey olduğunu fark ettim.

Uyuz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin